ABC Manifesto Şirketi Yazar ve Danışmanları

HÜLYA ERTAŞ

Galata Rum Okulu’nun çatı katına çıktığımda otomatik olarak yönlendiğim büyük kapalı alanın kapısında beyaz takım elbiseli bir adam, canhıraş sesleniyor: "Buyrun, gelin, kendi manifestonuzu yazın." Bu beyaz takım elbiseli adam Disturbati ekibinden tanıdığım Matteo, selam vermeye çalışıyorum, rolünü hiç bozmadan beni içeriye daha ısrarla davet ediyor. Pazarda kolundan tutup tezgahına çeken insanlar gibi beni içerideki satış temsilcisinin önüne koyuyor. O da elime bir talimat broşürü ve alışveriş sepeti vererek bir masaya yönlendiriyor.

İlk masadan bir obje seçiyor, ardından manifesto şablonunuzla başka bir masaya yönlenip bir psikoloji testine tabi tutuluyorsunuz. Bu testte belirlenen nefret objenizle bir sonraki aşamaya yani nefretinizin yoğunluğunun ölçüldüğü kısma varıyorsunuz. Ve ardından şirket, sizin için manifestonuzu oluşturuyor. Şimdi serbest kürsüye çıkıp manifestonuzu okuma ve ardından kağıt parçalayıcıyla onu yokluğa gönderme zamanı. Manifestonun dahi ticarileştirildiği, katı olan her şeyin buharlaştığı bugüne eleştirel bir yaklaşım sunan Disturbati, broşürde yer alan şu cümleyle niyetini açık bir şekilde ortaya koyuyor: "...tüm bakış açıları, şirket için aynı değere sahiptir. Cihazın bakış açıları onu kullanan müşterilerinkidir, çünkü müşteriler cihazın bir uzantısıdır ve bunların ikisi birbirine bağımlıdır."

2. istanbul tasarım bienali,disturbati kolektifi

Bir yerleştirmeden ziyade bir performans işini anımsatan ABC Manifesto çalışması, bienalin sunduğu Galata Rum Okulu’nun sınırları dışına da taşarak İkitelli, Kuzguncuk gibi İstanbul’da çeşitli noktalarda kentsel müdahaleler de planlıyor. Detaylı programı adresinden takip edebilirsiniz.

Etiketler:

İlgili İçerikler: