Aynılık İçinde Farklılık

İPEK YÜREKLİ

Altunizade’deki ofis yapısı, iki sahipli kurgusuna uyacak şekilde iki eşit parça olarak tasarlanmış. Cephedeki boşluklarla birleştirilen ikili kurguyu yapının mimarlarından İpek Yürekli anlattı.

Bildik bir durumdur. Arsa sahibi ile müteahhit anlaşırlar. Arsaya yapılacak bina tamı tamına ikiye bölünmek durumundadır. Birbirinin aynı olan ikiz binalar istenir. İşte Altunizade'deki de böyle bir ofis binası.

Aynılık olamayacağını hepimiz biliyoruz. Ama eşit olmaya çalışmak kaçınılmaz, aksi düşünülebilir mi? Hobbes’tan beri birlikte yaşayan insanların eşit haklara sahip olmasını amaçlayan sosyal sözleşmeler tartışılıyor. Eşitliği aynılıktan ayıran nedir? Sadece ölçülüp biçilenler mi, yoksa tanımlanması, ölçülmesi zor olan “göremediklerimiz”in bu tartışmaya etkisi var mı? Başka bir deyişle, Zumthor’un “atmosfer” olarak tanımladığı mimari kalite, mimarlık paylaşımında değer olarak kabul ediliyor mu?

fotoğraflar: gürkan akay

Mimarlıktaki aynılık ve eşitlik tutkusu ile değerlendirilenler şu konular olabilir:

-Sayısal olanlar (Mimarlıkta sayısal karşılaştırmanın en önemli kriteri tabi ki metrekare. Günümüzde metrekare, emlak sektörünün vazgeçemediği birincil mülk değeridir.)
-Fiziksel olanlar (Işık, rüzgar, ses gibi fiziksel kriterler. İki binanın tamamen aynı konumda olması mümkün olmadığına göre, bunlar aslında aynılığın imkansız olduğu ama kısmen kontrol edilebilir özelliklerdir.)
-Kullanımla ilgili olanlar (Sokakla ilişki, bakışlar, ilişkiler, mekan organizasyonu, bütünlük, kullanışlılık gibi öznel değerlendirmelere açık özellikler. Bu konular, mimarinin esas hikayesini ve en çok tartışma götürür halini kapsar.)

Genellikle sonuçta, yapılan uzun tartışmalar, hiçbir değerlendirmenin sayısal olanla rekabet edemeyeceğini gösterir ve bütün kat metrekareleri eşitlenir. Bu binada da böyle oldu. Otoparktaki araba sayısından, balkon boyutuna sayısal olan her şey eşit hale getirildi.

Bu arsa, Altunizade’de bahçe içinde dört katlı binaların bulunduğu bir yapı bloğunun köşesinde yer alıyor. Algı olarak, mevcut binanın bahçesiyle bütünleşmiş olan bu köşesini bir anda yapıyla doldurmak yerine boş bırakmak, tasarımdaki ilk önemli karar oldu. Bu sayede zemin ve bodrum kat kullanımlarını da destekleyecek ışık kaynağı ile park etmiş arabalardan uzak, kaldırımın uzantısı olarak hissedilen küçük bir meydan ve ferah bir giriş yaratıldı. Farklı kotlardaki bahçelerle desteklenen bu ferahlığın ana merdivende ve her kattaki giriş hollerinde de devam etmesine özen gösterildi. Bu noktada, yukarıda bahsi geçen “kullanımla ilgili özellikler”in “sayısal özellikler” ile mücadelesi, ciddi bir tartışma konusuydu.

Daire daire kiraya verilecek bir ofis binası söz konusu olduğundan iç mekanları mümkün olduğunca esnek bırakmak önemliydi. Her daireye hizmet eden bir tuvalet, mutfak, depo, vestiyer ve bir küçük balkon olması gerekli görüldü. Malum artık şirketler farklı çalışma ortamlarını tercih ediyorlar. Çalışanlarını küçük kutucuklar içinde tutanlar, tamamen açık, “bir oyun ortamı” yaratanlar, hiyerarşiden kaçamayıp patron odalarını baş köşeye yerleştirenler gibi farklı kullanımlar söz konusu. Dolayısıyla ofis binasının planları bu farklı eğilimlerin hepsine uygun olmalıydı. Alt sistemler de bu esnekliğe uyacak şekilde çözüldü.

Projeyi yönlendiren eşitlik ve esneklik kriterleri olunca, bu kadar aynılığın cepheye nasıl yansıyacağı önemli bir sorun oluyor. Dolayısıyla bu projenin önemli bir parçasını, cephenin çalışılması kapsadı. Cephe, bir bütün kabuk olarak görüldü ve hem ofislerin, hem de balkonların önündeki süreklilik önemsendi. Farklı malzeme denemeleri sonrası, işverenden gelen “zamansız bina” isteği doğrultusunda ana malzemenin taş olması kararı çıkınca, bu taş cepheyi hafifletmek gerektiği düşünüldü. Bu konuda uygun olacak uygulama detaylarının geliştirilmesi için özen gösterildi. Doğal iklimlendirmeyi sağlayacak hareketli ışık kontrol elemanları, bina karakterini oluşturan önemli mimari elemanlardan biri haline geldi.

Temelde mimari tasarım süreçleri, çok farklı ölçeklerin, konuların, durumların, ihtiyaçların, gerekliliklerin birlikte tartışıldığı bir ortamdır. Hem teknik konularda çeşitli sistemlerin birbirleriyle tutarlı ve uyumlu şekilde çözülmesi hem mimari kaliteyi üretecek bir entelektüel düşüncenin üretilmesi hem de çevreye, topluma karşı duyulan sosyal sorumluluğun bilinciyle geliştirilen bir bütün oluşturulması amaçlanır. Bu durum, çok girdinin olduğu, kontrol edilemez çok etkenin bir araya geldiği her alanda olduğu gibi, her zaman söz konusu olamasa da, bütünlük ve tutarlılık mimarlık için her zaman öncelikli derecede önemli bir konudur.

Bu projede de detay çözümünden bulunulan mahalleye yaklaşım gibi her ölçekte aldığımız kararların tutarlılığını önemsedik ve ilk eskizden uygulamaya kadar söz konusu tutarlılık ve bütünlük açısından titizlikle çalıştık.

Etiketler:

İlgili İçerikler: