Kent mücadelelerinde “korumak” dediğimiz eylemi “kurtarmak, savunmak, yardım etmek ve destek olmak” takip ediyor. Bu da bir mesafeyi, kırılgan bir tarafı tekrar tekrar üretme riskiyle karşı karşıya olmak demek.
Yedikule Bostanları mücadelesinin kazanımlarından biri, bir bostanın kültür varlığı niteliği taşıyabileceğini gündeme taşımak oldu.
İstanbul Kara Surları, Tarihi Yarımada’nın batı sınırını oluşturan, ilk ve en büyük kısmı Bizans İmparatoru II. Theodosius tarafından MS 5. yüzyılda inşa edilmiş olan surlardır.
Ali Taptık, Aslıhan Demirtaş, Bengi Akbulut ve Defne Koryürek ile bir araya gelip şehir ile tarımın bir aradalığının ve kentsel müzakerenin açabileceği alternatif senaryoları konuştuk.
Evet, çocuklar bile güler bu oyuna. Belki haberiniz olmuştur: İstanbul’un Çevre Düzeni Uygulama Planları yapılıyor.
Taksim Meydanı, tarihi plansal niteliğiyle birlikte, yine tarihten günümüze sosyal ve toplumsal bir önem arz ediyor.
Hakim tarihsel mirası koruma paradigmasının, İstanbul'un binlerce yıllık geçmişinin izlerini okuma uğraşını kendi kamu yararını temsil eden bir topluluğun itaat edilmesi gereken bir dogmasına dönüştürmesi sonucunda İstanbul ayrıcalıklı piyasa güçleri tarafından işgal edilen (korumasız) bir şehir kalıntısı halini aldı.
Bu yazının başlığı olan bu üç kavram belki de artık kapanmış olan bir dönemi yansıtıyor. Bu üç kavramı sosyolojik olarak bir arada görmek, İstanbul adına konuşuyorum, şu anda pek yok gibi.
Bir zamanlar, Roma ve Kudüs gibi, yedi tepeli diye tanımlanan İstanbul'un peyzajı bugün, başka bir biçime büründü.