Dijital fabrikasyon üzerinden mimarlık eğitimini bir süredir eleştirmekteyiz ve bu konu hakkındaki kendi önerimizi sunma zamanı sonunda geldi.
Kemikleşmiş mimari tasarım müfredatının hesaplamalı tasarım yöntemleriyle çetrefilli bir ilişkisi olduğu malumun ilanı.
Evren Öztürk, mimari tasarım stüdyolarında eşzamanlılık üzerine kurulu bir süreç deneyi olan OPS’u anlatıyor.
Hesaplamalı tasarımın kemikleşmiş müfredata sahip mimarlık eğitimine dahil edilmesi, pek tabii sancılı bir süreç.
Biz üniversitelerde proje yürütücüleri olarak öğrencilerin hangi yollardan yürüyeceğini belirleyemeyebiliriz, ancak hangilerinden çıkamayacaklarını biliriz.
Kentlerin sahip olduğu potansiyeller, gelecek için birçok seçenek sunuyor ve bu seçeneklerin okunabilmesi için stratejilere ve senaryolara gereksinim var.
Restorasyon ve korumanın kutsanması ve ilkeleri üzerine yıllarca süregelecek bir tartışma.
Tasarım stüdyosu, doğası itibariyle kendine has dinamiklere ve iletişim şekillerine sahip.
Oryantalist bir bakış açısı olduğu yönünde eleştirilen “köylü kurnazlığı veya şark kurnazlığı” kavramı, pek çok roman ve filme konu olmuştur.
Mimarlık ortamındaki değişen tartışma zemininin mimarlık öğrencileri üzerindeki yansımasını Lerzan Aras yazdı.
Mimarlık bir güzel sanattır, mekan yaratma sanatıdır, yani eser üretir. Ürettiği eserler dünya durdukça, sanatçı telif haklarıyla korunur.
Mimarlık, ortaya çıktığı 19. yüzyıldan bu yana ve her zaman o yaygın misal ile köpeğin kuyruğunu değil, kuyruğun köpeği salladığı fikri üzerine kurulu bilinçli bir yanılsama olagelmiştir: