Trabzon'daki Üç Yeni Spor Yapısı Kenti Dönüştürebilecek Mi?

#etkinlik #panel #spor yapıları #tsmd #türkiye projeleri #trabzon #azaksu mimarlık #akyazı stadyumu

TSMD’nin bu yıl ikincisini düzenlediği “Türkiye Projeleri” etkinliği, 19 Kasım 2015 tarihinde Trabzon’da gerçekleşti. Seranit Grup markası Vanucci’nin sponsorluğunu üstlendiği Spor Yapıları başlığı altındaki panelin moderatörlüğünü İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Ayhan Usta üstlendi. Etkinliğe Azaksu Mimarlık’tan Adnan Aksu, Toplu Konut İdaresi Projeler Daire Başkanı Mustafa Levent Sungur, Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Ali Asasoğlu ve EPP Emlak Planlama İnşaat Proje Yönetimi ve Ticaret A.Ş. Etüd Proje Müdürü Bora Soykut konuşmacı olarak katıldılar. TSMD Yönetim Kurulu Başkanı Aytek İtez “Dernek olarak mesleğimizin sorunlarına çözüm arayışlarımızın yanı sıra sosyal alanlarda mimarların toplumsal rolü ile ilgili kamuoyu bilincini artırmak amacıyla etkinlikler yapıyoruz. Türkiye Projeleri panelleri de bu etkinliklerimizden birisi.” diyerek etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Seranit Grup Proje ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Banu Uçak ise “Bugün, burada spor yapıları için bir araya geldik. Türkiye Projeleri panellerimizin niteliğin niceliğe tercih edildiği bir ortamın artmasına vesile olmasını umuyoruz.” dedi. Moderatör Ayhan Usta mimar algısının artması gerektiğine ve tartışma anlamında bir zemin oluşturmasının bir ihtiyaç haline geldiğine işaret etti. Panelin ilk konuşmacısı Adnan Aksu, Trabzon’da tasarladığı Hayri Gür Spor Salonu, Mehmet Akif Ersoy Yüzme Havuzu ve dolgu alanı üzerinde inşa edilen Akyazı Stadyumu’nu anlatarak konuşmasına başladı. Trabzon’da yapısal anlamda bir karmaşanın olduğuna vurgu yapan Aksu, tasarladığı projelerin bir ayna görevi görerek çevre yapıların kendi niteliğini sorgulamasını amaçladığını belirtti. Tasarımcı için önemli olan binanın kendisinden ziyade onu eylemle donatması olduğunu vurgulayan Adnan Aksu, “Tasarımcı, insanların etkin hale gelmesini istiyorsa yapılarını açık tasarlamalı ve diyaloğa izin vermeli.” diyerek konuşmasını sürdürdü. Mimaride malzeme kullanımına da dikkat çeken Aksu, malzemeyi basitleştirip yüceltmeyi tercih ettiğini dile getirdi. Yapıların çevreyle diyaloglarının önemine dikkat çeken Aksu, “Eğer bir çevreyi dönüştürmek istiyorsanız, orada yaptığınız yapının niteliği çok önemli değil. O nesnenin çevresiyle kurduğu ilişki çok önemli. Gerçek mimarlık iç ve dışın diyaloğundan doğar, bunu yapılarımızda ne kadar yapabilirsek o kadar başarılı oluruz.” dedi. Tarihte spor yapılarının simgesel yapılar olduğunu belirten Ali Asasoğlu, “Yapılar çevrelerindeki boşlukla değerlendirilir. Mimar sadece bina yapmaz, boşluğu da tasarlar. Biz, uzaydan boşluk alırız. Mimari ürünün çevresiyle yaptığı alışveriş önemlidir, onun değerini ortaya koyar.” dedi. Spor alanlarının sadece spor yapılan yapılar olmadığını, sosyal ilişkilerin de kurulduğu yapılar olduğunu belirten Asasoğlu, “Spor yapıları büyük hacimli kütlelerdir, bu nedenle kent silüetleri ve mikroklimaları açısından önemli girdilerdir.” diyerek konuşmasına devam etti. Panelistlerden Levent Sundur da kamu yapıları ve kamu idaresi ilişkilerine değindi. TOKİ’nin üstlendiği projelerin süreçlerini anlatan Sungur, “Her maç öncesi stadın maça uygunluğunu kontrol eden bir federasyon var ama yaptığınız tasarımın bu akreditasyon işlemlerine uygun olup olmadığı söyleyen bir federasyon yok.” dedi. Panelin son konuşmacısı Bora Soykut ise, “Şehirler artık çemberlerine sığmıyor. Trabzon da bunlardan bir tanesidir. Bazı şehirlerin tahammül alanları vardır. Ama Trabzon ve İstanbul gibi bazı şehirlerimizde maalesef bu yoktur. Şehrin içindeki yapılar kendi alanlarını artık taşıyamaz hale gelmişlerdir. Bunun için de bu alanların artık fonksiyonlarının çeşitlendirilmesi lazım.” dedi.