Yerleşik Yaşama Geçerken

Rural Urban Framework tarafından geliştirilen proje, göçebe çadırlarının bir konut dokusu olduğu Moğolistan’ın başkentinde, altyapı yetersizliğinden doğan sorunlara karşı bir çözüm sunmayı amaçlıyor.

Moğolistan’nın başkenti Ulan Batur, yaşanan ekonomik değişimler sonrası göçebe topluluklar halinde yaşayan yerli haklın büyük bir kısmının yerleşik düzene geçmesiyle kalabalıklaşan bir şehir ve şu an 3 milyon olan ülke nüfusunun neredeyse yarısını barındırıyor. Oluşan kalabalık nüfusa hazırlıksız olan yerleşim yeri, altyapı yetersizliğiyle beslenen bir süreç geçirmiş ve insanların kendi inşa ettiği konutların yanında “ger” denilen göçebe çadırlarının da yoğun olduğu çarpık bir kentsel doku oluşmuş. Başka ülkelerde gecekondu olarak tanımlanabilecek bu çadırlar aslında yasal; çünkü Moğolistan, vatandaşlarının şehirde toprak sahibi olmalarını öngören bir yasaya sahip. Ancak sistematik problemlerin çözülemediği bu doku aynı zamanda sağlık ve işsizlik problemlerinin de yüksek olduğu yerler olduğundan, şehirde yaşayanların hayat kalitesini yükseltmek adına çözüm arayışına gidilmiş.

fotoğraflar ve görseller: rural urban framework

Asya Vakfı ile Ulan Batur Belediyesi’nin girişimiyle, Rural Urban Framework, umumi mekanlar ile kamusal servislerin düzgün bir şekilde işlemesini sağlayacak altyapı tasarımları yapmak üzere görevlendirilmiş. Bu kadar büyük bir topluluk halinde ve kalıcı yerleşim yerlerinde yaşama konusunda deneyimi az olan halkın, hazırlanan planı içselleştirip yerleştirebilmesi adına ise aşamalı bir proje kurgusu geliştirilmiş.

Projenin ilk aşaması, temiz suya erişim, kanalizasyon sistemi ve atıkların uzaklaştırılması gibi temel ihtiyaçlar üzerin yoğunlaşıyor. Göçebe kültürün sonradan tanıştığı ve düzgün bir atık ağı eksikliğinde kolayca su sistemlerine karışan şişe, cam ya da tenekelerin toplanabilmesi için “Akıllı Toplama Noktaları” tasarlanmış. Atıkların ayıklanarak istiflenmesini sağlayan bu merkezler, hijyenik bir çöp toplama süreci sağlıyor ve çevrenin temiz kalmasına yardımcı oluyor. Bölge topoğrafyasıyla uyumlu bir şekilde yerleşen beton yapılar aynı zamanda şehirde bir işaret öğesi olarak beliriyor. Otobüs durağı olarak kullanılmanın yanı sıra, karmaşık düzen içinde daha önce şehir planına işlenmemiş olan parkları, hastaneleri ve okulları gösteren haritalar eklenmiş.

Devam eden proje kapsamında, üretilen yapıların hem mimari hem de sosyal olarak nasıl çalıştıkları gözlemlenerek halkın ihtiyaçlarının daha iyi tespit edilebilmesi amaçlanıyor. Yapıların tasarımları da değişebilecek koşullara göre kolaylıkla dönüştürülüp yeni işlevlere hizmet edebilecek şekilde yapılmış.

Etiketler:

İlgili İçerikler: