Öteki Kalkınmanın Mimarlığı
İnsan eliyle bozulmuş peyzaj ve tsunami ile değişen yaşam şartları, Pondicherry'de toplumsal ve ekonomik kalkınma yollarını aramanın sebepleri. Süreci fiziksel ve toplumsal çevresiyle yürüten proje ise, mimarlığın da arayışa katkı koyabileceğini gösteriyor.
Yasadışı avlanma yüzünden harap olmuş bir peyzajın eşiğinde inşa edilen merkez, bir sivil toplum örgütünün Hindistan, Pondicherry’deki az gelişmiş köylerde gerçekleştirdiği dönüşümü genişletmesine fırsat veriyor. Sığınak anlamına gelen Sharanam, 2004 yılında Hint Okyanusu’ndaki tsunaminin ardından eğitim, sağlık ve yoksulluğun azaltılması gibi programlara ev sahipliği yapmak üzere tasarlandı. Derin izlerle dolu bağlamın içinde mimar Jateen Lad’in yapısı, süreç içinde acil toplumsal ve çevresel endişeleri de ele alan, saygın ve sükunet dolu bir yapı yaratma denemesinin ürünü.
Sharanam 5 dönümlük, kapsamlı bir plantasyon ile canlandırılmış ve iyileştirilmiş arazide, geniş tonozlu çok-amaçlı salon, toplanma alanları, ofisler, gazete stüdyosu, radyo istasyonu ve bir topluluk mutfağından oluşuyor. Okaliptüs bahçelerinden, palmiye ağaçlıklı yola, oradan da gölgelikli amfi tiyatroya yönlendiren dolaşım, mekanları da anlık olarak ortaya çıkarıyor.
Yapı, en yerel malzemelerle inşa edildi: Sıcak güneşin altında kürlemeye (curing) bırakılmadan önce elle sıkıştırılmış, 200.000’den fazla blok, kırmızı topraktan oluşuyor. Katlanır duvarlar, seviye farkları ve süs havuzcukları ile takip edilen, farklı toplanma alanlarını ortaya çıkaran, 9,5 metre açıklığı geçebilen taş tonoz dizisinden oluşan üst strüktür ise kendi kendini taşıyan bir teknik kullanıyor. Taş döşeme, Tamil kültüründen ilhamla tasarlanmış, masif granitten yapılan yükseltirmiş platform “thinnai” ile sınırlarlandırlan, küçük gruplardan 50-60 kişilik atölyelere ya da 200 izleyicili etkinliklere mekan olabilecek ölçekteki salona doğru iniyor. Thinnai, diğerlerinden ayrı duran doğudaki tonozun altında bir sahneye dönüşmek üzere genişliyor.
Sıcak ve nemli iklime karşı çözüm niteliğindeki açık sütun dizisi, kıyı esintilerini yapının içine alarak klima ya da havalandırma araçlarına gerek kalmadan ısıl konforu sağlıyor. Verandalar da uzun duvarlar, gemi kerestesiyle çerçevelenmiş cephe boyu camlar, dokunulası toprak sıvalı duvarlar, renkli zeminler ve izolasyonlu çatı bahçeleri ile ofis yapılarına bağlanıyor.
Müteahhit olmadan, basit aletlerle ve tamamen elle gerçekleştirilen inşaat, kalıp yapımı, duvarcılık, metal işleri, prefabrik, marangozluk, taş işleri, zemin kaplama ve son işlem teknikleri üzerine eğitim verilen 300’den fazla köy işçisinin istihdam edilebilir becerilerini ve geçim düzeylerini yükseltmek üzere bir kalkınma projesi olarak kuruldu. Bu yöntemle inşaat maliyetinin %50’den fazlası köylere yatırım olarak geri dönmesi de mümkün oldu.
Daha önce vasıfsız olan işçiler, inşaat sektöründe pek çok karlı, mesleki sözleşmenin sorumluluğunu üstlenebilecek durumda bugün. Sharanam’ın bu yaklaşımı, tepeden tırnağa çalışan bir mimarlığın, toplumsal ve ekonomik kalkınmaya ve bu kalkınmanın sürdürülebilir olmasına ne denli katkısı olabileceğini ispat ediyor.