Zweig’ın ev-aidiyet sorgulamasının kaynağı, döneminin pek çok sanatçısı ve düşünürü için de paradigmaları yeniden kuracak metinler ürettirmişti. Metnin geçtiği kitap 1942’de yayınlandı; 70 yılın ardındansa bu cümleler, yeniden yıkıcı gerçeklere dönüştü ve Zweig gibi düş/kurgu becerisine sahip olmaya gerek kalmadı.
Sinan Logie geçen ay, bu köşede, Venedik Bienali Türkiye Pavyonu etrafında gerçekleşen tartışmaya binaen, “eleştiriye tahammülsüzlük bir norm halini almış gibi görünüyor” diyordu.
Modernizm, mekan ve teknoloji üzerinden 100 yıldır yazılıp konuşuluyor. Toplumsal yansımaları ve etkileri de daha çok “batı modernizmi” merkezli bir coğrafi angajmanla tarif edilegeldi.
Militarist tınıları ile mücadele ve sağlam bir duruşu ima eden cephe kavramı, son Venedik Mimarlık Bienali’nde toplumsal meselelere mimarların yaklaşımını belirten tema olarak ilan edildiğinde, mesele açısından oldukça zengin bir içerik sağlayan Türkiye’de de tartışmaların yoğun geçeceği tahmin ediliyordu, öyle de oldu.
Venedik Mimarlık Bienali, mimarın sorumluluğunu gündeme getirerek mimarları konforlu alanlarından çıkmaya davet ediyor. Hülya Ertaş ana sergiler, ülke pavyonları ve Türkiye'nin katılımı üzerinden bienali değerlendiriyor.