Korumanın Bir Biçimi Olarak Yeniden İşlevlendirme

ESRA BİCİ NASIR

Esra Bici Nasır, İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi İçmimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünde üçüncü sınıf proje stüdyosunda gerçekleştirilen ve uzun yıllardır kullanılmayan tarihi bir konağın, konaklama işlevine uygun olarak yeniden tasarlanması proje sürecini yeniden işlevlendirme kavramıyla ele aldı.

İnşa amaçlarını içeren işlevlerini yitirmiş pek çok tarihi yapı için en güncel sorulardan biri, yeni işlevlere göre uyarlanması, zaman içinde gelişen bir süreç olan “adaptasyon” (uyarlama) sürecine tabi tutulmasıdır. Bu süreç, ilgili kavramın özdeşleştiği haliyle, bir binayı, yeni koşul ve gereksinimlere uygun hale getirme amacıyla yeniden kullanmak ya da ıslah etmek için yapılan müdahaleler olarak düşünülebilir (Douglas, 2006). Böylelikle özgün işlevini kaybetmiş yapının, içinde bulunduğu bağlamda görülen sosyo-ekonomik, politik ya da kültürel etkenler sonucu beliren yeni ve güncel gereksinimleri ya da farklı talepler doğrultusunda gelişen yeni işlevleri karşılayabilecek hale gelir.

Binayı yıkmak yerine yeniden işlevlendirmenin binanın yaşamını uzattığı (Yıldırım ve Turan, 2012) düşünüldüğünde yöntem, hem ekolojik hem de sosyal ve kültürel sürdürülebilirlik bağlamında (Tuğlu Karslı ve Aytıs, 2019) koruma anlayışına hizmet vermiş olur. Zira ekolojik anlamda, yeni bir işleve uyarlama pratiği, yıkım esnasında ortaya çıkacak atık miktarı, harcanacak enerji ve malzeme ile ilgili kaygıları dikkate alırken (Elsordy, 2013) sosyokültürel boyutta da yaşamına değişerek devam etmiş bina, yapıldığı dönemin izlerini yeni çevresel bağlama aktararak kent yaşamına da katılmış olur (Gazi ve Boduroğlu, 2015).

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi İçmimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünde üçüncü sınıf proje stüdyosunun bir ayağı1 olarak gerçekleştirdiğimiz çalışma da bu doğrultuda, İzmir, Kemeraltı’nda bulunan ve uzun yıllardır kullanılmayan tarihi bir konağın, konaklama işlevine uygun olarak yeniden tasarlanması oldu.

Proje koordinatörü Thomas Gerard Keogh’un restorasyon projesini kendisinin yürüttüğü eski bir Kemeraltı evine taşınıp bu bölgenin sakini olması, proje fikrinin de temelini oluşturuyor. Coğrafi öznelliklerin mekan tasarımıyla kesiştiği alanlara odaklanan Keogh’un da bağlantılı olduğu, üniversitede yürüttüğümüz projenin de destekçileri olan İzmir Tarih Projesi 2 ve TARKEM gibi çeşitli kamusal ve özel kuruluşlar tarafından sosyal, kültürel ve ekonomik yeniden canlandırma çalışmalarının da yürütüldüğü Kemeraltı’nın proje alanı olarak seçilmesi ve benimsenmesi, Basmane ile birlikte İzmir’in önemli ve eski yerleşimlerinden biri olduğu düşünüldüğünde daha da anlam kazanıyor. Günümüzde halen kent merkezi olarak işleyen ve çevresinde yaklaşık iki binin üzerinde tescilli anıtsal ve sivil mimari örneği bulunan Kemeraltı 2500 yıllık sokak ve meydan dokusu ile han, atölye, otel, hamam, cami, kilise, sinagog, okul ve çeşme gibi mimari unsurlarıyla kültürel çeşitliliğin oluştuğu ve geliştiği bir alan tanımlıyor. Keogh’un koordinasyonuyla, Selin Özertuğrul Öğütçü, Güneş Atakan Pekşen ve benim (Esra Bici Nasır) dahil olduğum proje ekibi olarak süregelen kültürel ve mekansal proje ve gelişmelerin, yeniden işlevlendirme anlayışı bağlamında iç mekanlara yansımasını ele aldığımız stüdyo projesinde de, iç mekanlar aracılığıyla kentin bir parçası olma yollarını denemeyi amaçladık.

Keogh Evi, ön cephe
Keogh Evi, iç mekan
TARKEM tarafından restorasyonu devam eden Tevfik Paşa Konağı ve çevresi
Proje konusu olan tarihi ev ve cumbası; fotoğraf: Nazlı Damla Gökpınar
Tavan detayları; fotoğraf: Nazlı Damla Gökpınar
Tavan detayları; fotoğraf: Düzalan Salman ve Talaş Açan
Cumbanın içten görünüşü; fotoğraf: Nazlı Damla Gökpınar
Konağın üst katından merdivenle alt kata iniş; fotoğraf: Nazlı Damla Gökpınar
Bazı öğrencilerin yeniden işlevlendirme sürecinde korudukları veya ilham alarak yeniden ürettikleri zemin karosiman kaplamaları; fotoğraf: Düzalan Salman ve Talaş Açan

Bu bağlamda çalışma alanı olarak seçilen mahalle, 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olan Agora’ya yakın, Kemeraltı Çarşısı, Balıkçılar Hali ve Agora Meydanı ile çevresel ilişkisi bulunan bir konumda yer alıyor. 3 Projede konu edilen tarihi yapının bulunduğu Pazaryeri Mahallesi’nin 16. yüzyılın ilk yarısından itibaren var olduğu düşünülüyor. Dolayısıyla kentin en eski ve köklü mahallelerinden olduğu söylenebilecek, eski adıyla Han Bey (Pazar) mahallesi, gerek yakın çevresindeki Pazaryeri Cami, Emir Sultan Külliyesi, Dönertaş Sebili gibi önemli anıtsal yapılarla, gerek köklü ailelerin sahip olduğu konaklarla, İzmir’in tarihi dokusunun önemli bir unsuru.

Yapı ise özgün plan, mimari ve süsleme özelliklerini büyük ölçüde koruyarak bu tarihi dokunun karakteristik bir parçası. 19. yüzyıl sonu - 20. yüzyıl başında inşa edildiği öngörülen binanın, plan kurgusu, malzeme nitelikleri, sabit süsleme öğeleri konut olarak uzun yıllar kullanıldığına işaret ediyor (Düzalan Salman ve Talaş Açan, 2016). Dikdörtgen plan formunda, iki kat ve bir bodrum kattan oluşan bu yapının mülkiyeti ise İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Bazı kaynaklarda “İzmir Evi” ya da “Etkileşim Evi” olarak sınıflandırılan türe4 dahil olabilecek yapı, Batı Avrupa ve yöresel karakterdeki mimari ve geleneksel Türk mimarisinin öğelerini bir arada barındırıyor. Yapının cephelere bakan tüm pencereleri dikdörtgen formunda, kesme taş söveli, kısmen ferforje demir korkuluklu ve demir kepenkliyken neoklasik üsluptaki cephe, ana girişin hemen üstünde yer alan ahşap cumbayla zenginleştirilmiş.

TARİHİ ÖĞELERİN KORUNMASI VE ÇAĞDAŞ KONAKLAMA İŞLEVİNİN BİRLİKTELİĞİ
Neden terk edildiğine dair bir verinin olmadığı, uzun yıllar kullanılmamış olan bu konutu bir konaklama mekanına dönüştürmek, konaklama tasarımı konusunda daha çok araştırma yapmayı gerektirdi. Tarihi konut işlevi aracılığıyla bir deneyim üretilmesi öngörüldü; otel olarak işleyecek yapının misafirlerinin çevredeki cami, sebil gibi tarihi unsurlarla etkileşim kurarak, esnaftan alışveriş yapıp çevresinin farkında olacağı bir deneyim.

İç mekanda da benzer bir yaklaşım gözetildi. Misafirin, üst kattaki cumbada kahve içebileceği, ahşap merdivenlerden inip çıkabileceği ve uyuyup uyandığı, kahvaltısını ettiği mekanda çeşitli karşılaşmalarla mekanın tarihine dokunabileceği bir konaklama biçimi üretilmeye çalışıldı. Projenin küresel anlamda konaklama tasarımını irdeleyen araştırma safhasında, tekrar eden bir örüntü olarak, kültürel ve tarihi artikülasyonların, mekanın karşılama ve bekleme alanı, bar, restoran gibi kamusal bölümlerde gerçekleştirildiği görülürken yatak odalarının daha yalın bir tarzla tasarlandığı tespit edildi.5 Proje bağlamında, zemin kattaki odaların, kamusal işlevlere hizmet etmesi öngörüldü. Binanın üst katı ise, plan kurgusu olarak zemin katın neredeyse tekrarı olsa da, içerdiği mekanlar, zemin kattan farklı, daha bütünleşik bir yaşam birimi oluşturuyor. Bu kattaki odaların yatak odalarına dönüştürülmesi de stüdyo projesinin önemli bir aşamasını tanımlıyor.

Tarihi yapının kagir olan kısmına, inşa tarihinden çok kısa bir süre sonra ıslak hacimlerin yerleştirilmesi için tek katlı betonarme ekin eklendiği düşünülmekte (Düzalan Salman ve Talaş Açan, 2016). Özgünde avlu olduğu düşünülen, kagir kısımla aynı çatıyı paylaşmayan bu ek mekanın üzerine betonarme katlar çıkarılarak iki kattan oluşan bir yapıya dönüştürülürken ek yapının zemin katı, mutfak ve ıslak hacimlerden oluşan bir mekan dizgisine sahip. Proje, ele alınan tarihi binanın iç mekanının yeniden tasarlanmasıyla birlikte, söz konusu ek bölüm ve mevcut binanın önündeki alanda kurulacak hafif bir konstrüksiyondan oluşan bir pavyon tasarımını kapsadı.

Bu çerçevede öğrenciler, genel anlamda özgün durumunu koruyan tarihi yapının içerdiği cumba, rölyef, duvar veya tavan bezemeleri gibi elemanları çoğunlukla koruyarak, aynı zamanda güncel bir konaklamanın gerektirdiği hizmet tasarımı, biçim ve işlev ilişkileri, ergonomik ölçütleri ve strüktürel müdahaleleri çözümleyip güncel bir tasarım anlayışı geliştirmeyi hedeflediler. Projelerde, çoğunlukla yeni ek bölümün cephe tasarımında, eski ana binanın tasarım ve malzeme özellikleriyle zıtlık üzerinden denge kuran çelik, cam gibi güncel malzemeler tercih edildi. Yeni ek bölümünün pavyonla gerek malzeme seçimi, gerek tasarımı açısından uyumuna da dikkat edildi.

Sonuç ürünleri 20 Haziran - 20 Temmuz 2019 tarihleri arasında İzmir Tarih Projesi binası sergi alanında da sergilenen ve hem çağdaş hem de yerel değerleri dikkate alan bir tasarım anlayışı geliştirmeye odaklanılan stüdyo süresince öğrenciler, korumaya dair farklı yaklaşımlar geliştirdi. Biçim ve malzeme kullanımındaki tercihlerle ortaya çıkan bu farklılıklar çağdaş-geleneksel ikiliği arasında değişen pozisyonlar alan projelerle sonuçlandı. Bu bağlamda konağın merdivenleri gibi kimi mimari unsurların tamamen değiştirildiği ya da mevcut mekansal unsurların yorumlandığı fikirler üretildi. Oturma elemanları tasarımı bağlamında, geleneksel sedir ve diğer vernaküler unsurların güncel tasarım anlayışına uyum potansiyelini (Nasır, 2016) kullanan tasarımlar da oldu. Bununla birlikte yerel notaları daha çok bir arkaplan olarak tutmakla sınırlayıp, daha üst bir yorumla, uluslararası bir kimlik geliştirme çabası da cesaretlendirilen bir tavır oldu.

NOTLAR:
1 Üçüncü sınıf projesinin ikinci ayağı Doç. Dr. Osman Demirbaş’ın koordine ettiği yat tasarımı projesi olmuştur.
2 Yeniden canlandırma projelerine dair bir şemsiye kuruluş olan İzmir Tarih Projesi, hem genel olarak İzmir kentinde, hem de özel olarak Kemeraltı bölgesinde pek çok yapının restorasyon projesini yürütmekte. Bu kuruluşun önemli bir paydaşı İzmir Büyükşehir Belediyesi olup, ilgili faaliyetlerde koordinatör rolü üstlenmiş durumda. Bir diğer paydaş ise TARKEM’dir ve proje konusuna da paralel olarak eski bir konağı konaklama işlevi bağlamında yeniden işlevlendirme projesi yürütüyorlar. 1907-1909 yılları arasında İzmir Belediye Reisi olan Tevfik Paşa’nın Konağının, Tarihi Butik Otel olarak faaliyete geçirilmesi projesi önemli bir örnektir. Hatuniye Meydanı’na cepheli, Dönertaş Sebili’ne komşu Tevfik Paşa Konağı, nitelikli tavan işlemeleri, söveleri ve motifleriyle önemli yerel değerler barındırır. Projenin 2021 yılında bitmesini öngörülüyor.
3 İzmir Tarih Projesi, Tasarım Atölyesi Şefi Dr. Çağlayan Deniz Kaplan’ın, Kemeraltı bölgesiyle ilgili rehberliği ve gerekli tüm lojistik destek ve döküman temini için teşekkür ederiz.
4 Eti Akyüz Levi, İzmir Kentinin Tarihsel Çevre Araştırması ve Koruma Restorasyon önerileri, D.E.Ü. F.B.E. Yüksek Lisans Tezi, 1985, 224
5 Bu anlamda bir örnek için Mandarin Otel Tokyo’ya bakılabilir: https://www.mandarinoriental.com/tokyo/nihonbashi/luxury-hotel/presentation

KAYNAKÇA:
Douglas, J. (2006) “Building Adaptation”, Butterworth-Heinemann, Great Britain.
Düzalan Salman N. ve Talaş Açan Ö. (2016). İzmir İli, Konak İlçesi, Pazaryeri Mahallesinde, 1550 Ada 15 Parselde Kayıtlı olan Yapının Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon Projeleri Hazırlanma İşi Proje Raporu, Haziran 2016. NDOA Mimarlık.
Elsorady, D.A. (2013)  “Assessment of the Compatibility of New Uses for Heritage Buildings: The Example of Alexandria National Museum, Alexandria, Egypt”, Journal of Cultural Heritage, http://dx.doi.org/10.1016/j.culher.2013.10.011
Eti Akyüz Levi, İzmir Kentinin Tarihsel Çevre Araştırması ve Koruma Restorasyon önerileri, D.E.Ü. F.B.E. Yüksek Lisans Tezi, 1985, 224
Gazi, A. ve Boduroğlu, E. (2015). İşlev Değişikliğinin Tarihi Yapılar Üzerine Etkileri: “Alsancak Levanten Evleri Örneği” Megaron 2015;10(1):57-69
Nasır, Esra. 2016b. Searching for the Vernacular Concepts in the Contemporary Scene: The Turkish Floor Table as a Source of Design Inspiration. International Journal of Food Design, 2016, October, pages: 135-158. Bristol: Intellect.
Tuğlu Karslı U. ve Aytıs. S. (2019). Eski Kabuk Yeni İşlev: Yeniden Kullanıma Adaptasyon. Yapı Mimarlık Tasarım Kültür Sanat Dergisi. https://yapidergisi.com/eski-kabuk-yeni-islev-yeniden-kullanima-adaptasyon/ son erişim 08.08.2019
Yıldırım ve Turan, 2012. “Sustainable Development in Historic Areas: Adaptive Re-use Challenges in Traditional houses in Sanliurfa, Turkey”, Habitat International, 36, 493-503