“Farklılaşma ve Dünyaya İyi Gelme Düşüncesi Mimari Akımlara Yön Veriyor”
Boyner Cadde ile başlattığı yeni nesil mağazacılık anlayışını Boyner İstinyePark İstanbul mağazasıyla sürdüren Boyner, moda, sanat, teknoloji ve deneyimi bir araya getirdiği mağazalarını yaşam alanlarına dönüştürüyor.
Sanat ile sürdürülebilirliğin harmanlandığı bir mekan olarak kurgulanan Boyner Cadde, ilham verici birçok detayı barındırmanın yanı sıra satış değerini kaybetmiş ürünlerin Deniz Sağdıç'ın ustalığıyla sanat eserlerine dönüştüğü bir sergi alanına dönüştü. Atık denimlerden tasarlanmış koltuklar, lambaderler, sehpa ve halılar, mağazanın çeşitli noktalarında kendine yer buldu.
Boyner İstinyepark Mağazası’nda ise marka ve ürünlerin sanat eserleriyle birlikte sergilendiği geniş bir alanda ziyaretçilere “bienal” ortamı sunuluyor. Mağazada seramik, cam, heykel, resim, mural art, dijital sanat gibi farklı alanlardan sanatçıların eserleri bulunuyor. Aslı Şarman, Burak Tozkoparan, Büşra Kölmük, Cansu Dinç, Gamze Araz Eskinazi, Gürat Öztürk, Yiğit Yazıcı, Nohlab, Lalin Akalın, DISTCOLLECTIVE tarafından Boyner İstinyepark için özel olarak tasarlanan eserler mağazanın farklı alanlarında sergileniyor. Seramik, ayna, tel, epoksi, atık cam ve atık metal gibi farklı materyaller kullanılarak oluşturulan eserler, her sanatçı tarafından Boyner için mağazaya özel tasarlandı.
Bu kapsamda geleneksel perakende anlayışının dışında; insana, topluma ve dünyaya hitap eden deneyimleri ön plana çıkarmayı amaçlayan Boyner ekibi, daha önce de mağaza tasarımlarını emanet ettiği Toner Mimarlık’tan Mimar Mustafa Toner’le bir araya geldi.
XXI ekibi olarak Boyner’in vizyonunu tasarımlarıyla ön plana çıkaran Mimar Mustafa Toner ve Boyner Büyük Mağazacılık Kurumsal Gelişim ve Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Filiz Bayrak’la teknolojinin ve sanatın bir araya geldiği bu yeni nesil mağazacılık anlayışının müşteri deneyimine yansımaları ve sanatla mimarinin ahengini yirmi birinci yüzyılda bambaşka bir biçimde yeniden ele almanın heyecanı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
XXI: Toner Mimarlık’ın tasarım yaklaşımını anlatabilir misiniz? Üç nesillik bir mirasa sahip Toner Mimarlık’ın tasarım felsefesi zamanla nasıl evrildi?
Mustafa Toner: Tasarıma karşı olan yaklaşımımız ile kuruluşumuzdan bu yana doğruluğu koruyarak günceli yakalamayı hedef alıyoruz. Prof. Süha Toner tarafından kurulan firmamız, üç nesildir aynı temel tavrı sürdürmeye ve her dönemin gereksinimlerine göre kendini geliştirmeye devam ediyor. Süha Toner’in liderliğinde başlayan bu uzun ve keyifli yolculuğumuz, akademik ve özel pratik alanında Türkiye’nin mimari peyzajına önemli katkılar sağladı. Ben de babamdan aldığım iş etiğini ve çağdaş bilgiyi firmamızın kültürüne katarak, uzun süreli iş birlikleri geliştirdim. Bugün de oğlum Emre Toner’in katılımıyla Toner Mimarlık; dijital, kinetik ve sokak sanatı gibi modern akımları projelerine entegre ederek, günceli yakalama hedefini sürdürüyor. Sanat, tasarımlarımızda her zaman yoğun olarak kullandığımız ve önem verdiğimiz ayrı bir konu başlığı. Temel felsefemiz de, her neslin kendi döneminin gereksinimlerine uygun olarak yorumladığı ve geliştirdiği bir temelin oluşumunu sağlamak.
XXI: Hem yerel hem de uluslararası projelerde deneyim sahibisiniz. Uluslararası markalar için Türkiye'deki tasarımlarınıza yerel kültürel unsurları nasıl entegre ediyorsunuz?
MT: Uluslararası markalar için yaptığımız Türkiye'deki tasarımlarımızda yerel kültürel unsurları entegre ederken, bu unsurların projeye uygun ve estetik bir biçimde yerleştirilmesine de özen gösteriyoruz. Geniş ölçekli yerel ve uluslararası projelerde edindiğimiz tecrübeyi, yerel kültürün zenginlikleriyle harmanlayarak sunuyoruz. Türkiye'nin kültürel mirasını yansıtan detayları, malzemeleri ve motifleri uluslararası markalar için tasarlanan projelere entegre ederek hem yerel dokunun korunmasını hem de global standartlara uygunluğu sağlıyoruz. Bu yaklaşımımız ile nesilden nesile gelişen yapılanmamızı profesyonel, teknik ve sosyal tecrübelerimiz ile destekliyoruz.
XXI: Boyner’in son mağaza tasarımları oldukça yenilikçi. Boyner mağaza tasarımlarında müşteri etkileşimini artırmak için hangi konseptleri çalıştınız?
MT: Hemen hemen her sektör, geleneksel iş yapış şekillerinin ötesine geçen, dinamik ve yenilikçi bir dönüşüm yaşıyor. Bireylerin talepleri ve beklentileri hızla değişirken ilk etapta markalar olmak üzere her kurum değişen dünyaya ayak uydurmak ve öne çıkmak için dijital çözümlere yöneliyor. Mağaza tasarımlarında müşteri talep ve beklentileri ile gelişen teknoloji en önemli yönlendirici unsurlar olarak öne çıkıyor.
Öte yandan günümüzde sürdürülebilir temalara dayalı mağazacılık anlayışı da popülaritesini artırmaya devam ediyor. “Farklılaşma ve dünyaya iyi gelme düşüncesi” mimari akımlara yön veriyor demek doğru olur. Sanat da en öznel duyguların paylaşılabileceği bir yaklaşım olarak en çok tercih edilen deneyimler arasında yer almaya başladı. Bu bağlamda, son 4 - 5 yıldır aktif bir dönüşüm geçiren Boyner’de de müşteri deneyimini geliştirmeyi ve alışveriş sürecini optimize etmeyi amaçlayan yenilikçi bir bakış açısıyla ilerliyoruz.
Boyner’in dönüşüm ve deneyimi ön plana çıkaran mağazacılık anlayışını baz alarak müşteri etkileşimini artıran deneyim alanları, dijital entegrasyonlar, açık ve ferah tasarımlar, tematik bölümler, sanatsal dokunuşlar ve sosyal alanlar gibi yenilikçi konseptlere odaklanıyoruz. Bu hassasiyete uygun, müşteri deneyimini her bir köşesiyle ve dokusuyla üst düzeye taşıyan tasarımlar oluşturuyoruz. Tabi ki teknolojiyi alışveriş deneyimine entegre ettiğimiz bir mimari çizgimiz var. Özellikle son dönemde öne çıkan dijital, kinetik ve sokak sanatı akımlarını Boyner projelerinde kullanabilmek günceli yakalamak adına bizim için çok önemli bir adım. Mağaza metrekareleriyle de bağlantılı olarak geniş koridorlar ve iyi aydınlatılmış alanlarla daha sofistike, sade, cesur, davetkar ve ilham veren bir atmosfer yaratıyoruz. Her iki ekibin de bu konudaki destekleri sayesinde son projelerimizde bu konuda oldukça başarılı sonuçlar elde ettiğimizi düşünüyorum.
XXI: Geleneksel perakende anlayışının dışına çıkan Boyner Cadde ve Boyner İstinyePark İstanbul mağazalarında sanat ile sürdürülebilirliği nasıl harmanladınız?
MT: Perakendede yeni teknolojilere ve tabi ki bu teknolojileri müşteri nezdinde en iyi şekilde yansıtacak yeni bir dijital mimariye/ tasarıma duyulan ihtiyaç günden güne artıyor.1
Bununla beraber artık müşteriler, günlük yaşamın karmaşasında dinlenebilecekleri, keyifli vakit geçirebilecekleri konseptlere sahip bir sadelik arayışı içerisinde. Perakendecilerin farklılaşmak istedikleri bir pazarda biz de Toner Mimarlık olarak Boyner’in “yaşayan mağazalar” iç görüsüne uygun yeni konsept mağazalar olan Boyner Cadde’yi ve Boyner İstinyePark İstanbul’u tasarladık ve Boyner’in birçok mağazasını yeni nesil mağazacılık konseptine uygun unsurlarla yeniledik. Burada en çok dikkat etiğimiz konu mağazaların bulunduğu lokasyonun ruhuna, müşteri beklentilerine yönelik bir dönüşüme imza atmaktı.
Bir başka deyişle Boyner’de birbirine tıpatıp benzeyen, tekrarlayan mağazacılık anlayışı göremezsiniz. Tasarımlarımızı, mağazaların bulunduğu bölgelerin dokusuna ve müşterilerin beklentilerine göre şekillendiriyoruz. Öne çıkan akımları, lokalizasyon süreçleri ile o mağazaya özgün hale getiriyoruz. Ancak tabi ki gerek Boyner Cadde gerekse Boyner İstinyePark İstanbul’da öne çıkan temel üç tamamlayıcı ögemiz var: Sanat, sürdürülebilirlik ve teknoloji. Özellikle Boyner’in yeni nesil deneyim mağazacılığı anlayışını yansıtan Boyner Cadde ve Boyner İstinyePark İstanbul’da bu trendleri harmanlamak için özgün ve yenilikçi yaklaşımlar benimsedik. Bu mağazalarımızda alışveriş deneyimini sanatsal ve çevresel bir yolculuğa dönüştürmeyi amaçladık. Tabi ki bunu teknolojik yetkinliğin getirdiği bir dizi avantaj ile hayata geçirdik. Mağaza tasarımlarımızda yer alan “Inspiration Wall” gibi yenilikçi çözümlerle alışverişi daha keyifli, kolay ve ilham verici hale getiren Boyner anlayışını devam ettiriyoruz. Tüm davranış ve iş yapış şeklimizi Boyner deneyimine uygun ve sürdürülebilir sonuçlar elde etmek için kurguladık. Seçtiğimiz malzemelerin çoğu ileri dönüşüm sonucu ortaya çıkan, sürdürülebilir ve doğal malzemelerden oluşuyor.
XXI: Boyner, perakende alanlarına sanatı nasıl entegre ediyor ve bu entegrasyonun marka için önemi nedir? Bu sanatsal unsurlar, Boyner'deki genel alışveriş deneyimine nasıl katkıda bulunuyor?
Filiz Bayrak: Mağazacılıktaki temel stratejimizin başında müşterilerimizi her ziyaretlerinde şaşırtmak ve onlara benzersiz bir alışveriş deneyimi sunmak yer alıyor. Sanat, Boyner’in insanın kalbine dokunan, modern, yenilikçi ve çağdaş vizyonunu temsil ediyor. Boyner Cadde’de müşterilerimizle buluşturduğumuz sanat dokunuşlarımız, adeta sokak kültürünü sanatla çarpıştıran o eşsiz harmoniyi yansıtıyor.
Biz, yaşamın benzersizliğinden ve dinamizminden ilham alıyoruz. Mağazalarda sergilediğimiz sanat eserleri, misafirlerimize estetik bir atmosfer sunarken bizi bir alışveriş noktası olmaktan çıkarıp bir yaşam tarzı ve kültürel merkez haline getiriyor. Sanatsal unsurlar, ziyaretçilerimizin mağazalarda daha uzun süre vakit geçirmesini ve marka ile duygusal bir bağ kurmasını sağlayarak alışveriş deneyimini daha anlamlı hale getirmemize olanak tanıyor.
Boyner İstinyePark İstanbul’da da birçok sanatçının farklı çalışmaları mevcut. Özellikle mağaza giriş cephelerinde ve içeride büyük interaktif dijital sanat eserlerine yer verdik. Bu çalışmalar, ziyaretçilerimize mağaza girişi itibarıyla renkli, genç ve aktif bir dünya sunmak için tasarlandı. Tasarımlarda kullanılan her bir element büyük bir deneyim çarkını döndürmek için özel olarak tercih edildi. Bu deneyimsel yolculuk aslında sanattan, modadan, kahve kokusundan ve dijital unsurlardan beslenen bir mozaik gibi. Tasarımlarımız sabit ve mutlak değil, sürekli değişen ve kendini yenileyen bir anlayış ile geliştirilerek devam ediyor. Sanat eserleri ve sunduğumuz deneyim alanları da mağazalarımıza o özel Boyner dokunuşunu katıyor.
Ayrıca iç mekan dizaynında Boyner İstinyePark İstanbul’un her bir köşesi, farklı sanat dallarından ve sanatçılardan özgün eserlerle donatıldı. Aslı Şarman'ın "Goddesses" adlı seramik eseri, Sekiz Tanrıça’yı simgeleyen portreleriyle zarafet ve neşe yayıyor; Gamze Araz Eskinazi'nin "Aurora" ve "Bamboo" enstalasyonları, rengarenk camlarla Kuzey Işıkları'nı ve sonsuzluğu yansıtıyor.
Yiğit Yazıcı'nın "Create a life you can fall in love with" adlı 10 m2'lik kanvas eseri, katmanlı ve üç boyutlu figürlerle kadınların hayatını anlatıyor. Cansu Dinç'in "Don't be like a child" serisi, renkli ve neşeli mural eserleriyle çocukların hayal dünyasını yansıtıp yaratıcı düşünmeyi teşvik ediyor; Gürat Öztürk'ün "Light or Shadow?" adlı kağıt eseri, bakır, altın ve gümüş renkli yapraklarla ışığı ve gölgeyi yorumluyor.
Büşra Kölmük'ün 2,3 metre yüksekliğe ve 1,8 metre genişliğe sahip "Gate" heykeli, Carl Jung'un varoluş felsefesini ve "görünmez ipliklerle birbirine bağlı olan her canlı birbirinin hayat akışını değiştirebilme potansiyeline sahiptir" olgusunu temsil ediyor.
Tabii teknoloji ve inovasyon da bu mağazanın sanat eserleri arasında öne çıkıyor: Lalin Akalın'ın yapay zeka destekli "MERCURai" mimari heykeli, akış ve kıvrımlı çizgileriyle mağazanın iç mimarisine uyum sağlıyor. Nohlab ve DISTCOLLECTIVE sanatçılarının dijital eserleri "Boxes & Shadowplay" ve "Pinscreen" ise modern ve etkileyici bir sanat deneyimi sunuyor.
Aslında baktığımızda sanat, mağaza gibi iç mekanların sadece ticari fonksiyon alanları olmaktan öte toplumsal ve kültürel birer platform olarak ziyaretçilerle derinlemesine bir etkileşim oluşturmasına zemin hazırlıyor.
XXI: Perakende dinamik bir alan ve trendler hızla değişiyor. Boyner, mağaza tasarımlarının değişen tüketici trendlerine ve tercihlerine uyumlu kalmasını nasıl sağlıyor?
FB: Perakende sektöründeki dinamik değişimlere ayak uydurabilmek ve müşterilerimize her zaman en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek için mağaza tasarımlarımıza ve mimari yapıya büyük önem veriyoruz. Çünkü ilham veren deneyimlerin, ancak ilham veren mimari mekanlarda gerçek bir etki yaratacağına inanıyoruz. Bu sayede mağaza tasarımlarımızı, teknolojik yeniliklerden de faydalanarak müşterilerimizin tercihlerine ve alışveriş alışkanlıklarına uygun hale getirebiliyoruz.
Mobil kasa ile hızlı ödeme noktaları, dijital ekranlar, artırılmış gerçeklik uygulamaları gibi teknolojik çözümleri mağaza içinde kullanarak, müşterilerimize etkileşimli ve kişiselleştirilmiş bir alışveriş deneyimi sunmaya çalışıyoruz. Daha sofistike, davetkar ve kışkırtıcı bir tasarım anlayışı ile yenilediğimiz Boyner İstinyePark İstanbul’un odağında da tıpkı Boyner Cadde’de olduğu gibi “insan” ve “deneyim”in olduğunu vurgularken, yeni mağazayı hem bir sanat galerisine hem de ziyaretçilerin keyifle vakit geçirebilecekleri bir alana dönüştürdük. Ürün kişiselleştirme alanlarından sanat eserlerine, son dönemin popüler uygulamalarından nail art köşesinden kahve molası verebilecekleri alanlara kadar ziyaretçileri adeta bambaşka bir evrende hissettirecek o deneyim dünyasının kapılarını araladık. Tüm bu yaklaşımlarımızın birleşimi, Boyner'in perakende sektöründeki lider konumunu korumasını ve müşterilerimize her zaman güncel, çekici ve kişiselleştirilmiş bir alışveriş deneyimi sunabilmemizi sağlıyor.
XXI: Müşteri geri bildirimleri, Boyner’in perakende alanlarının tasarım ve gelişiminde nasıl bir rol oynuyor?
FB: Müşteri geri bildirimleri, mağaza tasarımlarımızın gelişimini belirlemede büyük bir rol oynuyor. Müşterilerimizden gelen geri bildirimler, neyin iyi gittiğini ve neyin iyileştirilmesi gerektiğini anlamamızda yardımcı oluyor. Dönem dönem mağazalarımızdaki sergileme alanlarını ihtiyaçlara göre yeniden konumluyor, bazen de yepyeni alanlar yaratarak her an müşterilerimizi bir sürpriz ile karşılayabiliyoruz. Bu da aramızdaki bağı diri tutan en önemli unsurların başında geliyor.
Mağazalarımızda bulunan sanat eserleri de alışveriş deneyimi üst sıralara taşıyan ana ögelerimiz diyebilirim. Bir sanat eserini incelerken o yaratıcı dünyanın içinde kendinizi bulabilir veya bambaşka bir zamanda sanatın sizde bıraktığı izlerin peşine düşebilirsiniz. O kadar keyif veren bir dünya ki aslında standart alışveriş kalıplarının dışına çıkarak bulunduğunuz mağazadaki eseri incelerken belki ilham alabilir belki o an hiç tanımadığınız bir sanatçı ile eseri sayesinde tanışabilirsiniz. Renklerin, dokuların, çizgilerin kısacası eserlerin bize anlattığı bir hikaye var. Bu hikayeyi mağazalarımızda keşfetmek ve müşterilerimize bu deneyimi yaşatmak bizim için mutluluk verici. Farklılaşan noktalarımızla modanın yanı sıra sanatın iyileştirici ve ilham veren yönünü paylaşmayı seven, öncü bir marka olarak konumlanıyoruz.
XXI: Boyner’in üzerinde çalıştığı yeni teknolojiler veya mağaza konseptleri var mı? Bu yenilikçi yaklaşımların gelecekteki mağaza tasarımlarınıza olan etkileri neler olacak?
FB: Sürekli olarak yeni teknolojiler ve mağaza konseptleri üzerine kafa yoran bir markayız. Özellikle %80'in üzerindeki kurumların rekabeti çoğunlukla müşteri deneyimi üzerinden yapmayı hedeflediği bir pazarda2 biz de dijitalleşme ve müşteri deneyimini iyileştirmeye yönelik yenilikçi yaklaşımlar üzerine odaklanıyoruz.
Ayrıca, mağaza konseptlerimizi de sürekli olarak güncelliyoruz. Mağazalarımızın tasarımında sürdürülebilirlik ve çevresel faktörler üzerine odaklanarak, yeşil teknolojileri ve sürdürülebilir malzemeleri kullanmaya özen gösteriyoruz. Aynı zamanda, müşteri ihtiyaçlarına ve beklentilerine daha iyi yanıt verebilmek adına mağaza içi düzenlemelerde ve görsel sunumlarda da sürekli olarak yenilikler yapıyoruz.
Bu yenilikçi yaklaşımların gelecekteki mağaza tasarımlarımıza önemli bir etkisi olacak. Teknolojik yenilikler ve sürdürülebilirlik odaklı tasarım yaklaşımları ile müşterilerimize daha çağdaş ve “iyi hissettiren” yaşam alanları sunmaya devam edeceğiz.
1 https://www.gidaperakendecileri.org/?p=5974
2 https://www.gartner.com/en/doc/3874972-realizing-the-benefits-of-superior-customer-experience-a-gartner-trend-insight-report
İlgili İçerikler:
-
Masaryk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sanat Stüdyoları
-
Kunsthal 44Møen
-
Casa Pampas
-
Big Top: Sirk Kantini
-
Tarq Gallery
-
Salt, Sanatsal Araştırma ve Üretim Destek Programı'nı Başlatıyor
-
Boyacı Dükkanı
-
Expanding Space: Honsberg'i Sanat Yoluyla Dönüştürmek
Almanya'nın Remscheid kentinin zengin bir tarihe sahip olan Honsberg bölgesinde, "Ins Blaue" projesi kentsel mekânları sanat aracılığıyla yeniden tanımlıyor. Sanatçıların desteğiyle hayata geçirilen bu girişim, terk edilmiş evleri canlı stüdyolara, galerilere ve etkinlik alanlarına dönüştürdü. Organizasyonun küratörlerinden Katja Wickert ve projede yer alan sanatçılar Vera Vorneweg, Adrienne Brehmer, Eva Wal ve Hacer Bozkurt ile "Ins Blaue"nin başlangıcı, bu yılın teması "Expanding Space (Genişleyen Alan)" ve yaratıcı çabalarının hem mahalle hem de mahalle sakinleri üzerindeki etkisini konuştuk.