Gerilla bahçıvan Maurice Maggi’nin hikayesi 1980’lerde başlıyor. Kendi jenerasyonu, öfkesini atmak için o dönemde oldukça meşhur olan Punk gruplarına katılırken Maggi, otoriteyi protesto etmek için başka yollar arıyordu.
Kurgusal bir içeriğin düzeni olarak tarif edilebilen strüktür; yapmaktan gelen yapı kelimesinin gelişigüzel bir nesne olmadığını, kavramsal ve teknik bir özveriyi içermesi gerektiğini, yapının veya yapılaşma üzerine olan genel algının sadece kütlesel olmadığını hatırlatıyor.
Avrupa kentleri, suyu mümkün olduğunca tasarruflu kullanma yönünde adımlar atıyor. Yeni Londra Olimpiyat Parkı, sulama için alandaki suyu geri dönüştürüyor; Paris içilebilir ve içilemeyen su kaynaklarını yine bitki sulama ve caddelerin temizliği için 19. yüzyıldan beri geri dönüştürüyor.
Son yıllarda karayolu refüjlerinin abartılı peyzaj anlayışı olabildiğince bezemeci bir anlayışla bir tür kiçi olağanlaştırıyor. O kadar ki diğer büyükşehirler İstanbul örneğinden etkilenerek benzer bir algıyı üretmenin yollarını arıyorlar.