Saklıyaz Otel
İç mekan projesi Studio Noga tarafından hazırlanan Saklıyaz, Datça’nın Kargı Koyu bölgesinde yer alan, çatısında teras restoranı bulunan on odalı bir butik otel. Denizin önünde yer alan yüksek falezlerde konumlanan yapı, etkileyici bir Akdeniz manzarasına sahip. Kendilerine özel teras ve havuzları bulunan tüm odaların bu manzaraya yöneldiği mimari proje ise Kıyıda Mimarlık tarafından tasarlandı. Odaların zemini birkaç farklı kotta planlanarak, yapı arazinin doğal eğimiyle uyumlu olacak şekilde kurgulandı.
Studio Noga, proje alanınıyla mimari projeyi gördükten ve otel sahipleri Ece ve Uğur Kantarlı’nın vizyonunu duyduktan sonra, keyifli bir sonuç elde edeceklerinden emin olarak başladıkları tasarım sürecini şöyle anlatıyor:
Kaba inşaatından, açılışına kadar uygulamasında etkin rol aldığımız projenin iç mimari ve cephe tasarımında, bölgedeki büyüleyici doğal atmosferi benimseyerek, ziyaretçilere mümkün olduğunca hissettirmeyi amaçladık. Sadelik, çabasızlık, doğallık ve yerellik ana tasarım prensiplerimizdi. Sıvanmış beyaz homojen yüzeyler, bu yüzeyler ile kontrast yaratan, araziden çıkan taşlar ile örülü duvarlar, toprak tonlarında kullanılmış ham kumaşlar, ve tabiiki ahşap; mekanın atmosferini oluşturan ana malzemelerdi. Çakıllar, antik küpler ve objeler, hasır aydınlatmalar, soyut sanat eserleri, bitkiler ve su ise mekana ruhunu kazandıran öğeler oldu.
Tasarım dilinin yanı sıra, özenle kurguladığımız kullanıcı deneyimi bizce projeye en büyük katkıyı sunan şey oldu. 16 yaş üzeri ziyaretçilere açık olan Saklıyaz Otel, özellikle çiftler için kurgulanmış iki kişilik odaları ile tam bir balayı oteli diyebiliriz. Odaların terasları ve havuzları, taş duvarlar ve bitkiler ile birbirlerinden ayrılarak, kullanıcılara mahremiyet sunuyor ve manzarayla baş başa bırakıyor. Havuzun şelale kenarlı tasarımı, su görüntüsünün deniz ile birleşmesini sağlayarak sonsuzluk etkisi yaratıyor. Havuzların içerisinde yer alan basamaklar, ziyaretçilerin manzaraya karşı oturarak içkilerini yudumlayabilmesini sağlıyor. Odanın içerisindeki açık mekan kurgusu ve transparanlık, kanepe, yatak, lavabo ve duş gibi tüm alanlardan manzarayı izleyebilmeyi mümkün kılıyor. Duş ise çiftlerin bir arada yıkanmasına olanak vermek üzere iki adet duş başlığı içeriyor. Çok sayıda gruptan oluşan dimlenebilir aydınlatmalar ve akıllı elektrik sistemi, günün farklı saatlerine ve aktivitelere göre kişiselleştirilebilen aydınlatma senaryoları sunuyor. Örneğin bir senaryo, geceleri havuzdan yıldızların izlenebilmesini sağlayan rahat ve loş bir atmosfer yaratmak üzere, yalnızca havuz ve taş duvar aydınlatmasını içeren bir kurgudan oluşuyor.
Teras restoranının yerleşimini ise, sonsuz denizin önündeki bu harika atmosferde yapılabilecek keyifli aktiviteleri hayal ederek kurguladık. Örneğin tam da güneşin doğduğu noktaya bakan terasın ucundaki bir alanı, yoga ve etkinlik alanı olarak belirledik. Geriye kalan manazara kenarı boyunca ise bir yansıma havuzu oluşturarak, manzaradaki deniz görüntüsünü genişlettik. Yemekten önce ziyaretçilerin grup halinde içkilerini yudumlayarak şömine karşısında sohbet edebilecekleri, havuza gömülü bir kanepe tasarladık. Yemekten sonra ise, çiftlerin manzaraya karşı uzanabilecekleri güneşlenme yataklarını havuzun üzerindeki adacıklara konumlandırdık.
Datça’nın ruhundan ve tarihinden esintiler taşırken, kendine has ve yeni bir deneyim sunabilen, yerel halkın da keyif aldığı bir mekan ortaya çıkarabildiğimiz için çok mutluyuz.