Enerji Verimini Tasarımla Bütünleştiren
Santiago’da üniversite kampüsü arazisindeki inovasyon merkezi bölgenin iklim özelliklerine uygun tasarlanarak enerji tüketimini önemli miktarda azaltıyor ve çağdaş görüntüsüyle zamana meydan okuyor.
2011 yılında Angelini Group, şirketlerin ve işyerlerinin araştırmacılarla birleşebileceği ve toplanan bilgilerin ifade edilebileceği bir merkez için gerekli fonları bağışlamaya karar verdi. Amaçları teknik bilgilerin geçiş sürecine katkıda bulunmak, iş imkanlarını açığa çıkarmak, mevcut kaynaklara değer katmak, ülkenin rekabet gücünü yükseltmek ve gelişimi için patentleri kaydetmekti. Universidad Catolica de Chile, San Joaquin kampüsü de böyle bir merkezi bulundurabilecek potansiyeldeydi.
KARŞILAŞMA VE PAYLAŞMA
Tekliflerinde bu tip amaçlar edinmiş olmalarının sebebi en az dört iş şeklinin onaylandığı bir yapı tasarlamak, bir dizi resmi ve gayri resmi işi insanlarla buluşturmaktı. Biz de buna ek olarak, yüz yüze ilişki kurmanın bilgi paylaşmak istenildiğinde önemli olduğunu düşündük. Bu nedenle yapıda asansör lobisinde bulunan bank biriyle aniden karşılabileceğiniz bir mekan sunarken saydam çeperli orta avlu binada gezen insanları izleyebileceğiniz bir alan kurguluyor. Bina yüksekliği boyunca devam eden yükseltilmiş meydanların oluşturulmasıyla da insanların buluşabileceği mekanları çoğalttık.
KÜTLENİN OLUŞUMU VE TASARIM İLKELERİ
Tipik ofis mekanı zemin planını tersine çevirmek (çeperdeki şeffaf perde duvarlı opak çekirdeği, şartlara göre açık bir yapıda olan çekirdek kütlesi ile değiştirmek) işlevsel nedenleri karşılamanın yanı sıra çevresel performansı ve binanın karakterini de yanıtladı. Yapı, müşterinin çağdaş görünümlü gelişim merkezi olmasına dair beklentisini karşılamak durumundaydı. Ancak Santiago’da yeterince eleştirel araştırma yapılmadığı için çağdaşlık adı altında yerel çöl iklimi şartlarına uygun olmayan ve iç mekanlarında sera etkisi yaratan birçok yüksek cam kuleler iskan etmiş durumda. Bu gibi kuleler havalandırma için bol miktarda enerji kullanıyor. İstenmeyen ısı kazanımını engellemek adına yapının kütlesini yine yapının çevresi üzerinde konumlandırmak, doğrudan gelen güneş ışınımını önlemek için gömme camlar kullanmak ve çapraz havalandırmaya izin vermek yeterli oluyor. Bunları yaparak enerji ihtiyacını, Santiago’da tipik bir cam kulenin enerji tüketimi olan yılda 120 kW/m2’den 45kW/m2’ye düşürmeyi başardık. Bu şekilde tasarlanan opak cephe sadece enerji verimi sağlamakla kalmadı, aynı zamanda normalde içeride yüklü miktarda perde ve jaluzi kullanmamızı gerektirecek olan aşırı derecede gelen güçlü ışığı da kısmamıza yaradı. Böylece binanın bulunduğu çevreye olan cevabı sağduyunun titiz bir kullanımıyla sağlanmış oldu.
Öte yandan, gelişim merkezindeki en büyük sorunun işlevsel ve biçimsel açıdan modası geçme durumunun olabileceğini düşündük. Cam cephe kullanılmasının reddi sadece aşırı derecede zayıf olan çevresel faktörleri önleyen profesyonel sorumluluk sebebiyle değil, aynı zamanda zaman testini geçebilecek bir tasarım ortaya koyma araştırmasıydı. İşlevsel bir noktadan bakıldığında, modaya ayak uydurmanın en iyi yolunun yapıyı mimariden çok altyapı gibi tasarlamak olduğuna karar verdik. Açık, doğrudan ve zorlu bir form tasarlamak devam eden değişime ve yenilenmeye ayak uydurmaya izin verecek en esnek yoldu. Biçimsel bir bir bakış açısından bakıldığındaysa mutlak geometriler ve güçlü monolitik mevcudiyetin kullanılmasıyla tasarımın modasının geçmeyeceğini ve zamansız olacağını düşündük.
İlgili İçerikler:
-
CLT Evi
-
Riken Yamamoto, 2024 Pritzker Mimarlık Ödülü'nü Aldı
-
Dünyanın En Yüksek Ahşap Binası Perth'te İnşa Edilecek
-
Arch for M.E.: Akdeniz Ekolojisinde Mimarlık ve Sürdürülebilirlik
-
Kamusallık ile Mekân Oluşturma Ustalığı
"Mimarlık sanat mı yoksa mühendislik midir?" sorusu sık sık tartışma yaratan bir konudur. En kestirmeden mimarlığın her iki alanda da etkili bir meslek olduğu çıkarımı tartışmayı dengeleyen bir sonuç olarak hâkim görüş kazanır. Ancak...
-
NEST
-
Toplu Konuta Sosyal Yaklaşım
-
David Alan Chipperfield, 2023 Pritzker Mimarlık Ödülü'nü Aldı