Yaya Piramidi

Arnavutluk’un başkenti Tiran’ın kent meydanı, uzun bir süreç sonunda yenilendi. 51N4E tasarımı meydan, yeşil bantla sarılı basık bir piramitle kentin anıtsal binalarının merkezine yerleşiyor.

Skanderberg Meydanı’nın yeniden biçimlendirilmesi için yürüttüğümüz bu proje, 2008’de 51N4E olarak kazandığımız uluslararası yarışma sonucu gerçekleştirildi. Arnavut sanatçı Anri Sala ile işbirliğiyle geliştirdiğimiz yarışma önerimiz, komünist ideallerle biçimlendirilmiş olan Tiran’ın geniş merkezi meydanını yeniden düzenliyor, bunu da basit ama radikal bir şekilde yapıyor. Karmaşık ve yoğun bir kentsel bağlamda konumlanan bu alan, hem Arnavutluk’un başkentinin ortasında hem de tüm ülke için bir simge niteliğinde.

Meydanın genel görünümü
Meydanın yenilenmeden önceki görünümü
Meydana bakan gölgelik alan
Meydana bakan gölgelik alan
Merkezi meydanı çevreleyen yeşil bant
Meydanın anıtsal yapılarla ilişkisi
Gölge öğesi

Meydan, kentin karmaşası içinde kendisini bir boşluk olarak ortaya koyuyor; yoğun bitkilendirilmiş bir çeperle sınırları çizilen düz bir piramit, eski ve yeni kamusal alanlarla bahçelerin bir araya getirilmesiyle biçimlendirilmiş geniş bir yaya alanı üretiyor. Ortaya çıkan yeşil bant bir bekleme odası gibi işlev görerek sıkışık kent ile meydan arasıdaki geçişi hafifletiyor. Komünist mimarinin anıtsallığına karşı yayvan ve alçak bir piramit meydanı oluşturuyor. Piramidin ucunda durduklarında kentliler kendilerini geçmişin otoriter mimarisiyle başa baş buluyorlar. Birdenbire yeni algılama biçimlerine açılmış olan Arnavutluk’un geçmişini tanımlayan binaları seyre dalabilir, onları üzerine yeni bir tarih inşa edilecek yapılar olarak kucaklayabilirler.

2010’da başlayan inşaatı takiben değişen yönetim nedeniyle projenin uygulanmasında ani bir duraklama oldu. Yeni seçimle birlikte proje, 2015’in sonlarında tekrar hareket kazandı. Kentsel bağlamın değişimi ve de öğelerin dayanırlığı konusundaki amaçların yeniden gözden geçirilmesi nedeniyle konseptimizin özüne sadık kalarak önerimizi incelttik. Projedeki peyzaj baştan çalışıldı ve yeni bir kentsel ekoloji yaratacak yerel bir ekosisteme dönüştürüldü. İklim değişikliğine yanıt verecek şekilde sistemin doğal direncini artırmak için yerel türler seçildi. Ağaçlar, makiler ve yıllık bitkiler bir araya getirilerek kentsel biyo-çeşitlilik artırıldı ve kent merkezinin mikro-iklimi dengelendi. Arnavutluk’un türlerinin ve çeşitlerinin çokluğundan kaynaklı doğal zenginliği bu yolla değerlendirmiş olduk. Bu da kamusal alana hem rekreasyonel hem de eğitsel işlevler kazandırdı. Meydanı çevreleyen yeşil bant 12 bahçeden oluşuyor ve her biri meydanı çevreleyen bir ya da birden çok kamusal ya da özel kurumla ilişkileniyor. Bu bahçelerin mekansal organizasyonu ve teknik özellikleri çeşitli atölyeler aracılığıyla projenin ana aktörleriyle kurulmuş olan diyaloglarla tasarlandı. Sonuçta kamusal ve yarı-kamusal komşu işlerin dış mekana yayıldığı bir dizi bağlamına yerleştirilmiş müdahale ortaya çıktı.

Su öğeleri
Yeşil bant ile meydan arakesiti
Vaziyet planı
Kesit
Plan
Bitki örtüsü planı
Müze basamak planı

Projenin yeniden ele alındığı fazda, mobiliteye ve meydan bağlamında yakın ve daha geniş çaptaki yatırımlara özel bir özen gösterdik. Çeşitli işlevleri de barındırabilecek bir yeraltı otoparkı belediyenin mobilite departmanıyla birlikte hayata geçirildi. Benzer şekilde yaya, bisiklet bağlantıları ve toplu taşıma ağlarına erişim çözüldü. Son olarak hem lojistik hem de simgesel nedenlerden ötürü yerel malzemeler tercih edildi, bu da yerel taş ocaklarının yeniden aktive edilmesini sağlayarak projenin Arnavutluk bağlamındaki zenginliği ortaya çıkarmasına ve ülkenin üretim kapasitenin harekete geçirilmesine önayak oldu.

Etiketler:

İlgili İçerikler: