Bu yazının başlığı olan bu üç kavram belki de artık kapanmış olan bir dönemi yansıtıyor. Bu üç kavramı sosyolojik olarak bir arada görmek, İstanbul adına konuşuyorum, şu anda pek yok gibi.
Stadyumlar profesyonel spor aktivitelerinin tam merkezinde yer alan, insanoğlunun spora dair her türlü başarısının görüldüğü ve bu anlamda tarihin yazıldığı ender teatral mekanlardan bir tanesidir.
Kim bilir kaç kez gitti bu satırların yazarı, taraftarı olduğu takımın efsane stadyumuna - taraftar tabiriyle mabede. Her durumda kalp atışlarının hızlandığı, kan basıncının yükseldiği, heyecan dolu, inanç dolu, sevgi dolu ziyaretler.
Son yıllarda spor ve özellikle de futbol, katılımcının gündelik koşuşturmacasından sıyrılıp bir mola zamanı yarattığı etkinlikten ziyade, yüksek miktarlarda paranın döndüğü bir endüstri halini aldı.