XXI Ekim sayısında birlikte üretmek ve mekanı bir paylaşım ortamı olarak değerlendirmek amacıyla yola çıkan Boğada İnisiyatifleri’nin gerçekleştirdiği Boğada, LGA tasarımı Eva’s Phoenix ve Metro Architects tasarımı Refettorio Gastromotiva var. Ayrıca Mimarlar ve Han Tümertekin’in Angelos Organik Zeytinyağı Tesisi, Wutopia Lab tasarımı WoW Lab ve PDG’nin Cumhuriyet Caddesi Kentsel Tasarım Projesi’nin birinci kısmı olarak gerçekleştirdiği park ve kiosk da bu sayıda. Dirim Dinçer’in Salt’ta devam eden İşveren Sergisi üzerine yazısını, Erdem Ceylan’ın kaleminden Michal Ajvaz’ın Öteki Şehir kitabını, Eren Can Altay’ın Jack Kerouac’ın kitabından yola çıkarak ele aldığı yolda olma kavramının mekan ile ilişkisini ve Yağmur Yıldırım’ın 15. İstanbul Bienali izlenimlerini de bu sayıda okuyabilirsiniz.
Yirminci yüzyıl boyunca tasarım, modernitenin asil pratiği olarak hüküm sürdü.
Yukarıdaki satırlar Narmanlı Hanı ile ilgili olarak yazma anında dile gelen kişisel bir hayali yansıtıyor.
Victor Papanek, Gerçek Dünya için Tasarım kitabını 1970 yılında yazar; tasarımcının sosyal bir bilinçle, teknolojiyi amaçsallaştırmadan, yer ve bağlamdan hareketle tasarlaması gerektiğini savlar.
Erdem Ceylan, Michal Ajvaz’ın “Öteki Şehir” romanından yola çıkarak yazı ve mimarlık ilişkisine dair yazdı.
Sakarya’daki mimarlık bölümünün iştahlı, meraklı, sorumluluk duygusu gelişmiş öğrencileriyle bu içerikte bir kolektif mimarlık haberi takibi, beni hem çok bilgilendirdi hem de gençliğin inşa edeceği geleceğe dair umudumu korumama katkı sağladı.
Sürekli doğal olanın karşısına bir canavarmışçasına koyup durduğumuz beton bir anda doğanın bir taklidi gibi çıkıveriyor karşımıza.
15. İstanbul Bienali komşuluğu ve bir arada yaşamayı sorguluyor, devam eden politikalara karşı sanatın tetikleyebilecekleri üzerine düşündürüyor.
Çocuklar için en iyi şehirleri tasarlamak ise onların güvenli bir şekilde oynama ve öğrenme hakkını tanımakla başlar.
Bir fikri ortaya çıkarmak ve onu somut bir şekilde biçimlendirmek önemli bir çaba gerektirir.
İnsan algısı geliştikçe ve düşünceler derinleştikçe çevremizi algılayışımız ve anlamlandırmamız da değişti.