Hedef Emekten ve Üye Tabanından Yana Bir Meslek Örgütlenmesi

MİMARLIKTA DAYANIŞMACI TABAN HAREKETİ

Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi tarafından 4 Kasım 2018’te düzenlenen Da(ya)nışma Forumu, ekonomik ve ekolojik krize karşı bütünlüklü ve kapsayıcı bir hat örebilmek için tartışmaya çağırmıştı. Hareket, foruma ve forumdaki tartışma ve önerilere dair bir değerlendirme metni yazdı.

Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi (MDTH) olarak üçüncü Da(ya)nışma Forumu’nu 4 Kasım günü başarıyla gerçekleştirdik. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 45. Dönem Genel Kurulu ön sürecinde ilk ikisini gerçekleştirdiğimiz da(ya)nışma forumlarında temel hedefimiz olan danışma ve dayanışma düzlemlerinin, bugün için de ne kadar yakıcı bir ihtiyaç olduğunu görmüş olduk.

İki bölüm halinde düzenlediğimiz forumun ilk bölümünde MDTH ve katılımcı grupların sunumları yer aldı. Gerek MDTH içerisinde yer alan ve gerekse de katılımcı taban örgütlenmeleri adına yapılan konuşmalarda birlikteliğimizin anlamına ve yan yana gelişimizin dayanışmacı ve emekten yana karakterine vurgu yapıldı. Serbest kürsü şeklinde yürütülen ikinci bölümde ise güncel sorunlarımız ve meslek örgütlenmesinin geleceğine ilişkin tartışmalar yürütüldü.

Yaklaşık bir aylık ön çalışmanın ürünü olan forumda, genel kurul süreci sonrasını ve gelecek dönem faaliyetlerimizi omuz omuza yürüdüğümüz dayanışma grupları ve meslektaşlarımızla tartıştık. Mimarlık/Mühendislik alanında faaliyet yürüten Ücretli ve İşsiz Mimarlar Forumu, Mimar Meclisi, Politeknik, Toplumcu Meclis, Mumia’nın yanı sıra Plaza Eylem Platformu ve Ofissizler çalışmalarını yürüten, beyaz yaka örgütlenmelerine emek veren dostlarımız da etkinliğimizde yer alıp perspektiflerini paylaştılar. Dayanışmacı Şehir Plancıları, Emekten Yana Mühendisler ve Mimarlar Odası İzmir Şubesi bünyesinde yürütülen Patronsuz çalışmasından katılımın olması da bizler için oldukça anlamlıydı. Mesleğimizin geleceğini oluşturan mimarlık öğrencileri de forumdaki tartışmalarda yerlerini aldılar. Üç üniversiteden öğrenciler etkinliğe katılırken Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğrenciler tarafından kurulan Mimarlık Bunun Neresinde topluluğunun düzenlediği “Askıda Malzeme: Kırmızı Raf” çalışması forumda hem kendini anlattı ve dayanışmanın üniversitelerde nasıl kurulabileceğine dair örnek bir pratiğe işaret etmiş oldu hem de çalışmaları için destek topladı.

Etkinliğimizde, mesleki faaliyetlerinden dolayı 117 gündür tutuklu olan meslektaşımız Mimar Cem Dursun’u unutmadık. Kürsümüzde Cem’in fotoğrafı yer alırken yakalarımızda da Cem’in tutukluğuna son verilmesini talep eden kokartlar vardı. Cem’in de üyesi olduğu Mimar Meclisi’nin sunumunda tutukluluk süreciyle ilgili bilgilendirme yapılırken mevcut şube yönetiminin üyesi ve delegesi olan Cem Dursun’un yaşadığı mağduriyete karşı ilgisizliği de aşan pasif tutumu eleştirildi, meslektaşlarımıza uygulanan baskının ancak topyekun bir dayanışma ile kırılabileceğine vurgu yapıldı. Ayrıca etkinlik sonunda Cem Dursun’a yazdığımız mektuplarla birlikte selamlarımızı gönderdiğimiz toplu bir fotoğraf yolladık.

TARTIŞMALAR-ÖNERİLER
Etkinliğimizin serbest kürsü kısmında ise katılımcıların büyük çoğunluğu söz alarak tartışmalara katılım gösterdi. Kadın ve genç mimarların katılımının yoğunluklu olması birçok konuşmacı tarafından kıymetli bulundu. Forumda tartışmaların temel vurgusu “yaşanabilir çevreler” ile “insani çalışma yaşamı” mücadeleleri arasındaki bağlantı etrafında gelişirken mimarların yan yana gelişlerine ve mesleki örgütlülüklerine ağırlık vermek gerektiği vurgulandı.

MDTH çalışmasının geçtiğimiz 10 ay içerisinde kat ettiği mesafe değerlendirilerek, faaliyette sürekliliğin önemine vurgu yapıldı. Dayanışmada sürekliliğin temelinin mevcut koşulların kavranabilmesinde yattığı, bu çerçevede de gerek meslek alanımızda gerek ülke ve dünya gündeminde yaşanan gelişmelerin tartışılabileceği düzlemlerin yaratılması gerektiğinin altı çizildi.

Meslek alanının düzenlenmesinde rolü ve sorumluluğu olan meslek odasına yönelik tartışmalarda, mevcut şube yönetiminin meslek odası içerisinde yürütülmesi istenen bazı komite ve komisyon çalışmalarının önüne geçen, engelleyen tutumu eleştirildi; TMMOB içerisinde de güncel sorunlardan birinin bürokrasi olduğu vurgulandı. Demokratik kitle örgütlerine olduğu gibi meslek odalarına yönelik baskıların ayyuka çıktığı bir dönemde, şube yönetiminin tercihi bir atalet içinde olduğu belirtildi. Bu yönelimin bir eyleyememe durumu değil tercih ürünü olduğu vurgulanarak bu algının değiştirilmesi gerektiği ifade edildi.

Tartışmalarda öne çıkan somut öneri ise Ücretli ve İşsiz Mimarlar Forumu’ndan geldi. Forum adına yapılan sunumda ve genel tartışmalarda ekonomik durum ve kriz değerlendirmesi yapılarak, gün geçtikçe daha fazla ihtiyacımız haline gelen “dayanışma” kavramının ekonomik olarak altının doldurulabilmesi gerektiğine değinildi. Bu çerçevede tarihsel örnekleriyle birlikte incelenip tartışılabilmesi amacıyla, tüm katılımcılara “Dayanışma Ekonomileri Çalıştayı” örgütlemesi öneri olarak sunuldu.

Yürütülen tartışmalardan ve sunulan önerilerden alınan kararları şöyle özetleyebiliriz:
• Önümüzdeki dönem çalışmalarının temel yönelimi yan yana gelişleri artırmak ve mesleki örgütlenme olmalıdır.
• İki haftada bir gerçekleştirilen yürütme toplantıları, kolektif karar alma mekanizmaları ve gündemi yakalamak noktasında önemlidir. Aksatılmadan devam etmelidir. Katılımcı ve şeffaf işleyişten ödün verilmemelidir.
• Üretimlerimizi görünür kılacak araçlar daha etkin kullanılmalı, YouTube kanalı, e-bülten, web sitesi, podcast yayınları gibi araçlara dönük özgün içerik üretimi yaygınlaştırılmalıdır.
• Değişen dünya ve çevre koşullarının daha net algılanabilmesi için Endüstri 4.0, ekonomi ve ekoloji gündemli çalışma ve tartışmalar gerçekleştirilmelidir.
• Haksız yere ihraç edilen meslektaşlarımızla dayanışmak uzun vadede önemli bir gündem olacaktır. Baskı ortamında bu tarz durumların artmasının da muhtemel olduğu düşünülmektedir. Bu anlamda TMMOB Genel Kurulu’nda onaylanarak programa alınan TMMOB KHK Çalıştayı süreci takip edilmeli ve sorunun gündemleştirilebilmesi için değerlendirilmelidir.
• Cem Dursun, Alev Şahin ve baskıyla sindirilmeye çalışılan, mesleki faaliyetleri engellenen ve özgürlükleri elinden alınan bütün meslektaşlarımızla dayanışma etkinlikleri sürdürülmelidir.
• Genel Merkez Genel Kurulu’nda da gündeme getirilen ve divan tarafından tartıştırılmayan Ankara Şube avukatının müdahil olduğu dava süreci takip edilmelidir. Meslek örgütümüzün emekten yana olduğu söylenen tavrının açığa çıkabilmesi için tüm araç ve yöntemler kullanılmalı, en doğal hakkı olan emeğinin karşılığını isteyen meslektaşımızın davasından Ankara Şube avukatı çekilene kadar bu durum meslek örgütümüz içinde teşhir edilmelidir.

SONUÇ YERİNE
Forumun örgütlenme süreci ve katılımıyla ilgili detayları paylaşırken uzun yıllar oda çalışmalarına emek vermiş meslektaşlarımızın da altını çizdiği bir noktayı belirtmek isteriz. Şube binasında düzenlenen, mesleğin ve meslek örgütlenmesinin sorunlarını tartışan böyle bir etkinlikte şube yönetiminden temsili de olsa hiçbir katılımın olmaması toplam adına düşündürücüdür. Bu durum mevcut yönetimdeki siyasal algının bugün ile yarına ilişkin kaygılarının ne olduğunu, daha doğrusu ne olmadığını bizce açıkça göstermektedir.

Üye tabanının en az yüzde seksenini oluşturan ve iş yerlerindeki hak kayıpları, giderek artan işsizlik, esneklik adı altında ucuzlaşan ve güvencesizleşen “piyasanın” insafına terk edilmiş ücretli ve işsiz mimarların, taşeronlaşma belasıyla mimarın mimara kırdırıldığı bir ortamda ayakta kalmaya çalışan serbest çalışan mimarların, tepesindeki kılıçla varlık mücadelesi veren akademide nefes almaya çalışan akademisyenlerin ve mesleğimizin geleceğini temsil eden mimarlık öğrencilerinin sorunları ve dayanışma pratiklerini tartıştığı, çözüm yollarını aradığı böylesi bir platforma şube yönetimi ne yazık ki ilgi göstermemiştir.

Sonuç olarak, etkinliğimiz boyunca gerek nitelik gerekse de nicelik olarak hatırı sayılır bir tartışma platformu kurulduğunu söyleyebiliriz. MDTH olarak yönetime talip ve muktedir olduğumuzun, bu yolu uzun erimli hedeflerle yürüdüğümüzün altını bir kez daha kalınca çizmiş olduk.

Yaşadığımız sorunların temelinde yalnızlık, örgütsüzlük ve pasifizm yatmakta ise; bu birbirini besleyen karanlık kuytulardan tek çıkış yolu yan yana gelmek, sorun yaşayanın çözüm arayışına yönelik zemini büyütmekten geçmektedir. Bizler de bu doğrultuda dayanışmayı büyütecek, gelecek için örgütleneceğiz.

Örgütlü gelecek bizim olsun!

Etiketler: