Mimarlığın ve yapılı çevrenin geleceğini yapay zekânın gözüyle hayal edersek nasıl olur? Geçtiğimiz yıl Archinect, Generative Futures: An AI + Architecture Storytelling Challenge yarışması adı altında, işte bu sorunun cevabını aramak üzere bir çağrı yayınladı.
Boğaz'ın iki yakası arasında süzülen İstanbul'un Şehir Hatları Vapuru yansımalar ve çakışmalarla dolu büyüleyici imgeler sunuyor. Vapurun içindeki silüetler ve Boğaz'ın görkemli manzarası birbirine karışıyor.
Kentin bütünü ve onu oluşturan yapılı çevreye dair konular, kullanıcısıyla birlikte bir anlam kazanır, zamanla değişir, dönüşür ve birbirlerini tekrar tekrar üretirler. Bu anlamda yapılı çevre her zaman sosyo mekansal çerçeveden bakılması olanaklı ve zorunlu bir mecradır.
Işıl Kalpkırmaz Rızaoğlu daha yaşanabilir bir gelecek için bir araya gelen öğrencilerin yarıştığı Solar Dekatlon Avrupa 21/22'yi yazdı.
Kentin Muhalif Yüzü köşesinde Evren Aysev, yeryüzü ile kurduğumuz ilişkiyi yeniden düşünmek için biyoçeşitlilikten büyümemeye dek kentlerin sunduğu potansiyelleri kaleme aldı.
Kentin Muhalif Yüzü'nde bu ay Fırat Genç, COVID-19 salgını dahil içinde bulunduğumuz çoklu kriz ortamında şehirleri müşterek olarak görmenin potansiyellerini öne sürüyor.
Bir kavrama, sarma sarmalama hali peyzaj. Öyle bir sarıp sarmalama ki ne büyüklükte, ne biçim olduğunu anlamak da öyle pek kolay değil; sınırlarını hissedivermek...
Gündelik kent yaşamı, içindeki kentlilerin oluşturmak istediği işlevlerle sürekli, hızlı ve kısa süreli biçimde değişen çoklu bir örüntü.
Zaman gösteriyor ki kentlerde ürettiğimizin çok daha fazlasını tükettiğimiz bir dönemde yaşıyoruz.