Defter Bilançosu: On Yılın Dökümü (X-Lopedia, 1-25)
- Ferit Edgü’nün ve Can Alkor’un anısına -
“IX
(…) İnsanın kendisi olmasının koşulu, kim olduğunu hiç mi hiç bilmemesidir. Bu açıdan bakınca, hayattaki yanlış adımların, ara sıra sapılan yan yolların, yanlış yolların, gecikmelerin, 'alçak gönüllülük'lerin asıl ödevden uzak başka ödevlere verilen emeğin, hepsinin de kendilerine göre bir anlamları, değerleri vardır. Bunlarda büyük bir akıllılık, belki de en üstün akıllılık kendini gösterir: Yok olmaya götüren bir yoldur burada nosce te ipsum [kendini tanı, çev.]; oysa kendini unutmak, yanlış anlamak, küçültmek, daraltmak, orta değerde yapmak sağduyunun ta kendisidir. Törel deyişle: İyilikseverlik, başkası için yaşama ve benzerleri, en sert bencilliğin sürdürülmesinde koruyucu tedbirler olabilirler. İşte budur kendi kurallarıma, kanışlarıma karşı o 'çıkar gözetmeyen' dürtülerden yana olduğum ayrık durum: Bencilliğin, kendini sıkıya koymanın hizmetindedirler burada.”
Friedrich Nietzsche, 1990. Ecce Homo (Kişi Nasıl Kendisi Olur), Çev: Can Alkor, İstanbul: Say, ss. 50-51.
Kişisel Bir Ansiklopedi
İşin açığı, “kişisel bir ansiklopedi” oluşturma fikri öteden beri ilgimi çekmiştir. Bu konuda Enis Batur’un düzyazısının damarlarından birinin, yıllar içinde, okurlarının gözlerinin önünde ete kemiğe bürünmesi, bu fikrin zihnimde normalleşmesinde rol oynadı. Elli yaşıma gelince, “on yılda bir de olsa, kimi bilançolar çıkarmaya cesaret etmekte yarar var” diyerek X-lopedia defterlerimde bir gezintiye çıkmaya karar verdiğimde, yazıp çizen bir insan olarak, aklımda bazı sorular vardı: Niye defter tutulur, defterin neyle dolacağı baştan bilinebilir mi, dolan şeylerden sonradan neler çıkabilir?
Gereksinimin içselliğiyle gerçekliği aynı şeydir, maddileşmenin tohumudur bu. X-lopedia defterlerinin gerçek ve içsel bir gereksinime dönüşmesi bende daha çok bir ayrılma biçiminde gösterdi kendini: 2014’e gelene dek, 1997’den beri düzenli biçimde günlük tutuyordum; ciltlerini ve formalarını imal ettiğim, biçimleri kendine özgü, yazıldıkça “biraz” (!) kaotik hal alan günlük defterleri. Nitekim on yedi yıl böyle gitti; tabii tutarlı bir seyirden de, biçimden de, içerikten de yoksun şekilde; ne de olsa hayatın kendisi kadar bir o yana bir bu yana savrulan yapıdaydı. Ne var ki bu, günlüklerimde “her şey”in ayrımsız yer aldığı anlamına gelmiyordu; yazı taslaklarım, zaman zaman - başka bir yazma kanalı yaratmayı gereksinmediğimden olacak, - burada serbestçe parantezlenebiliyordu. Öte yandan günlük tutmaya 1997’de rastlantı eseri başlamış değildim; yazılarımın mimarlık, edebiyat, sanat dergilerinde görünmeye başladığı dönemeçte günlük de tutmaya başladım. Bu belki “ikinci içsel kırılma”ydı: “Yazacağını bilme” yaşı liseye başladığım yıl olan 1990/91 ise, mesleki yaşantının yazı yaşantısıyla şekilleneceğine dair ikinci kırılma ânı 1995/96’ydı. Gördüğüm mimarlık eğitimi karşısında içeriden olgunlaştırmak istediklerime ilaveten içimdeki “başka bir şey arzulayan kişi” arasında, bir daha hiç kapanmayacak o vadiyi, bu tarihte görüp kabullenmiştim. Bu ikinci dönemeçten itibaren, yayın hazırlığına dair her yazımın her aşamasını arşivleyegeldim; çıkış alma ve düzeltme maratonuna dönüşen bir editoryal döngüye girdim, daha çıkabilmiş değilim buradan. Kendimce bir bağlam oluşturmak istiyordum sanırım - ancak tamamen el yordamıyla.
Çelişkili görünebilir; günlükten “ayrılma” dediğim çatallanma aslında 1997’de, aynı yıl gerçekleşmişti; okuma notlarımı içeren kapsamlı bir defterde bilimsel/düşünsel üretim kanalının gübresini el yazısıyla ortaya çıkarmaya başlamış, ancak başka türlü sürdürmüştüm. Diğer yandan, elyazısının rolü kişisel bir ifade bulmak, kendi sesini yaratmaya başlamak bakımından birincildi(r); nitekim 1990’larda mektuplaşmak hâlâ çok önemliydi - en azından benim için. E-mailleşmek de aynı yıllarda öğrenilmekteydi ve elyazısıyla mektuplaşma ritüellerinin dijital ortama aktarılmasından ayrı değildi bu. Parçalı üretimin hazırlıklarını defter çatısında değil manüskriler şeklinde biriktirmem pratik gereksinimlerimle ilgiliydi; yayınlanacak dergi yazısının notlarını bilgisayarda hazırlamak, işi hızlandırmak anlamına geliyordu ve elyazısının gerçekliği karşısında imalat bağlamına karşılık geliyordu düşünce yaşamında. Bununla beraber okuma notları kuru evrak hissini beraberinde getirmiyor değildi. Sonradan bunların bağlamına oturması söz konusu olamıyor, klasörlerde yitiyorlardı.
X-lopedia defterlerine, günlük yazmaya başlamamdan ancak on yedi yıl sonra, kırk yaşında girişebilmeme gelince: İlkin, bir defter kanalı daha açmaya dair bu gereksinimin ete kemiğe bürünmesi, dış koşulların olgunlaşmasına bağlıydı, bağlıymış. Akademik hayata, genel anlamda düşlediğim düşünce ve eylem hayatına ilişkin bir arayış olmalı bu. Önceleri gündelik hayatın ayrımsız kozasında yer bulabilen şeyler koparak kendi yatağını oymalıydı. Diğer kefede bu, günlüğü sadeleştirip, günlüğün kendi serüvenini “yaratım” denen o bitmez tükenmez dışsal yağmurun esin kaynaklarından ayırması gibi bir sonuca yol açmış olmalı muhakkak. Ama X-lopedia’larım için esas tutamağın açıkça siyasi olduğunu şimdi, çıkışından on yıl sonra daha somut görüyorum, ilk defter Eclcybi cildinden başlayarak: Ciltli siyah bez kapağındaki deseni dikine dilim dilim kesip tersinden yeniden dizerek kolajladığım şık bir “retro” defterin, dev puntolu Bicycle yazısının dönüşmüş haliydi bu ad. “Patlama”nın ilk defterden itibaren doğru şekilde başladığı ve on yıl boyu eksilmeden sürdüğü, içindekiler listelerinden net biçimde okunabilir. Kuir mücadele için saf tutmaların kayıtları, lisans ve lisansüstü derslerine dair yenilikçi olmaya zorlayan fikirlerin açılımları, yeni veya gecikmiş kuramsal okumaların nektarları, hesaplaşmanın kıyasıya olduğu ve ancak iyice budanarak yayınlanabilmiş eleştirel okumalar, güncel temalara sığ ya da derinlemesine dalışların notları, kapsamlı veya fragmanter proje fikirlerinin şimşeklenmeleri; tek seferde biten veya olgunlaşacak yazı taslaklarının sancılanışları, orta vadeli yeni sanat veya yazın programlarının karman çorman çizelgeleri, jüri gözlemleri ve eleştirileri; keza hızla sönen fikirlerin kıvılcımları, yavaşça tutuşacak kitapların sayfa uçlarından fikirler, şifahi sunumların mevzi hazırlıkları, söyleşi hazırlıklarının cüretkâr soruları, çoğu hayali yayının sözüm ona izlenceleri; uzun lafın kısası, yeni yayın fikirleriyle dolup taşan, deyim yerindeyse “plansız bir program”, kendini daha ilk defterde olanca şiddetiyle duyurdu ve o gün bugündür dinmek bilmiyor, hatta bir üçüncü defter kanalı açmam için beni şimdiden - neye? - zorluyor.
X-lopedia defterlerimin, konusu mimarlık olsun olmasın, geçtiğimiz on yılda kurmaya koyulduğum, küçük bir bölüğünü tamamladığım kitap programının şantiyesi olduğuna kuşku yok. Burada doğan metinler, kitap fikirleri, sonunda ete kemiğe bürünüp yayınlandı zaman zaman; kolektif veya bireysel biçimde nasıl geliştiklerine dair izlence, on yıl içinde, tarih sırası izlenebilecek şekilde belgelenmiş durumda, defterlerimin sayfalarında. Dahası sanat projeleri, enstalasyon projeleri, materyal ve yöntem olarak gayet somut taslaklar şekilde burada ortaya çıkmaya başlamış. İlk defterlerde listeler ve maddeler halinde dökümü çıkarılmaya çalışılmış fikirlerin bağlamlarının, ilerleyen zamanda, bu aşamayı pas geçerek, ağızdan ilk çıkarken, önceden prova edilmişçesine yapılı, yapılmış, yapılaşmış oldukları da görülüyor. Bir techne geliştirildiği, demeli belki de, yahut kendiliğinden bir techne’nin varolmaya başladığı, kendini varedebilmeye başladığı - tıpkı köklendikçe yeni sürgünler oluşturabilen ağaçlar gibi.
X-lopedia’ları, günlüklerimin peşine, uzun zamandır ormanı mesken tutup astığı astık kestiği kestik hale gelmiş bir yaratığın peşine takar gibi takarken, günlüklerimin, on yedi yıl at koşturduktan sonra, artık enselerinde X-lopedia’ların nefesiyle ürpermesini diliyordum: Artık avcı av durumuna düşüyor, katil peşinde bir başka katilin soluğunu duyuyordu. Günlük yanıt verdi, ikisinin toplamı yirmi bin sayfaya yaklaşıyor, X-lopedia’lar 5.500 sayfayı bulurken günlük 14.000’e tırmandı. Ancak “iç borsa”daki fark kapanacak, üçte birlik oran yarı yarıya, sonra da daha küçük farklara düşüp önemini yitirecek.
Günlük tutmanın aslında ne olabileceğine dair düşüncelerimi Plastik Melek (2020, Yort: Eskişehir) adlı küçük bir kitapta toplamıştım. Günlük daha seyrek ziyaret edilse de debisi yüksek ve spontan akışlı bir metin türüyken, X-lopedia daha emek-yoğun ancak sosyalleşme uğrakları sebebiyle daha hızlı genişleyebilen bir varlık. Biri içe dönük deneyimi genişletirken diğeri dışa dönük deneyimi genişletiyor. Yazan insanın zamanla yeryüzündeki dışsal ağırlığı gitgide artıyor. X-lopedia’lar, sınır tanımayan bir id’in (günlük) üzerinde süperego gibi işlev görüyor olabilir mi? X-lopedia’ları her yere götürüyor, kapağını insanların önünde açıyor, zaman zaman başkalarıyla beraberken sayfalarını yazıyor, çiziyorum. Kişi uğraşını defterlere nasıl bölüştürür? Yazıyla çizi etkinliğini birbirinden keskince ayırmayı hiçbir zaman başaramadım, bu ayrımı benimsemedim, yapay buldum her zaman; daha çok, bir ara kesit aradım; hatta yazıdan, yazı-olmayan görsel bir varlık daha üretmenin peşinde oldum.
Defter yazmak, defter çizmek yavaş ilerleyen bir iş. B5’e yakın bir boyutu (20 x 25 cm.) zamanla standart olarak benimsedim ve otuz yıla yakın zamandır sadece çizgisiz kâğıt kullanıyorum. Yine bir bu kadar süredir standart mürekkep renklerim turkuaz, mor ve kahverengi oldu daima; X-lopedia’larla beraber bunlara yeşil, kırmızı, siyah, sarı da eklendi, keza fırçalar da devreye girmeye başladı. En acele işleri en detaylı biçimde yapmaya kalkıştığımdan, sayfa her seferinde bir hız bariyeri görevi görerek yavaşlatıyor. Hemen alınması gereken notların başlıklarını bile yazmaya saatler ayırdığımdan, tam zamanlı bir ahmaklıkla çalışıyorum. Okuduğum şeyler aklıma girsin diye sırtım ve kollarım kopuncaya kadar günlerce aldığım notlardan oluşturduğum yeni sayfa denizlerinde kaybolmak üzereyim. Çizim konusunda öyle yeteneksizim ki, derslerimde en sıradan bilgileri bile çizilmiş sayfalarla aktarmak konusunda tam bir kararlılık gösteriyor, yeteneksizliğimi güvence sayıyorum. Benden başka herkesin, yaptığım sayfaları benden iyi kotaracağına öyle eminim ki, bunları alt sınırı temsilen çekinmeden yaygınlaştırıyorum. Tuttuğum ciltler rafları doldurdukça cahilliğim de aynı oranda artıyor. Artık istesem de duramam, biliyorum. Günlüklerimi kaybolmasınlar diye taratmaya karar verdiğimde, sadece bu “işlem” için iki yıldan fazla dijitalleştirme yapmam gerektiğini söylemiş miydim? Bunlar, kişinin kendi hayal devletini kurmaya karar verdiğinde karşılaşacağı oto-bürokrasinin birkaç ayrıntısı yalnızca.
X-lopedia’lara gelene kadar, bir yazıyı ortaya çıkarmak için gereksindiğim okuma notlarını, yazının oluşumu sırasında ortadan kaldırdığımdan, okunanlardan kalanlar da başka kâğıtlarda alt çizme, vb. biçiminde kaldığından, bunlar ortadan kalkıyor ve ulaşılmaz, hatırlanamaz hale geliyordu. Defterlerle beraber, okumaları “sindirerek” aktarmayı, içselleştirmeyi; okumalardan süzdükleriminse yazı yazıldıktan sonra yitip gitmek yerine sayfada kalmasını umarak okuma notlarını oluşturuyordum.
Kendi çalışmam açısından somut bir ayrımı şurada görüyorum: Görselle yazının kitap mizanpajında ayrıldığını önceki kuşakta görürüz; daha çok içerik veya türlerarasılık bakımından yazılarının içinde bir erimeden ve melezlenmeden bahsedilebiliyordu. İçlerinde, kitaplarının kapaklarının nasıl olması gerektiğine dair kesin bir fikri olanların, edebiyatlarının yanına bile yaklaşmayan tekdüze bir anlayışla görsel dünyaya açıldıklarını kaç kere izledim, izliyorum. Kendi işlerime, çalışma biçimime, defter tutma reflekslerime baktığımda, yazıyla görsel unsurun birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini görebiliyorum: Bu, “ya çizim - ya yazı” ikili ayrımına dayalı sayfa dökümü çıkarılmak istense de görülebilir. Defterlerimde çizimin devreye girişi hemen her zaman yazıyla beraber. Defter sayfalarının ne zaman ilüstrasyon, ne zaman resim olduğunu söylemek kolay değil; görselin karikatür, resim, çizim, mimari çizim, diyagramla çıkması muhtemel. Grafik renk lekeleri, alanları veya başka vurgular yazıya yaygın şekilde eşlik ediyor. Yazı da saltık kalmıyor sayfalarda. Başlık karakter değiştirip ağırlık, istif, renk kazanıyor. Fırça desteği grafiğe hatta kaligrafiye arka çıkabiliyor. Geçiş motiflerini de azımsamayalım. Kısacası, yazı, çizim, logo, illüstrasyon, sembol, bezeme, resim hep iç içe, bir arada. Belki aynı nedenle, yayınlanan kitaplarımın grafik tasarımını yapma, sayfaları işleme yoluna gittim geçtiğimiz on dört yıl içinde; yazıyla grafiğin ve görsel malzemenin, yazımın içeriği olduğunu bildiğim ve böyle yazıp, kitaplarımı, metinlerimi olgunlaştırıp bitirdiğim için. Ortaya koyduğum yazı melezinin biçim ve içerik gibi bir ayrımla ele alınabileceği kanısında değilim. Biçimlerle içerikler birbirine karışa çarpışa yeni bir alaşım oluşturuyorlar. Hal böyleyken, düzayak eleştiriler yapmaya kalkışacakları, gelecek kuşak “yazar+çizer”lerin durumunun, bundan daha da karmaşık hale gelebileceği konusunda şimdiden uyarmakta fayda olabilir. Mimarları çizerek düşünürken yazıdan uzaklaşmaya; yazarı, şairi yazarak düşünürken diyagramdan kaçınmaya alıştırmış, elini böyle ehlileştirmiş ve tutmaya çalışmış bir coğrafyada, bu kalıpları kırmaya çalışıyorum. Şair kalemi sol eline almış kişidir, burada diyagramı keşfetmesine bir adım kalmıştır ama işte eline vururlar onun ve sağ eliyle yazmaya zorlarlar onu, sakat bırakırlar.
Defterlere Kuşbakışı
X-lopedia defterleri - kuşbakışı - 5.400 sayfa yer kaplıyor, 25 cilt için ortalama 200’er sayfa. On yılın dökümüne bakıldığında 2014 ve 2015’de 200’er sayfalık birer cilt, 2016’da 300 sayfa, 2017’de 3 cilt ve 700 sayfa, 2018’de 4 cilt ve yaklaşık 900 sayfa, 2019’da tek cilt ve 250 sayfa, 2020’de 5 cilt ve 1100 sayfa, 2021’de tek cilt ve 200 sayfa, 2022’de 4 cilt ve yaklaşık 750 sayfa, 2023’de 3 cilt ve 600 sayfa X-lopedia defteri tutmuşum. Nicel olarak da nitel olarak da 2018-19 aralığı, resimli kuramsal metin kılavuzu Explicator’lardan harmonografinin mimarlığa dahil oluşuna, Hiç’in Maceraları’ndan, Pomi Prosedürleri’ne, Yeni Ezop Masalları’nın (henüz yayınlanmamış) döngü ve devrelerinden Pourat’a ve kentsel ölçekli prosedürlerin icadına, Az Dîvan’ın deneysel şiirlerinden, Perec’in Yaşam Kullanma Kılavuzu’nun mimari versiyonunun denenmesine başlıca icatların olgunlaştığı bir dönem. (2017’deki büyük kayıptan sonraki patlama denebilir mi?) Ortalamaya vurulursa, on yılda her gün bir buçuk sayfalık bir kayda denk. Günlüklerse 1997-2024 aralığında, 28 yılda 13.780 sayfa, günde ortalama yine bir buçuk sayfaya yakın; demek ki günlüklerle X-lopedia defterleri, ikincisi biraz daha hızlı ilerlemekle beraber, birbirine yakın; uzun vadede aradaki fark kapanabilir de.
İçeriğe bakmaya çalışıldığında, bütün bu sayfalarda ne var? On yılda, her dört sayfada bir yeni bir başlık açılmış, toplam başlık sayısı 5386 sayfada 1378. Çizimlerin bulunduğu, çizili sayfaların toplamdaki yeri, her dört sayfada bir (1225/5386). Her beş sayfadan birini, okuduğum kimi kitaplardan alıntılar aktarma işine ayırdığımı görüyorum (1165/5386). Her beş sayfadan birinde makale ya da kurmaca, yeni bir metin taslağına yer açtığımı görüyorum (1144/5386). Her dört sayfada bir, Pomi (Potansiyel Mimarlık İşliği) veya Pourat (Potansiyel Urbanizm Atölyesi) için mimari proje ders içeriklerine veya görüşme notlarına yer ayırdığımı görüyorum (1224/5386). Elbette bu çok kaba bir tasnif, tekil birçok örnek de var.
Yakın Plan: Eksiklopedi’den Yamyamsiklopedi’ye Deli Dolu Bir Külliyat
Şimdi X-lopedia’lara cilt cilt bakmayı deneyeceğim; mercan resiflerindeki poliplerin, amansız rekabet içindeki almaşık evrenlerine, renk ve biçim kaynayan o evrenlere bakar gibi:
1- Ecylcbi (2014): İlk sayfalarından itibaren siyasi bir konum alışla kendini duyuran Eclycbi, deneme, kurmaca ve makale taslaklarından ders yönergelerine, toplantı ve lisans/lisansüstü jüri notlarından okuma notlarına, kitap fikirlerinden desenlere, yayın fikirlerinden ders dönütlerine; bütün bunların peş peşeliğiyle, sonraki yılları kestirilebilen dolu bir görünüme sahip.
2- Adsız (2015): Figürün, çizimin, diyagramın gitgide daha çok devreye girdiği görülen defterin içindekiler listesinde, başlıklara tarih düşürmenin kural haline gelişi. İlk sayfalarının giriş jeneriği için ayrılmaya başlanması. Savruk notların veya listelerin, defter denen nesnenin ikincil sayıldığı ortalama mesleki görüşün egemenliğinde kalmaya devam edişi. Defterden deftere geçecek temaların ortaya çıkışı. Kitap fikirlerinin parçalı ve kesintili; bir görünüp bir kayboluşu, keza ev hayallerine ait mimari çizimlerin de. Sayfa estetiğine, grafiğe ve mizanpaja dair kaygıların henüz ortalarda görünmeyişi. Birkaç ana temanın dönüşümlü belirişi. Spontan bağlantıların türemesi sırasında, bir okuma notunun başka bir kitap projesi için kullanışlı görünebilmesi.
3- Zoomoozofon (2015): Bir yandan yeni bir dergi fikri, kolektif bir kitabın bölümleri, XXII. Yüzyılın Sanat Akımları’nı konu alan fütüristik, deneysel bir metin taslağı, Calvino ve Zumthor okumaları, diğer yandan lisans projeleri, atölye fikirleri, temel tasarım izlencesi gibi gündemleriyle çığ gibi bir eğitim içeriğiyle boğuşan sayfalar. Bir yandan, yeni lisansüstü derslerine izlenceler, jüriler, inşa edilecek bir hangar-ev için hayali çizimler, öte yandan beşeri hayat fırtınasının bir bölümü.
4- Bancyclopedia (2015): Italo Calvino’nun Görünmez Kentler’ine dair diyagramların, amblemlerin, logoların, sembollerin hücum edişi. Dersler için yeni, geleneksel olmayan kaynaklardan materyal derlemenin başlangıcı. Kentlerin Ayakbilimi’nin ilk taslaklarının, çizimler eşliğinde ortaya çıkmaya başlaması. Az Dîvan’ın (oulipocu bir şiir kitabı projesi) yazımının başlaması. Palimpsest konferansı slaytları için sayfaların doğrudan kullanılması, el yazısı sayfanın görsel iletişim aracı olarak denenmesi. Defterin, buradan itibaren görsel iletişim mecrası olarak grafik boyutuyla da önemsenmesi. Dönmedolap sanat projesinin detaylı çizimleri. Švankmajer hakkında yazılarla Dönmedolap fikirlerinin eşzamanlı gelişimi.
5- Siliklopedia (2017): Giriş sayfalarında önceki ciltlerin ilk defa listelenmesi ve buraya aforizmalar düşürmeye başlamam. Okunaksız’ı (Ayrıkotu, 2023) oluşturacak Codex Seraphinianus okumalarının başlangıcı. İlk kısa, absürd, kara mizahi felsefi kurmacaların ortaya çıkışı. Temalı dergi yazıları için okuma notlarına sayfalar ayrılması. Mimari proje konu duyurusu için sayfaların doğrudan kullanılması.
6- Transiklopedi (2017): B5 boyutunun standartlaşması ve cilt başına sayfa sayısının artması. Eğitim, metin üretimi, sunum gibi işlevlerin ağırlık kazanması ve sayfa üretiminin fazlalaşması. Bir yazının içinden başka bir yazının çıkması: Kitabın Mimarisi’nin (bkz. Endişe Yengeçleri, 2018) içinden Tura Gelecek metninin çıkması. Defterlerin ritmini üniversitedeki sömestrlerin belirlemesi. Dönemlik takvimlerin, yönergelerin defterin atmosferini belirlemesi. Gerard Genette’in Palimpsests (1982) kitabından alınan kapsamlı notların, bir yandan kurmacaya yol açtığı verimlerin ortaya çıkması, bir yandan da kurmaca-dışı notların hacimlenip bağımsız yazılara evrilmesi. Öğrenci görüşmelerinde renkli, resimsel mimari çizimlerin ortaya çıkması. Jenkins’in, Rethinking History (1991) kitabından, ders malzemesi olarak ilk “explicator”ın yapılması. Bundan itibaren defter sayfalarının doğrudan slayta dönüşümünün başlaması. Diyagram ve kısa metin eşlikli birçok fragmanla mimari kavramların üretilmesi. Noktayla Konuşmalar adlı serinin başlangıcı.
7- Toksiklopedi (2017): Kapağın ilk kez desenlenmesi. İç kapak formasında, her deftere özgü spontan illüstrasyonun ortaya çıkışı. Görsel kalitenin önem kazanması. Az Dîvan’ın yeniden ortaya çıkışı. Mimari çizimlerin incelmesi, detaylanması, küçültülmesi. Okuma notlarının görselleşmeye başlaması. Rastgele sayfaların ortadan kalkıp, defterin bütünsel estetiğinin ortaya çıkması.
8- Eksiklopedi (2018): Rönesans okumaları, Bilge Karasu’nun Çeşitlemeli Korku’suna (1974) giriş, Plastik Melek’in başlangıcı, 199+’nın (Yort: 2020) Sürreel Mimarlık Detayları Kataloğu adıyla belirmesi.
9- Aksaklopedi (2018): “Habent sua fata libelli” Latin sözünün [“Her kitabın kendine ait bir kaderi vardır.”] defterlerin başlangıç sloganı oluşu. Görsel mimari kitap fikirlerinin ortaya çıkışı. Bacaları uzun bir tuvalde dijital olarak birleştirip sergilemek, Deleted Universes’i aydıngere basıp arkadan ışık vererek sergilemek gibi fikirlere ait sayfalar. İkinci on yılında Pomi kitaplığının programını ortaya koyma denemeleri. Ev fikrine mimari çizimlerle dönüşler. Kritikler sırasında çizilmiş mimari diyagramlarda iyileşmeler. Peş peşe kurmaca metin fikirlerinin ortaya çıkışı. Kentlerin Ayakbilimi’ne (Can: 2022) yeni kurmaca parçalar. Pomi atölye programının çoklu temalarla zenginleşmesi. Kuramsal kent metinlerinin çizgi roman mantığında kalıcı Explicator serilerine dönüşmesi. Harmonograf cihazları için detaylı çizimler. Kentlerin Ayakbilimi’nin resimlenmiş versiyonu için kolektif çizim atölyesi.
10- Tansıklopedi (2018): Fikirlerin renkli diyagramlarla çizgiye dökülmesine yönelik çabalar. Explicator serisi için haftalık yoğun çizimler, bunlarda anatomik kesitlerden standart bir büste, diyagram kullanımının yaygınlaşması.
11- Üniklopedi (2018): Explicator’larda otoportre kullanımı. Kolektif mimari kavramlar için üretimler. Pomi’nin çoklu dönem programının grafik açıdan iyileşmesi. Eğitim materyalinin sayfa üretiminde yoğunlaşma. Emek-yoğun sayfa yapma fikrinin deftere yayılma çabası. Pomi’ye özgü mimari prosedür fikirlerinin ilk ortaya çıkışı, 199+’ın ilk kıvılcımının, 33 Sentetik Pomi Prosedürü olarak belirişi. Pomi prosedürlerinin vokabülerinin oluşması. 200 prosedürün ilkelerinin belirlenmesi. Oulipo temel metinlerinden kapsamlı okuma notlarının aktarımı. Temsil eden sayfadan, hafıza oluşturan sayfa fikrine geçiş. Altı oturumda Özlem Gök ile Pomi prosedürlerinin ilk AutoCAD deneylerinden bir kitap yapılması.
12- Büzüklopedi (2019): Giriş sayfalarında resimsel malzemeyle destekli aforizmalarla beraber, X-lopedia defterlerinin listelenişi. Bu aforizmaların defter ilerlerken oluşması, bırakılan boşluklara kare kare yerleşmesi. Yeni Ezop Masalları’nın ortaya çıkışı. Az Dîvan’ın devamı. Deneysel tema ön hazırlığı: Pomi’de Bilge Karasu’nun metnini kaynak olarak kullanma. Jenkins Explicator’larının yeniden ele alınması, önceden hazırlanmış tipografik malzeme ile kolajlar ve yeni slaytlar. Eğitim materyalinin doğrudan, emek-yoğun üretimi için arayışlar, Powerpoint yavanlığına cepheden bir saldırı.
13- Yitiklopedi (2020): Total eğitim programından uzak, tekil temaların ayrıntılı planlanıp kayda geçirilmesi. Pomi üretim programının bir mozaiğe evrilmesi. Pomi prosedürlerinin kitaplaşmasından sonra, Pourat’ın ortaya çıkışı, prosedürlerin benzerlerinin kent ölçeğinde sınanmaya başlanması. Prosedürlerin kolektif geliştirimi, yenilerinin atölyede icat edilmesi. Atölye jürilerinin detaylı görev dağılımlarıyla organize edilmesinin başlangıcı. Pomi ve Pourat’la beraber, mimarlık eğitiminde bütüncül bir model arayışının somutlaşması, lisansın başından lisansüstünün sonuna kadar deneysel mimarlık arayışlarının kurumsallaşması için pratiklerin belirlenmesi. Pomi ve Pourat’ın ortak sergisi Şifre için planlar. Deneysel edebiyatın ve deneysel mimarlığın başka lisans derslerinde sınanması, tek seferlik kolektif temalı deneylerin ilk sonuçları.
14- Antikopedi (2020): ’Patafizik okumalarıyla paralel patafizikçi kurmacalar ve ’patafiziği merkeze alan, Pomi ve Pourat odaklı makalelerin yazımı. Oulipo okumaları. Bibliyofil programı için oulipo ve ’patafizik konulu ön hazırlık.
15- Gotiklopedi (2020): Oulipo kuramsal metin okumaları. Fenomenolojiye giriş, kapsamlı okumalar. David Seamon’ın yer fenomenolojisi üzerine okumalar ve Explicator denemeleri. Belli bir konu etrafında, kitap oylumunda üretimin okumalarına geçiş. Pandemi döneminde yer fenomenolojisinin Pomi stüdyosuna taşınması. Dünya hakkında bir belgeselin metin çözümü.
16- Kesitlopedi (2020): Retorik, dilbilim, göstergebilim, Nietzsche okumaları. ’Patafizik ve mimarlık semineri sunumunun portre desenleri, tipografik çıktılarla kolaj sayfaları.
17- Çentiklopedi (2020): Nietzsche, Adorno okumaları. Pomi için Life Takes Place okumaları. Yanlış Okumalar film eleştirisi parodilerinin başlangıcı. Codex Seraphinianus hakkında okumalar. Okunaksız için arka plan okumaları: Plinius, Oğuz Atay. Pomi/Pourat instagram hesabının açılışı. Biyopolitika okumaları. Lisansüstü jürileri için okumalar.
18- Gediklopedi (2021): BTF katılımı, workshop. Leo Loo Cengnamesi epik şiir parodisi için bilgisayar oyunundan materyal devşirme. Dünyanın Kronoplanı fikrinin ortaya çıkışı. Okunaksız için asemi okumaları. Instagram adresi için (pomi.potentialarchitecture) fikirler. Sonradan mors alfabesinin dönüşmesiyle somutlaşacak Morsplan fikrinin, asemik mimari altında belirmesi. Pomi’nin yeni atölyesi olacak çelik hangarın dönüşümü. Monokondiller için Başkalaşımlar’ın (Enis Batur) çaprazlama okunması. Pandemi sonrası, iki devasa kitapla (Dünyanın Kronoplanı, 1200 sayfa, Opera Atlası, A3 boyutunda 300 sayfa) ve bir hangarın dönüşümüyle, Pomi’nin yirminci yılını kutlama hazırlığı. Pomi’de okula ve hangara kalıcı mobilyalar kazandırılması için imalata başlama: Banklar, masalar, seyyar sergi panoları, vb. Bir peyzaj aplikasyon aparatının geliştirilmesi.
19- Kansiklopedi (2022): Pomi’de çizim masası imalatları. Hangar için 33 mimari dönüşüm fikri geliştirilmesi. “Asemi ve mimarlık” üzerine seminer notları. Opera 1-4004 üzerine okumalar; şiir için Paz, süsleme için Adorno okumaları.
20- Cansiklopedi (2022): Detay kavramı üzerine okumalar, şiir için Mallarmé okumaları, Yaşam Kullanma Kılavuzu’nun derinlemesine analizi, Perec üzerine seminer, Yaşam’ın mimarisi için fikirler, Perec’ten mülhem yeni deneysel kısıtların icadı. Rx365 adlı şizo-roman roman fikrinin ortaya çıkışı, yöntemlerinin araştırılması. Mimarlık bölümünün bakım ve onarımı için fiziksel ve maddi girişimler, kişisel bir bütçe. Bitirme projesi için okul programı önerisi.
21- Kancıklopedi (2022): Eşzamanlı bitirme ve birinci sınıf atölyelerinin program şemaları. Mekân üzerine video-söyleşinin yayın hazırlığı notları. Şifre üzerine kapsamlı okumalar. Pomi detaylı atölye programları, ödevlerin detaylı kurguları, iş bölümleri, organizasyonlar. Bitirme’de Delta için yüz fikrin derlenmesi. Atölye organizasyon kararlarının detayları.
22- Yamyamsiklopedi (2022): Birlerle bitirmeleri bir araya getiren Pomi sergisi organizasyonu. Montaigne, Musil, yaratıcılık okumaları. Pomi yönergeleri. Planagram Kataloğu iptal olur, Güncel Türkiye Mimarlığına Müdahaleler kitabına evrilir. Lissajous harflerinin arazi işi tasarısı, Mimarlığın Soyağacı, Semagram gibi yeni deneysel tasarıların ortaya çıkması. Latour okumaları.
23- Anarşiklopedi (2023): Yeni Pomi tekniklerinin icadı. Latour okumalarının devamı. Lisansüstü tez jürileri notları.
24- Almansiklopedi (2023): Glob stop-motion işi. Kentsel Kristalografi temasının ortaya atılması. Görünmez Kentler kart oyunu, Calvino portre maketi, kristalografi, jenga stop-motion işlerinin paralel yürütülmesi.
25- İnsansiklopedi (2023): Sergi ekiplerinin üretimleri, editöryel grupların organizsyonu. 60 kişinin kolektif kullanımı için Kentsel Kristalografi deney modülünün icadı ve yapımı. Şiir üzerine kitaplardan okuma notları. Lisansüstü tez jürisi notları. Tanpınar okuma notları. ’Patafizik semineri notları. Yanlış Okuma serisinin yeni parçaları. Omisyon deneyleri, klasik şiirlerin yeniden yazımları. Absürd düzyazı kurmaca parçalar.
Sonuç Yerine:
Mimarların, yazarların, sanatçıların defterleri öğrenilmiş ağırbaşlılıktan, gün gelir sıyrılır mı? Yazmaya başladığımdan beri, açılmasını beklediğim tartışmalar açılmadıkça, gelmesini beklediğim kavramlar gündeme gelmedikçe (gelmiyor, gelecek gibi değil) endişeleniyorum. Açılmadan kapanan, doğamadan sönen şeyler, ortalıktaki söylemlerde sımsıkı kilitli. Güncel felsefeyle ilgilenenlerin bir bölüğünü dışarıda tutarsak yazarların, mimarların, sanatçıların, eleştirmenlerin ezici çoğunluğunun kimi dertleri genetik olarak eksik. Deneysele yakın yazarların, türlerin bulanıklaşması teranesine sığındıkları görülse de, körlemesine, içerikten konuşuluyor; biçimsel belirmeyle bağıntısı olmayan, yapay, ezberlenmiş tartışmalar yapılıyor. Çağımız tutkusuzluk çağıysa, günümüz tutkusuzlukla mühürlüyse, körü körüne, ereksiz, bu yüzden de dağıtılamaz, bozguna uğratılamaz tutkudan ve adanmışlıktan başka bir şey olmayan defterlere neden sığınmayalım? Neden iş için, işlev için, yarayış için tutulmuş, tutulan, tutulup kalmış, tutuklu sayfalara teslim elimiz ve zihnimiz? Şizofrenik, büyük acılar içinde büyük doruklara tırmanan, her yönden sökün eden dalgaların üzerinde boğulmadan kalan, fırlatıldığı her kayadan bir parça söküp kayda geçiren, daldan dala konan, kaçkın, kaçışan, kaçık defterlerimizin uçan halısına neden binmeyelim? Her yerde kısa kısa kalan, incelemelerini rastgele sürdüren bir serçe nasıl ki an geldiğinde kanatlarını açıp havalanıvermeyi ihmal etmiyor, kuş olduğu gerçeğinden feragat etmiyor ve kuş oluşunu yaşıyorsa, yazı insanları da gündelik yaşamın oradan oraya savuran, dikkati sömürüp bin parçaya bölen meşgaleleri karşısında sürekliği anımsamayı ihmal etmeyip iyimserliğini sürdürebilmeli. Bin konuya da yazıya da bölünse insan olan biteni kuş uçuşu görebilmek, katettiği coğrafyanın seyrine bakabilmek için havalanabilmeli ve tutkusunun ne olduğunu, neden yazdığını, onu yönlendireni kemiklerinde duyabilmeli.
İlgili İçerikler:
-
Oho’larla Uha’ların Arasında - 2/2
Genette’e göre beş çeşit transtekstüel (mutasyona uğramış, dolanık, binişik, sarmaşmış, vb.) yazı vardır: İlki alıntılamadır; yazar doğrudan alıntı yapar. İkincisi hırsızlamadır (plagiarism); yazar açıktan ilan etmese de edebi bir ödünçlemeye başvurur (akademisyenlerin suçlanmaktan en çok korktukları tür de budur). Üçüncüsünde yazar ima yoluyla, dolaylı yoldan kaynak metinle ilişki kurar.
-
Oho’larla Uha’ların Arasında - 1/2
Günümüzde hakikati bildiğini iddia edebilecek kimse var mıdır? Gerçeklere “doğal yollarla” karışan ve ’patafizik denebilecek gerçek-dışılıktan başka, bir de her yanda harıl harıl üretilip dolaşıma sokulan “yalan” vardır; ki güç yapıları gerçeği sulandırmada özverili bir rol oynayarak, sıradan gündelik gerçekleri örtbas etmek konusunda –değişen terkiplerde– “katkıda” bulunur.
-
Dünyanın Kronoplanı
2021 Temmuzunun başlarıydı; BTF’nin (ESOGÜ Mimarlık Bölümü'nün yıllardır süregelen mümbit öğrenci etkinliği Bademlik Tasarım Festivali’nin) davetine nihayet icabet ederek atölye açmayı kabul etmiştim.
-
İş Bankası Resim Heykel Müzesi
-
Kentsel Kristalografi
Yakıt istasyonu kanopisinin vadesi dolmak üzere; öte yandan bu enfes yapı tipini temel alarak tasarlanmış bir evde yaşamayı kim istemezdi ki...
-
Steingruber’den Perec’e: Morsplan Üzerine
Mors alfabesinin önceli ilkin 1753’te ortaya konmuş; Samuel Morse’un Baltimore’dan altmış kilometre ötedeki Washington’a kodları elektriksel biçimde iletmesinden epeyce önce. Bu teknoloji kullanımdan düşeli neredeyse çeyrek yüzyıl oluyor.
-
Pomi’nin Güncel Türkiye Mimarlığına Müdahaleler Kitabı
Üniversitede 2023 bahar dönemi paramparça geçti denebilir: Şubat’taki depremlerden sonra Nisan’a kadarki boşluk; ardından seçimler sebebiyle Mayıs’ın ilk haftasından başlayıp Haziran’da –bile– toparlanamayan bir dönem oldu.
-
XXI Iconic Serisi Miesinred Satışta!