Çok Aktörlü Süreçler

ARSEV UMUR AYDINOĞLU PINAR KAYGAN

ODTÜ bünyesinde yer alan Tasarım Fabrikası’nın düzenlediği Disiplinlerarası Tasarım Stüdyosu’nun ikincisi geçtiğimiz Ocak'ta düzenlendi. Sekiz haftalık stüdyo giderek karmaşıklaşan sorunların çözüm aktörlerini de çoğaltması ile bir gereklilik haline gelen disiplinlerarası çalışmalara sektör ve akademi katmanlarını da ekliyor.

Tasarım ve mühendislik alanlarında disiplinlerarası çalışmaya duyulan ilgi, gerek disiplinlerin arasındaki sınırların bulanıklaşması gerekse tasarım problemlerinin giderek daha karmaşık ve çok katmanlı çözümler gerektirmesi sonucunda yükseldi. Tasarım mesleklerinin kuruluş dönemlerinde idealize edilen, tüm süreci tek başına yürüten tasarımcı miti, yerini disiplinlerarası yaratıcı ekiplere bırakıyor. Ancak yaratıcı ekipler üzerine çalışmaların gösterdiği üzere, üniversite eğitimi sırasında başka disiplinlerle çalışmayı deneyimlemeyen kişiler, profesyonel yaşamda farklı bakış açılarıyla uzlaşmakta ve disiplinlerarası işbirliği yapmakta zorlanıyorlar.

nos curabit ekibi
nos curabit
pihola
harmony
harmony
feza-i azrak ekibi
feza-i azrak
dustbusters
atok ekibi
atok

ODTÜ'de çeşitli bölümlerden öğrencilerin ve öğretim üyelerinin bir araya gelerek işbirliği yapmaları için bir zemin sunmayı amaçlayan Tasarım Fabrikası'nın düzenlediği Disiplinlerarası Tasarım Stüdyosu (DTS) bu noktadan yola çıkarak geliştirildi. Ocak 2016'da ikincisi düzenlenen ve sekiz hafta süren DTS'ye Endüstri Ürünleri Tasarımı, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Gıda Mühendisliği, Makina Mühendisliği, Havacılık ve Uzay Mühendisliği, İktisat, İşletme, Nörobilim ve Nöroteknoloji, Psikoloji, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Mimarlık, Okul Öncesi Eğitimi ve Fizik Bölümleri’nden toplam 38 lisans ve lisansüstü öğrencisi katıldı. DTS’de oluşturulan altı disiplinlerlarası öğrenci ekibi bir kurum/firmayla eşleştirilerek ortak ilgi alanında olan bir konu üzerine tasarım projesi yürüttü. DTS’ye destek veren kurum ve firmalar: Arçelik, Bama Teknoloji, Eczacıbaşı, FNSS Savunma Sistemleri, Roketsan ve Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği. Öğrenci ekiplerine Endüstri Ürünleri Tasarımı, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği, Makina Mühendisliği, İktisat ve İşletme Bölümleri’nden toplam 12 öğretim üyesi danışmanlık yaptı.

Sekiz haftalık sürecin ilk haftası, öğrencilerin birbirleriyle ve DTS’de danışman olarak rol alan öğretim üyeleriyle proje tanışmalarına ayrıldı. Hafta boyunca öğretim üyeleri, yürüttükleri seminer ve çalıştaylarla, disiplinlerarası takım çalışması, mühendislikte ve endüstriyel tasarımda tasarım projeleri, iş modeli geliştirme, kullanıcı araştırması ve senaryo geliştirme konularında eğitim verdiler. Ayrıca kampüs içinde çeşitli bölümlerdeki eğitim mekanları (Makina Mühendisliği, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Laboratuvarları, Modelleme ve Simulasyon Merkezi ve Mimarlık ve Endüstriyel Tasarım Bölümü Atölyeleri) ziyaret edilerek buradaki cihazlar ve araçlar öğrencilere tanıtıldı. İlk haftanın sonunda öğrenciler, öğretim üyeleri ve firma temsilcilerinin bir araya gelerek DTS’de ele alınacak proje konularını tartıştıkları bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıyı takiben öğrenci ekipleri oluşturuldu ve her ekibin akademik ve firma danışmanları belirlendi. Sonraki yedi haftaysa sırasıyla kavramsal tasarım, tasarım detaylandırma ve prototip üretimine ayrıldı. Ekipler final sunumlarını 1 Nisan 2016'da ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde yapılan kapanış etkinliğinde gerçekleştirdiler.

