Küçük Ölçekle Başkaldırmak
“Gergedanı yenmeye muktedir tek hayvan sivrisinektir. Bir sivrisinek bulutudur daha doğrusu.”
Şilili ekonomist Manfred Max-Neef’in bu sözünün grafiğiyle başlıyor Maria Giuseppina Grasso Cannizzo’nun Giardini’deki ana sergide yer alan videosu. Kocaman bir gergedanın sivrisineklerin saldırısıyla yere devrilişine tanık oluyorsunuz. Ardından ekranda bir yazı beliriyor: “Küçüklük”
Gergedan bir kapitalizm metaforu: Büyük, sabırsız, her şeyi önüne katıp darmadağın eden yıkıcı güç. Onu yenmek için tek çare ise, dikkatini çekmeyecek kadar küçük olmak ve bir aradalıkla gelen gücü kullanmak.
Videonun çevresinde her biri çeşitli boyutlarda parçaların oluşturduğu dört perde-duvar var. Bu parçalar, Canizzo’nun küçük ölçekli işlerini taşıyor; analizleri, planları, fotoğrafları vs. buralarda. Duvarların arasında kalan zeminde ise yine bir plan var. Bilindik süreç, sergide canlandırılmış sanki: Mekan üretmenin aracıları -planlar, kesitler, detaylar vs.- kelime anlamıyla bir araya gelerek mekanı kurmuş.
Mimarlığın büyük pazar güçlerinin etkisi altına girdikçe kaliteli yaşam çevreleri üretmesinin imkansızlaştığını düşünen mimar, küçük ölçekli işlerin mimarlığın kayıp onurunu işaret ettiğini söylüyor. Çoğu Sicilya’da üretilmiş projeler de bu doğrultuda: Herhangi bir trendi takip etmiyor; özgün, yerine ve yaşama dair basit göstergeler arayışında.
Bu iş, şunu düşündürüyor: Mimarın yaratıcılığına izin veren, kontrolü kendinde tutmasına olanak sağlayan küçük ölçek, yapılı çevrenin de kalitesini yükselterek, vasatlık ve banalliğin önünü kesmeye yarayabilir. Belki de tıpkı küçük kağıt parçalarından oluşturulmuş duvarlar gibi, gezegende kendi küçük ölçekli işlerini yapan birçok mimar birikir ve şehrin üstünde söz sahibi olan açgözlü güçlere karşı sivrisinek rolü üstlenirler.
İlgili İçerikler:
-
2025 Venedik Mimarlık Bienali’nin Küratörlüğünü Carlo Ratti Üstlenecek
-
Venedik Mimarlık Bienali Biterken...
Dünyanın en önemli mimarlık etkinliklerine ev sahipliği yapan Venedik Bienali 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi Kasım’da sona eriyor. Mimarlık alanındaki en bilinen ve geniş katılımlı uluslararası buluşmalarda güncel tartışmalara yön veren Venedik Mimarlık Bienali'nin bu yılki teması “Geleceğin Laboratuvarı” idi.
-
Venedik Mimarlık Bienali'nin İlk Direktörü Paolo Portoghesi Hayatını Kaybetti
-
Hayalet Hikâyeleri: Mimarlığın Çuval Teorisi Kitabı Yayında
-
18. Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu Açıldı
-
18. Venedik Mimarlık Bienali 20 Mayıs’ta Açılıyor
-
"İlerlemenin Ne Olduğunu Düşünmemiz Gerekiyor"
Ponto Atelier, farklı coğrafyalarda, değişen ölçekler ve programlarda projeleri olan Portekizli genç bir ofis. Atlantik Okyanusu’nda, Madeira Adaları’nda konumlanmış olan bu stüdyonun adını daha sık duymaya başlayabiliriz çünkü hem yapım aşamasında olan çeşitli projeleri tamamlanmak üzere, hem de bu yıl küratörlüğünü Andreia Garcia’nın üstlendiği Venedik Mimarlık Bienali, Portekiz Pavyonu’na davet edilen ofislerden biri oldular. Şebnem Şoher, stüdyonun kurucuları Ana Pedro Ferreira ve Pedro Ribeiro’yla işlerine ilham veren kaynaklar, adada olmak ve sürdürülebilirliğin farklı açılımları üzerine konuştu.
-
"Hayalet Hikâyeleri: Mimarlığın Çuval Teorisi"nin Ayrıntıları Açıklandı