Bütünsellik Arayışları
Ertunç Özcan Fabrikası'nın karşılama, sergi salonu ve yönetim katı tasarımında Inparc ekibi, yapısal elemanların kullanımı ve renk tercihinde sade bir dille ortak bir uyuma yöneliyor.
Eskiz, görsel düşünce ve algılarımızı ifade etmenin en yalın ve doğru yoludur. Bu imgeselleştirme süreci basit ama bir o kadar da güçtür. Ertunç Özcan fabrikasının tasarımında bu ifade sürecini yoğun olarak yaşadık.
Ertunç Özcan firması; yoğun bakım üniteleri, simülasyon merkezleri, acil servis üniteleri, ameliyathane cihazları gibi hastane cihazlarını üretiyor. Fabrikalarının yetersiz olması sebebiyle merkez ofisi TepePrime’da kalacak şekilde fabrika binalarını yatayda genişletmek için ASO Organize Sanayi bölgesine taşıdılar. Bizden de fabrika girişini, operasyonel ve yönetim katının düzenini oluşturmamızı ve tasarlamamızı istediler. Projenin temelini konukların girişten başlayarak ağırlanması, cihazların tanıtılması ve teknik ekibin çalışma alanlarının doğru düzenlemelerle çözülmesi oluşturuyor.
Fabrika binası ana karşılama, sergi salonu ve yönetim katı olmak üzere üç ana bölümde değerlendirildi. Fabrikanın organizasyon şeması tamamlanmış olduğu için ihtiyaç listesine göre iç mekan kurgusuna çalıştık. Tasarımın belirleyici noktası, firmanın mühendislik yanının mekana yansıtılması oldu. Bu nedenle girilen her mekanda dil birliğini yaratacak nitelikte devamlılık sağladık.
Projenin temeli, giriş - karşılama bölümünde kendini ifade ediyor. Firmanın üretmiş olduğu cihazlar tamamen yerli ve bazıları tasarım ödülü almış. Bu nedenle küçük ölçekli bir sergi salonu tasarladık. Konuklar, girişten başlayarak ağırlanıyor ve sergi mekanında yer alan vitrinlerde cihazlar künyeleriyle birlikte sergileniyor. Böylelikle ilk kurumsal vitrin, konseptin ana öğelerinden biri olan “sergi salonu” ile sağlanmış oldu. Sergi mekanının yakınındaysa bir kafe konumlandırdık. Bu tasarım anlayışıyla zeminden başlayarak iş görüşmelerine temel atacak bir ortam yaratmayı amaçladık. Yönetim katında ise toplantı salonları, seminer salonu, yönetici ve şef odaları ile açık ofis alanları bulunuyor.
Fabrika, tanımı gereği konstrüktif bir tabana yerleşiyor. İç mekan tasarımında da bu konstrüktif yaklaşımı devam ettirdik. Bu nedenle konstrüktif elemanları estetik öğeler olarak değerlendirdik ve inşaat teknolojisinde kullanılan strüktürel elemanları ön plana çıkardık. Yapıya ait tek yatay eleman olan merdiven, profillerden çelik olarak yapıldı. Tüm kot farkı alınlarında ve sergi salonun omurga yapısında “I” profiller kullanıldı. Yapının dış cephesinde yatayda kullanılmış olan çelik aydınlatma kurgusu, iç mekanda giriş bankosu aydınlatma elemanları olarak sürekliliğini içeriye de yansıtmış oldu. Özellikle giriş katında hissedilen yapının yüksek tavanlı ve geniş bir alana yayılmış olan hacmi, tavanda kullanılan gri ton ile desteklendi. Zeminde beton görünümlü seramik ve halı, yüzey dengesini sağladı. Sarı renklerde seçilmiş olan oturma elemanları mekan içinde sıcak bir atmosfer yarattı. Sarıyı bütün katlarda kullanarak yapının içinde devam eden bir süreklilik yakaladık. Yönetim katında, giriş katının renk tonları sürekliliği, kullanılan hareketli mobilyaların dengeli renk dağılımı kompozisyonu, doğrusal aydınlatmalar ise ritmi oluşturdu.
Ne düşünüyorsunuz?
İlgili İçerikler:
-
Yalın Kübik
-
Stüdyo Eğitiminde Reddimiras Mümkün mü?
Stüdyodan Notlar'da bu ay Haluk Zelef modern mimarlık mirasının ve yerel uygulamalarını yerinde görüp deneyimlemenin tasarım stüdyosuna katabileceklerini kaleme aldı.
-
Radikal Miraslar
İstanbul Bilgi Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü, Londra Royal College of Art İç Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Graeme Brooker’u atölye yürütmesi ve de bir konuşma yapması için İstanbul’a davet etti. Radikal Miraslar temasıyla gerçekleştirilen atölye Eminönü’ndeki hanlardan birine odaklanırken Salt Galata’daki konuşma, iç mimarlığın geleceğine dair daha geniş bir perspektif sundu. Bilgi Üniversitesi İç Mimarlık Bölüm Başkanı Can Altay, Brooker ile iç mimarlığın bir mekansal disiplin olarak mekanla nasıl ilişkilendiğine ve yapılı çevrenin geleceğine dair bir söyleşi gerçekleştirdi.
-
İçerikten Tasarıma – Tasarımdan İçeriğe
-
Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933
Vehbi Koç Vakfı ve Koç Üniversitesi VEKAM desteğiyle gerçekleşen “Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933” araştırma sergisinin küratörleri ve aynı adlı kitabın editörleri Ali Cengizkan ve N. Müge Cengizkan’ın üç gün boyunca konuşarak ve yazarak gerçekleştirdikleri söyleşi, erken Cumhuriyet dönemi Ankarası üzerine özgün bulgular ve yeni tartışma alanları sunan çalışmayı aydınlatmayı hedeflemekte.
-
Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933
-
Binalar İçinde Binalar
-
Yalın Derleme