Geçtiğimiz onyılda Antroposen çağı, yani insan medeniyetinin ayak izinin iklimi ve bir bütün olarak dünyayı etkilemekte olduğu bir dönemde yaşıyor olmamız üzerine çok sayıda tartışma oldu. Buna bir başka yandan bakacak olursak bu insan tasarımının gezegen üzerinde önemli izler bıraktığı, karbon tüketimciliği kültürünün aslen sadece bir yüzyıllık olan kendi jeolojik çağına dönüştüğü bir dönemdeyiz.
Yapılandırıcı eğitim görüşüne göre “bilgi”, kişinin kentle, mekanla, malzeme ve diğer bireylerle kurduğu diyalog veya ilişkiler aracılığıyla oluşturuluyor.
Lerzan Aras, kuruluşunun 100. yılında halen eğitim modellerine ilham olmaya devam eden Bauhaus’u ve gücünün dayandığı ilkeleri, güncel sorunlar ve koşullar bağlamında yazdı.
Mimarlık bir güzel sanattır, mekan yaratma sanatıdır, yani eser üretir. Ürettiği eserler dünya durdukça, sanatçı telif haklarıyla korunur.
Nasıl oldu da “makine kırıcıları”na kadar uzanan ütopik sosyalist hareket, 20. yüzyıl başında siyaseti, eğitimi, sosyal hayatı, sanatı, mimarlığı bütünüyle dönüştürecek bir güç haline geldi?