Topraktan Fışkıran

Kazı çalışmalarının halen devam ettiği paleolitik bir yerleşimin öğrettiklerini paylaşıma açan proje, alanı çevreleyen peyzajın içinden beklenmedik formlarıyla fışkırıyor.

Pavlov ve Dolni Vestonice’de uzun yıllardır devam eden paleolitik yerleşim alanı kazıları, çok sayıda taş ve kemikten yapılmış araç gereç ve sanat eserlerini, modern anatomide insan iskeleti kalıntılarını ortaya çıkardı. Bu buluntular, Pavlov ve Dolni Vestonice’yi dünyanın önde gelen arkeolojik alanları arasına soktu. Bize geçmiş çağları hatırlatan bu arkeolojik alan, evrensel kültür mirasının ve yerel kültürün ayrılmaz bir parçası olarak yerli halk ve bölge arasında temel bir ilişki kuruyor. Halkın övünç duyduğu ve ülkeleriyle ilişki kurmalarını sağlayan kültürel değerleri somutlaştırıyor.

Bu olağanüstü ve ilgi çekici mimari ve sergi, 500 metrekarelik bir alanı kaplıyor ve geleneksel müze sergilemesiyle modern görsel-işitsel teknolojiyi birleştiriyor. Arkeopark, halkın bilimsel çalışmaların burada ortaya çıkardığı önemli bulgulardan haberdar olmasına da mekan oluyor. Alanda yapılan çeşitli kazıların tarihiyle ilgili detaylı bilgiler veren fotoğraf ve belgelerin yanı sıra müze, burada yaşamış eski insanların manevi dünyalarını açıklayan gerçekleri de gösterecek. Avlanmaya, avcıların gündelik yaşamları, sanatları, ölü gömme gelenekleri ve dünyalarına ait diğer yönlere odaklanılacak.

fotoğraflar: gabriel dvorá

Arkeopark, daha geniş kentsel bağlam düşünüldüğünde oldukça hassas bir konuma sahip. Köyün çeperinde, açık kırsal alanla arasındaki sınırda yer alıyor ve Palava tepelerinin etkileyici manzarasının bir kısmını oluşturuyor. İnşaatın büyük bir bölümü yer altında bulunuyor ve zeminin üstüne sadece beton kulelerle taşıyor.

Arkitektonik çözümler, yerin durumlarından temelleniyor ve üç prensip etrafında biçimleniyor:

-Ulusal kültür anıtının bir parçası olan ve halen arkeolojik kazı ve çalışmaların devam ettiği alanda, “in situ” sergileme haricinde inşaatı sınırlamak.
-Arkeolojik kazıların mevcut arazinin 4-5 metre altında yer aldığı kabulü
-İnşaat alanının, peyzaj koruma alanı (protected landscape area - PLA) içinde yer alması
Bu özelliklerden yola çıkarak yeraltına inşa etme konsepti, “yeşil çayır ve üzüm bağları arasından göze çarpan kireçtaşları”yla birlikte ortaya çıktı.

Yönetim, teknik ve sosyal alanlarla birlikte ana sergi alanı yamacın içinde saklı duruyor. Buradaki niyet, yapının bir mağara şeklini anımsatması. Malzemelere gelince ise, güncel araçlar beton, meşe kerestesi ve cam ile yekpare kabartmaları ifade etmek için kullanıldı.

Arkeoparkın giriş alanı, gabion duvarlarla tarifleniyor. Bu bölge çok işlevli: Sahne sanatları gibi açık hava etkinliklerinde de kullanılabilir, arkeolojik çalışmalar için daha fazla mekan da tanımlayabilir.

Bu açık hava peyzaj projesi, alanın mekansal ve işlevsel kullanımını içerirken bir yandan da Devin Tepesi’nin manzarasına incelikle dahil oluyor.

Etiketler: