Sanatın Yeri

YUNUS A. ÖZDEMİR

Farklı disiplinlerden sanat etkinliklerine mekan olma görevi üstlenen proje, çevre dokuya öykünen ve ondan ayrışan öğeleriyle olasılık dolu bir deneyim öneriyor.

Tasarım ve uygulaması Acararch tarafından gerçekleştirilen galeri, Seyrantepe Sanayi Bölgesi’nin doğusunda, ağırlıklı olarak konut ve küçük imalat atölyelerinin bulunduğu bir dokunun içinde yer alıyor. Galeri 340 m2’lik, zemin katı araba tamirhanesi, üst katı ofis olarak kullanılan iki farklı dairenin birleştirilip yeniden ele alınmasıyla ortaya çıktı. Galerinin yer seçiminde son yıllarda metropollerde beliren, sanat etkinliklerin merkezden uzaklaşıp kentin farklı bölgelerine dağılma eğilimi rol oynadı.

Mekanın yer aldığı mevcut bina, sadece kuzey cephesinden ışık alan bitişik nizam bir apartman. Galerinin girişinin de bulunduğu bu cephe, hem çevrede bulunan atölyelerle uyum sağlamak hem de büyük ebatlı eserleri araçla içeri sokabilmek için tamamen açılabilen endüstriyel bir cephe olarak tasarlandı. İç mekan, iki ana unsur etrafında şekilleniyor. Bunlardan ilki resim, tasarım nesneleri, heykel sergileri ve bu sergileri destekleyici atölye, tanıtım, sanat sohbetlerinin yapılabileceği bir mekana sahip olmak; ikincisi ise zamanla artacak olan galeri arşivine, aynı mekan içinde depo sağlayabilmek. Bu amaçlar doğrultusunda, mevcut yapının kolon sistemi ve dolaşım şeması doğrultusunda ortaya çıkmış nişler ve köşeler, sürgü duvar sistemiyle depolama alanı olarak kullanıldı. Bu yöntem aynı zamanda galeri mekanına süreklilik de sağlıyor. Ana mekan brüt beton zemini, gri ve beyaz duvarlarıyla farklı disiplinlerdeki sanat eserlerinin sergilenmesine olanak vermek adına oldukça yalın bir dille oluşturuldu.

ADAS, Acararch, XXI mimarlık dergisi
Sergi alanı
Sergi alanı
Açık ofis alanı ve iç bahçe
Mutfak
Tamamen açılabilen endüstriyel cephe
Ziyaretçiyi mekanda bir nesneye çeviren merdiven
Zemin Kat Planı
1. kat planı

Galerinin giriş katında sergi mekanına ek olarak açık ofis ve kütüphane tasarlandı, ufak bir mutfak ve tuvalet ise apartmanın ana merdivenin altında kalan basık alanda çözüldü. Üst katta ise sergi alanına ek olarak yemek atölyelerinin gerçekleştirilebileceği büyüklükte bir mutfak, galerinin parçası haline geliyor. Bu iki kat, üzeri camla kapatılmış dikey bir iç bahçeyle görüntüde birbirine bağlanırken süreklilik, bir ağ gibi düşünülmüş merdivenle bozuluyor, katlar birbirinden böylece kopuyor. Bu iki düzlem arasındaki bağlantı ise merdivenden inip çıkarken boşlukta asılı kalan nesneler gibi görünen ziyaretçtilere bırakıldı.

*Fotoğraflar Şakir Gökçebağ’ın “Önüm Arkam Sağım Solum” sergisi esnasında çekilmiştir.

Etiketler:

İlgili İçerikler: