Londra Tasarım Bienali'nde "Dilek Makinesi"
Bu yıl ilk defa 7-27 Eylül tarihleri arasında “Utopia by Design” (Tasarımla Ütopya) teması altında düzenlenecek Londra Tasarım Bienali, Türkiye’nin de aralarında olduğu 30’un üzerinde ülkenin katılımıyla gerçekleştirilecek. Bienalde, İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu üstlendiği Türkiye sergisinde Autoban’ın hazırladığı “Dilek Makinesi” adlı proje yer alacak. Proje tanıtım toplantısı, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova, Autoban’ın kurucuları Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar ile küratöryel danışmanlar olan Paul McMillen, Zehra Uçar ve Koray Malhan’ın katılımıyla gerçekleşti. Bir panel formatında ilerleyen toplantıda dünyanın içinde bulunduğu karanlık dönemde ütopyalardan konuşmanın zorluğundan bahsedildi. Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışan insanların imkansızlık ile bilinmeyen arasında ilerleyen yolculuklarının ve ütopik bir ülke arayışlarının Avrupa’yı temsili bir dilek ağacına dönüştürdüğü belirtilerek, Thomas More’un Ütopya’sının 500. yaşında içinde bulunduğumuz kaotik durumda farklı umut arayışlarına değinildi.
Dilekleri sonsuzluğa bırakacak olan Dilek Makinesi de, farklı kültürlerde ve inançlarda yer alan ve umudun simgelerinden biri haline gelmiş dilek ağacı konseptinden ilham alıyor. Bienale bir obje değil, bir mana ve tasarım fikri götürmek istediklerini belirten Autoban, Dilek Makinesi ile insanlarla etkileşimi temel alan bir tasarım ortaya koymayı amaçlıyor. Hem Türkiye’nin hem de dünyanın giderek distopik bir yaşam formuna dönüştüğü günlerde umut üzerinden tasarım ve ütopyanın birlikte nasıl işleyebileceğini araştırıyor. Autoban, bienal mekanı için özel tasarlanmış, gerçek, etkileşimli ve kusursuz işleyen mekanik bir sistem oluşturmak üzere farklı uzmanların bir araya geldiği disiplinlerarası ve kolektif bir çalışma gerçekleştirmiş. Yüzyıldır bilinen bir sistemi yeni bir form ve işlevle inşa itmenin yollarını arayarak son tasarıma ulaşmış. Sergi, yansımalı bir mekanda, nefes alıp verir gibi hava basıncıyla çalışan pnömatik bir sistem görünümünde olacak. Ziyaretçiler, şeffaf tüplerden yapılmış altıgen bir tünelin içinden geçmeye davet edilecek. Umutlarını, geleceklerini, ütopyalarını ve dileklerini yazdıkları kağıtları tünelin sonunda bulunan kapaktan Dilek Makinesi’ne yerleştirecekler. Notlar tüpler aracılığıyla, ziyaretçilerin görüş alanının dışında bir yere doğru yolculuğa çıkacak ve böylece insanların dilekleri herkesin içinden geçtiği yere, proje konseptine göre ise sonsuzluğa ulaşmış olacak.
Ne düşünüyorsunuz?
İlgili İçerikler:
-
Mimarlıkta Biçim ve Biçimlenmenin İnsansonrasına Giriş 3/3
Mimarlığın insansonrası ile ilişkisini sorgulayan tefrikanın üçüncü ve son bölümünde Sönmez ve Balcı, günümüzde olay ve seremonin mimari karşılığını beden üzerinden okuyorlar.
-
Yeni bir Bienalin Eşiğinde: “Aura ve Sergilenebilirlik”*
Bienaller mevsimine girdiğimiz bu aylarda, sanat deneyimine ve bununla ilgili olarak bienallerin tarihine farklı bir açıdan bakmak mümkün mü? Damla Göre, bu soruyu, Walter Benjamin ve sanat eserinin giderek değişen alımlanışı aracılığıyla ele aldı.
-
Acaba Size “Antroposen” Yerine “Antreposen” Diyebilir Miyim?
Eğer mimari kararların da ekosisteminden söz ediyorsak, aradaki farkı ortaya koyan bir mimari eylemsellik, süreci bütünüyle bambaşka bir modele sıçratacak bir kurgulama potansiyeline sahip.
-
17. Venedik Mimarlık Bienali'nde Türkiye Pavyonu’nda Yer Alacak Proje Belirlendi
-
Bir Halk Sağlığı Sorunu Olarak Bienaller
16. İstanbul Bienali’nin, doğrudan veya dolaylı yoldan ilişkili olduğu halk sağlığı problemlerini bertaraf etmesi için, asbestli mekanları terk-i diyar eylemesi tek başına yeterli olmayabilir.
-
17. Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu İçin İkinci Aşamaya Seçilen Projeler Belli Oldu
-
Venedik Bienali 17. Uluslararası Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu için Açık Çağrı
-
Vardiya: Esnasında ve Sonrasında
16. Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi’nde mimarlık öğrencilerini vardiyalar halinde sürece dahil eden Türkiye Pavyonu’nu ve düzenlenen 13 farklı atölyede elde edilen birikimi, projenin küratörleri ile konuştuk.