Toplumsal eşitsizlik ve adaletsizliği derinleştirebilme riskinin sadece belirli kavramlara değil dilin kendisine içkin olduğu söylenebilir.
Doğal ve yapay arasında kurulan ilişkinin, insanı ve kenti de içinde bulunduran bu ekolojik dengenin içinden daha sürdürülebilir bir yaklaşım sağlamak, sistemin kendisinden yola çıkılarak mümkün olabilir mi?