03.08.2017
Orta Yol Arayışı
Yerel malzeme ve yapım tekniklerinin kullanımına ket vuran yönetmelik değişikliği sonrası gerçekleştirilen konut projesi, mevcut ölçütleri yere aitliğini koparmadan karşılıyor.
Meksika’daki ulusal konut komisyonu (CONAVI) 2016 yılında yönetmeliklerinde değişikliğe giderek yerel malzemeler ve yapım yöntemleri kullanılarak inşa edilen bireysel konutları riskli gruba almış ve bambu, hasır, kerpiç, palmiye vb. malzemelerle yapılacak projelerin mevcut fonlardan yararlanamayacağına karar vermiş. Bu karardan sonra ofisin gerçekleştirdiği ilk konut projesi ise, Tepetzintan toplumu ile kolektif bir çalışma içinde ve 5 ayrı atölye düzenlenerek tasarlandığı halde maddi destek alamamış ve sahiplerinin evi inşa etmesi son derece zorlaşmış. Daha sonra Tosepan Titataniske ve Tosepan Ojtatsentekitinij Indigenous kooperatifleri ile bir araya gelen mimarlar, yönetmeliklerle uyumlu olacak şekilde, yerel bambu türlerini ana strüktürde kullanmadan ikinci bir konut projesi tasarlamaya karar vermişler.
Projede, dev ahşap bambu olarak bilinen Bambusa oldhamii türünün kullanıldığı modüler ve prefabrike bir yapı sistemi kullanılmış. İki kiriş ve değiştirebilir paneller olmak üzere yalnızca üç farklı elemandan oluşan bu sistemde birimler prefabrike olarak üretilerek ana strüktür tamamlandıktan sonra yerinde uygulanmış. Bu sayede inşaat ortalama bir haftada tamamlandığından hem zamandan kazanılmış hem de mali yükler azaltılmış. Bambu paneller birleştirildikten sonra ise bölgede kahve çuvalı yapmakta kullanılan bitkisel bir lif ve ince tabaka harç ile kaplanmış. Taşıyıcılardan sonra kirişler, akabinde ise ısıl, akustik ve anti-bakteriyel özellikleri olan gıda saflığındaki alüminyum paneller yerleştirilmiş.
Konut, Nahuatl halkının geleneklerine ve günlük yaşantılarına göre şekilleniyor; mekanlar insanların mısır ya da kahve kurutmak için kullandıkları ana salon etrafına yerleşiyor. Mutfak bölümünün geçirgen olması ise odun ateşinden çıkan dumanın rahatlıkla uzaklaştırılmasını sağlıyor.
Köy sakinlerinin sürece dahil olarak kendi evlerini inşa etmesi ile maliyetin düşmesini sağlayan yerel malzeme kullanımının ötesinde, konut projesi çevresel performansını da olabildiğince yüksek tutmaya odaklanıyor. Yağmur suyu sisteminin yanı sıra gri suların yeniden kullanılmasını sağlayan sulak araziler, kanalizasyon için ise biyolojik atık sistemi bulunuyor. Bölgedeki sıcak iklimle başa çıkmak adına ise temel biyoklimatik stratejiler takip edilmiş.
CONAVI tarafından verilen fondan yararlanma hakkı elde eden proje aynı zamanda 1. Ulusal Kırsal Konut Tasarımı yarışması kapsamında da ödül kazanmış. Ancak geleneksel yapı malzemeleri ile tekniklerinin sosyal konut yönetmeliklerince desteklenmesi gerektiğine inanan ekip, tasarladıkları ilk projenin de uygulanabilir kabul edilmesi için çabalarına devam edeceğini belirtiyor. Bu tür uygulamaların yerli halkın özerkliğini teşvik etme ve vernaküler mimarlık ile gayrimaddi bilginin korunması açısından önemli olduğunu düşünüyorlar.
