On dokuzuncu yüzyılın sonları, tüm dünya hareket halinde. Buhar makineleri, demir çelik fabrikaları, arabalar, insanlar… Sesler değişiyor şehirde, boyutlar da, malzemeler de.
Mimarlıkta Sıfır Noktasını Aramak? kitabı yayınlanalı on üç sene olmuş. Bir lisansüstü dersinde dönüş yaptım kitaba; yoksa kitaba dönme isteğime lisansüstü dersi mi vesile oldu, artık hangisidir bilmiyorum.
Tasarım ahlak dersi verir. Yeni ve arzulanan bir gelecek, ilerleme için belirli bir form ve bir nesne önerir ve genellikle bunu da “iyi” olarak ele alır.
Mimaride biçim, insanoğlunun barınma ve korunma içgüdüleriyle başlıyor ve sonrasında tarihin her döneminde yaşanan anlayışa göre farklılık gösteriyor.
İlk serisi Paris’te 1900 yılında düzenlenen Exposition Universelle için üretilen bir dizi fütüristik resim, o zamanlar çok uzakta görülen 2000’li yıllarda yaşamanın nasıl olacağını tasvir ediyordu.
Ece Yoltay, Ömer Faruk'un kitabı eşliğinde Richard Serra'nın East-West/West-East eserini mahremiyet, malzeme ve biçim eşliğinde yazdı.
Doğan Tekeli, siyasi, ideolojik ve ekonomik dalgalanmaların sürekli olduğu bir çevre ve süreçte iş alma modelleri, dünya görüşü ve çağın ruhunun mimari dile yansımalarını paylaştı.
Mimarlığın modernliğin üretim koşullarında “uygulamalı bir faaliyet” olarak nitelenmesi, kimi zaman inşa edilmesiyle karıştırılmıştır.
Bu sosyal dengesizlik aslında tarihin günümüze yansıması.
Geçen hafta masada oturmakta olan aile, halen orada oturmaya devam ediyor. Bu sefer önlerindeki masaya, altlarındaki sandalyelere ve diğer mobilyaya bakalım.