PiHola

pihola

Arçelik’in danışmanlığında çalışan PiHola ekibi, kullanıcı deneyimi araştırmasına odaklandı. UXI, son yılların yükselen trendi olan kullanıcı deneyimi (UX) üzerine çalışan UX Lab’ların araştırma süreçlerinde karşılaştığı daha güvenilir, daha değerli ve daha çok miktarda kullanıcı deneyimi bilgisi problemini çözen bir modül ve sistem çözümü. “Sense frame” olarak adlandırılan modül, kullanıcının ürünü (ürün üzerindeki butonları, arayüzü) nasıl kullandığını sensörler aracılığıyla anlıyor ve kullanıcının deneyimi üzerine “data mining” yapıyor. Alınan bu veriler UX Lab Pi Hola’da işlenerek zenginleştiriliyor. UXI, daha çok kullanıcı ile, daha güvenilir ve daha hızlı kullanıcı deneyimi araştırmaları yapılmasına olanak veriyor.

Harmony

harmony

Mart 2016 itibariyle Türkiye’de bulunan sığınmacı sayısı 2.715.789. Bu insanlar Türkiye’de kısa ve orta vadede geri dönüşsüz şekilde yaşayacaklar ama geldikleri yerde kabul görmelerinin sağlanması da gerekiyor. Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’yle işbirliği içerisinde çalışan Harmony isimli ekip, portatif bir empati odası yaratarak farkındalık, empati ve duygudaşlık yaratmayı amaçladı. Altmış santimetre kenarı olan iki metre yüksekliğinde sekizgen prizmatik bir hacim içine sığınmacıların karşılaştığı tepkileri yansıtan iki buçuk boyutlu görseller yerleştirerek, ışık ve ses oyunlarıyla kabine giren kişilerde empati duygusunun uyandırılması planlandı. Düşük maliyetli XPS levhadan üretilen empati odası, kolay kurulabilir ve yeniden işlevlendirilebilir şekilde tasarlandı. Tasarımın dış yüzeyi de sığınmacılarla ilgili olguları ve bu konuda çalışan sivil toplum kuruluşlarının iletişim bilgilerini içeriyor.

Feza-i Azrak

feza-i azrak

Roketsan’ın desteğiyle yürütülen projede Feza-i Azrak ekibi uzayda yaşam konusunu ele aldı. Yerçekimi eksikliği (teknik adıyla mikroyerçekimi) sadece uzay istasyonunda çalışmaların değil, sağlıklı bir uykunun da önündeki en büyük engel. Yerçekimsiz ortamda uyuma hissi oluşmadığından astronotlar ilaç desteğiyle bile günde en fazla beş saat uyuyabiliyorlar ve sağlıksız bir uyku neticesinde uzay istasyonunda yürüttükleri çalışmalarda düşük performans gösteriyorlar. Bu soruna çözüm olarak Feza-i Azrak ekibi, yerçekimsel ivme kullanarak 0.7 g’lik bir yerçekimi hissi yaratmayı, böylece astronotun dünyadakine benzer şekilde yaslanarak uyumasını sağlamayı amaçladı. Dönüş eksenine dik olarak dönecek kabinde oluşacak çekim kuvveti hem astronotun uyumasına yardımcı olacak hem de çekim kuvveti, yerçekimsiz ortamda oluşan kemik ve kas dejenerasyonunu yavaşlatarak astronotun sağlığını korumasına yardımcı olacak.

Nos Curabit

nos curabit

Bama Teknoloji’nin uzmanlık alanıyla ilişkili olarak üst ekstremite rehabilitasyon çözümlerinin tasarımına odaklanan Nos Curabit ekibi, üç - altı yaş arasındaki serebral palsi ve çocukluk çağı eklem iltihabı rahatsızlıklarından muzdarip çocukların fiziksel terapilerine yardımcı olmak üzere “Puffer-io” adlı portatif egzersiz cihazını geliştirdi. Çocukların, rahatsızlığın derecesine bağlı olarak günde üç tekrara varan ve bir fizyoterapist gözetiminde kas egzersizi yapma zorunluluğu hem masraflı hem de çok vakit alan bir rehabilitasyon. Puffer-io ise içinde hava yokken çocuğun kapalı avucuna sığacak boyutta. Üzerinde bulunan pompa, basınç sensörleri yardımıyla hava ile şişip inerek rijit kasları açıyor, parmaklara egzersiz yaptırıyor. İkinci bir puffer-io cihazı da bilek hareketleri için geliştirildi. Işıklı bir çemberin üzerine konulan puffer-io ile çocuk, cihazı iterek bilek egzersizleri yapabiliyor. Cihaz, hem android hem de ios uyumlu arayüz ile kontrol edilebiliyor. Sensörlerde toplanan veriler wi-fi üzerinden rehabilitasyon merkezindeki uzmanlarla da paylaşılıyor.

Dustbusters

dustbusters

Eczacıbaşı’nın desteğiyle yürütülen projede Dustbusters ekibi, kimsenin sevmediği duş kabini temizliği ve beraberinde getirdiği ıslanma, yorulma, bel ağrısı çekme ve bu kadar sıkıcı bir işle zaman harcamayı ele aldı. Dustbusters ekibi, pratik bir duş kabini temizleme sistemi geliştirerek bu sıkıntıları minimize etmeyi amaçladı. Duş tekneleri için otomatik olarak kontrol edilebilen bu temizlik sisteminin üç ayrı bileşeni var: Duş teknesinin altında raylı bir sistem, bu raylı sistemde elektrik motoruyla hareket eden güçlü bir mıknatıs ve duş teknesi üzerinde mikrofiber bezlerle sarılı temizleme aygıtı. Kullanıcı duştan çıktıktan sonra temizleme aygıtını duş teknesinin içine koyuyor ve cep telefonunu kullanarak bluetooth üzerinden sistemi aktivite edebiliyor. Sistemde belirtilen süre boyunca temizleme aygıtı yüzeyi siliyor. İsteğe bağlı olarak ikinci bir kurutma bezi de koymak mümkün.

Atok

atok

FNSS Savunma Sistemleri ile işbirliğinde çalışan Atok ekibinin amacı, zırhlı araçların (ambulans, itfaiye, personel taşıyıcı vb.) modifiye edilerek hendekleri geçebilmesinin sağlanması. Halihazırda sekiz tekerlekli ve en az yirmi dört ton ağırlığındaki bu araçlar, iki metrelik bir hendeği geçebiliyorlar. Aracın gövde üstünde ileri ve geri hareket edebilen hidrolik kaldıraç sistemleri ile hendeği geçmesi planlandı. Konsept tasarımı aşamasında doğadan esinlenen tasarım (biomimicry) yöntemi kullanıldı. Flamingoların uzun bacakları ile karada ve suda ilerlemesi kaldıraç sistemine ilham olurken, filler ve ayıların ayakları kaldıraç sisteminin ayaklarının tasarımını etkiledi. Geliştirilen model ile beş buçuk metrelik bir hendeğin geçilebilmesi öngörüldü.

Etiketler:

İlgili İçerikler: