Şeffaf Düzen
Nørreport İstasyonu için gerçekleştirilen proje, yoğun yolcu ve yaya trafiğinin olduğu alanı sınırları şeffaf bir düzen içine alarak, güvenli ve hareketin kolaylaştığı bir kamusal alan oluşturuyor. Aydınlatma tasarımı ise ana unsurlardan biri olarak ele alınıyor.
Danimarka’nın en yoğun ulaşım merkezi olan Nørreport İstasyonu; arabaların, otobüslerin ve çok sayıda park edilmiş bisikletin aralarından geçerek gidecekleri yerlere ulaşmaya çalışan günlük 350.000 insanın hareketiyle birlikte kaotik, gürültülü ve güvensiz olarak tanımlanan bir kamusal alana dönüşmüş. İstasyonun girişini tanımlayan alanda gerçekleştirilen proje ise bisiklet parkı için pratik bir çözüm üretirken, sayısı artan yolcuların ihtiyaçlarını karşılayacak bir çevre düzenlenmesi sunmuş.
Proje, temel anlamda kamusal kullanım açısından rahat, ulaşılabilir ve güvenli bir mekan yaratmayı amaçlıyor. Arkası ya da köşeleri olmayan alanda yapıların ve bisiklet parklarının tasarımı ve konumlandırması kullanıcıların çevre yollardan alana ulaşıp istasyona girdiği rotalar incelenerek kararlaştırılmış. Üst örtü ya da istasyon girişi olarak kullanılan yapılarda, doğal yaya akışını ve açıklık duygusunu engellememek adına eğrisel formlar ve cam yüzeyler kullanılmış. Mekanda gündüz ve gece için farklı karakterler öngören ışık tasarımı ise hem işlevsel hem de estetik özellikleriyle projenin karakterini belirleyen ana unsurlardan biri olarak ele alınmış. Etraflarına oturma alanları eklenmiş havalandırma kuleleri, sahip oldukları ışıklandırma ile geceleri hem istasyonun mekansal sınırlarını belli eden hem de hareketi yönlendiren öğeler haline geliyor. Yoğun insan akışı içinde yürürken yere çevrilen gözlerin dikkatini çekmeyi, insanların şehirle ve geceyle olan etkileşimi artırmayı amaçlayan tasarımda, kuleleri aydınlatan ışığın kuvveti yukarı çıktıkça azalarak yerini gecenin, belki de ayın ışığına bırakıyor.
2.100 bisiklet kapasiteli park yerleri, yaya aksından daha alt bir kota yerleştirilerek alanda oluşacak görsel kalabalıktan kaçınılmış. Park yerlerini sıralayarak düzenli bir dizilim sağlayan park demirlerinde ise güneş enerjisi ile çalışan ve gün battığında kendiliğinden yanan aydınlatmalar tercih edilmiş. Aydınlatılmış çatılarla ise yolcuların istasyona giden merdivenlere, seyahat ofislerine, tuvaletlere ve bisiklet parkına yönlendirilmesi sağlanmış. Alanın üzerinden geçen asma aydınlatmalarla ise şehrin genel aydınlatma dokusu da projeye dahil edilmiş.
İlgili İçerikler:
-
Barrio de San Ingnacio'nun Merkezinde Bir Pavilyon
-
Kunsthal 44Møen
-
AnkaraAks Almanya Augsburg'daki Tiyatro Meydanı'nı Dönüştürecek
-
Kamusal Alan Bir Mekân Değildir!
Günümüzde çok sık karşılaştığımız "algı yönetimi" olarak ifade edilen manipülatif eylemin, nasıl etkili olabildiğini, nasıl etkili kullanabildiğini anlamak için araçlarını iyi tanımlayabilmemiz önemli. Bu eylemin karşılıklı bir etkileşim olduğu ve eyleyenin değil eylenenin de bu durumdan sorumlu olacağı bir gerçek. Ama bu yazının derdi ne eyleyen ne de eylenen ile ilgili…
-
UNESCO - UIA 2026 Dünya Mimarlık Başkenti: Barselona
-
Mersin’de Mahalle Ölçekli Organizasyonlar için Bir Dayanışma Mekanı: MECRA
-
UNESCO - UIA Dünya Mimarlık Başkenti Kopenhag’daki Etkinlikler Başladı
-
Toplu Taşımaya Ulaşan Kadın (TOPUK) Projesi Sokak Uygulaması Gerçekleştirildi