Elvan Arıker, İstanbul’un konut üretimi odaklı dönüşümünde vaat edilen hayat tarzının vücut bulduğu reklamların söylemleri ve pazarlama stratejileri ile kentin dönüşümü arasındaki ilişkiyi yazdı.
Mimarlığın modernliğin üretim koşullarında “uygulamalı bir faaliyet” olarak nitelenmesi, kimi zaman inşa edilmesiyle karıştırılmıştır.
Yıkım çağında yaşıyoruz. Belki Bruno Latour’un dediği gibi gerçekte “biz hiç modern olmadık”, böyle bir toplum düzeni gerçekte hiçbir zaman olmadı.
Taksim Topçu Kışlası, Kabataş’taki Martı gibi projeler bir parça biliniyor ve tartışılıyor ama kamunun yaptırdığı binlerce diğer proje pek fazla bilinmiyor.
Çok zaman önce bir toplantıya katılmak için Polonya'ya gitmiştim. Henüz rejim değişikliği yeni gerçekleşmişti.
Cercle d'Orient ve Emek Sineması ile ilgili gayrimenkul yatırım şirketinin basın bültenleri dikkatimi çekmişti. Burası (Grand Pera) “yeni nesil” kültür, sanat ve performans merkezi olacaktı.
İstanbul'da değerli-değersiz, sağlam-çürük her türlü yapının bir anda çöpe dönüştüğü dönemlerde kıyı dolgularının da artması bir tesadüf değil.
Taksim Meydanı, tarihi plansal niteliğiyle birlikte, yine tarihten günümüze sosyal ve toplumsal bir önem arz ediyor.
Taksim’den sonra karşımıza Beşiktaş meydan düzenleme projesi tekrar çıktı. Bu proje de tıpkı diğeri gibi, neredeyse bir çeyrek asırdır Büyükşehir Belediyesi’nin tozlu raflarında bekliyordu.
Berlin’deki eski havaalanı Tempelhofer Feld için yapılan master plan çalışması ve ardından gelişen katılımcı bir süreçle bu büyük kamusal alana dair kararın nasıl alındığını, bir süre Berlin’de yaşayan Zelal Zülfiye Rahmanalı anlattı.