Çizmek Zamanı: Teşrih ve Anamorfik Giz Arasında Başka Canlandırmalar

BAHAR AVANOĞLU

Bahar Avanoğlu, 2017 yılından beri Bilgi Üniversitesi'nde sürdürmekte olduğu Çizimİnşaları atölyelerinin mimari temsilde yeni yaklaşımlar için potansiyellerini kaleme aldı.

Mimarlığın çizmekle ilintili dürtüleri devasa bir diyar kurar. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde 2017 yılından itibaren yürüttüğüm Çizimİnşaları1 mimarlığın çizmek ile alakalı dürtülerinin izini sürüyor; bu dürtülerin suretleriyle karşılaşmak istiyor ve bu suretlerin karşılıklılıklar evrenini keşfetmeyi arzuluyor. Bu keşifler temsili olanın ve olmayanın arayışıyla örtüşüp bizi mimarlığın çizmekle ilintili ezoterik evreninde dolaştırıyor. Temsilin türlü çeşitli tuzaklarından ve egemenliğinden sıyrılmak niyetiyle “başka canlandırmalar” sorusunu yöneltiyor; belki de öncelikle isminde yer alan “inşa”nın hallerini sorguluyor.

“Başka Canlandırmalar” cevabı aranan bir sorudan ziyade, çizim ve mimarlık ilişkisi üzerine bir düşünseme niteliğinde. Çizimİnşaları bu düşünsemeye, hafıza sanatlarından, metin ve anlatı olarak mimarlıktan, kelime ve imge simyasından ve temsil meselelerinden yola çıkarak başlar. İz ve çizgi karşılaşması, analojik çizim, izdüşümün paradoksal evreni, palimpsest, neoplatonik düşüncede mimarlık, mirabilia, nadire kabineleri, bulunmuş/firari nesneler/imgeler, alfabeler, sahte-alfabeler, karşılıklılık, düş-kayıtları, minyatürler, kristaller, arkeolojik kazılar, harabeler, yeraltı dünyaları ve binanın ihlalleri arasında dolanarak devam eder. Bu dolanım her dönem başka başka patikalar çizer, farklı noktalar etrafında odaklanır: İlk sene Mimarlık ve Tarot Kartları Sorusu (2017, Bahar)2 , ikinci sene Otobiyografik Ars Combinatoria (2018, Bahar)3 başlıkları altında açımlanan çalışmalar, onu takip eden sene Teşrih Çizimleri – Çizim Teşrihleri (2018 Güz)4 olarak devam etti. 2019 Güz döneminde ise, Çizimİnşaları’nın irdelemeyi arzuladığı konu, başka canlandırmalarla ilişkili olarak, teşrih ve anamorfik giz arasında kristalleşti. 5

Teşrih ve anamorfik giz arasında açılan aralıkta tuhaf, çelişkili ve en önemlisi, “söze zor gelen” ya da “söze hiç gelemeyen” bir imgelem diyarıyla karşılaşılır: Bu “sessiz”, “dilsiz” ya da “kelimesiz” aralık tartışılması zor bir alan açsa da Çizimİnşaları’nın asıl niyeti bu alışılagelmeyen, “tutuk” ancak bir o kadar da hareketli imgelem evreniyle yüzleşebilmektir. Keşifler telaffuz edilemeyen (ancak hayal edilebilen) birçok gizil yansıma barındıracaktır.

Çizimİnşaları kapsamında katılımcılarla beraber yürüttüğümüz Çizmek Dürtüleri: Teşrih ve Anamorfik Giz Arasında Başka Canlandırmalar’ın kısmi bir hikayesini üç dürtü etrafında toparlayarak aktaracağım.

Çizmek Dürtüleri 1: Kavanoz, Küre & Kristal
“Koskoca bir doğa parçası sanki bir bakıma bir kapağın içine alınmıştır.”6

“Bir suret harekete geçirilmeden önce tutuklanmalıdır.” 7

“Sözgelimi Elhamra’da bulunan 14.yy’a ait bir yazıt şöyle der: “O camdan saray ki, kim görürse, onun sudan bir beden olduğunu zanneder.” ... su ve ışık, katı malzemelerin bedenlerinden kurtarılmış devingen mimarlıkların uçucu tasavvurlarına doğru çözülmesine işaret etmek amacıyla kullanılırlardı.” 8

Çizimİnşaları’nda “Başka Canlandırmalar” sorusu, teşrih ve anamorfik giz arasında kurulmadan önce, ilk olarak kavanoz ve kürenin sorusuyla açılır. Kavanoz veya küre sorusu ise asıl olarak bir imgenin temsili bağlamlarından özgürleşmesiyle ilişkili bir dertle ortaya atılır: imgenin yakalanması, askıya alınması, temsili bağlamlarından özgürleşmesi, bu özgürleşmeyle birlikte imgenin semiyotik hazine kutusunun açılması ve harekete geçen oyunsu anlamlar diyarı… Kavanoz, küre ve kristal imgenin, çizimin ve mimarlığın ezoterik evreninin uyandırılmasıyla derinden ilişkili görünür.

Kavanoz ve kürenin izlekleri, hafıza saraylarına ve nadire kabinelerine özgü imgelem evreninde aranabilir: Bu evrende, kelimeler ve şeylerin birincil -göze gelen- görüntüleriyle değil, zihnin içsel diyarında dolanan mecaz imgelerle9 hafızada saklandığı görülür. Tıpkı hafıza sanatında olduğu gibi, kavanozun içinde “saklanan” nesneyi mecaz bir imge üzerine taşıdığını düşünebiliriz. Böylece kavanozun bir hafıza mekanı olarak davrandığını da hayal edebiliriz. Hafıza mekanlarında (yani Çizimİnşaları bağlamında kavanoz veya kürede), neoplatonik düşüncenin filozoflarından Synesius’un (373-414) bahsettiği “kaçak imgeler”e10 ait bir evrenle yollarımız kesişir. “Firari imgeler” hayal gücüne özgüdür; rüyalarla ilişkilidir. “Varlıklarını borçlu oldukları cisimlerden ayrılmış, gelişigüzel dolanan firari imgeler, …”11 “Bütün bu firari imgeler, kendi yansımalarını, muhteşem bir aynaya bürünen imgeleme aksederler.”12 Kavanoz ve kürenin bu spekülatif izleğinde, imgelem, bizi “kaçak imgeler” diyarını düşünmeye davet eder.

Mumyalama Kavanozları (Embalming Jars), Thesaurus Animalium Primus (1710), Frederik Ruysch (1638-1731) ^13^
Salvator Mundi, ayrıntı, Jos Van Cleve (1485-1541), Paris, Louvre Müzesi, (16. yüzyıl başı) ^14^
Domstern (1919), Bruno Taut (1880-1938) ^15^
Çizimİnşaları, Kavanoz üzerine bir tartışma, 2020 Güz Dönemi. Fotoğraf: Bahar Avanoğlu

Kavanoz (içindeki öğelerle birlikte), hafıza geleneğiyle etkileşen imgelem tiyatrolarıyla16 ilişkilenir. Böylece kavanoz, (muhafazanın içsel dinamiklerinden hareketle) mimarlık tarihi içerisinde, kürenin ve kristalin ilintili olduğu büyülü alemle, batıni sanatla ve içsel mekansallıkla çakışır. Burada ezoterik düşüncenin tahayyülleriyle karşılaşılır. Işığın türlü çeşitli açılarda burkulmuş rengarenk yansımaları, su ve çeşitli sıvıların yarattığı oyunsu illüzyonlar, kürenin içinde göze gelmeyen içsel metinler… bizi anahtarı olmayan17 bir sır oyununa davet eder. Bu oyunda kavanoz hem kendi içinde bir imgelem tiyatrosuna dönüşecek, hem de kavanozların kurduğu konstelasyon belki de bir başka büyük tiyatroya bürünecektir.

Dersin bu aşamasında kavanozların içine şehirden bir parça saklanacaktır. Saklanacak parça başlı başına bir soru oluverir. Şimdilik, bu parçaların, kavanoza yerleşince, birer hafıza figürüne veya “firari imgeye” dönüşmeleri ve kendilerine has birer imgelem diyarı kurmaları beklenir. Kavanozlar katılımcılar tarafından bir araya getirildikçe tartışma açımlanır. Ve nihayetinde tüm kavanozların beraberce kurdukları konstelasyonun, şehri de bir imgelem tiyatrosuna dönüştürmesi tartışılan noktalar arasında yer alır.

Bu parçalar, nesneler yavaş yavaş kavanoz içlerine yerleştirildikçe, bu nesnelerin imgelem diyarının nasıl açılacağı üzerine düşünülür. Bu belki de zaten bizim dışımızda nesnelerin ve imgelerin kendilerince sahip olduğu bir diyardır; ancak bu soru yine de önemlidir: “Saklanan” bir nesne nasıl olur da “firari” imge olacaktır? Her ne kadar çelişkili bir ifade olarak belirse de, bu önerme, “tutuklu imgenin” kendine has bir dinamiği olarak belirir: Robin Evans’ın şu cümlesini hatırlarız: “Bir suret harekete geçirilmeden önce tutuklanmalıdır.”18 Aynı zamanda, düşünür Giorgio Agamben’in (1942-) Şiirin Sonu (1996) adlı eserinde derinlemesine irdelediği “ertelenme” meselesini de anımsarız:19 Kelimelerin askıya alınmalarını, neredeyse bir resim gibi -bir suret bedeninde- donarak20 doğrudan bir imge olarak belirmelerini tartışırız. Donakalan kelimenin anlaşılırlığı da ertelenir. Kelimelerin bu şekilde bağlamlarından özgürleşerek sonsuz anlamlar diyarına geçiş yapmaları21 üzerine düşünürüz (Hypnerotomachia Poliphili (1499)’de ve Stéphane Mallarmé’nin şiirlerinde olduğu gibi).22 Bu noktada, John Hejduk’un bahsettiği askıya alınan kolonu ve çizimlerinde ıskartaya çıkartılan mimarlıkları bize pek çok şey anımsatır.

Askıya alınan kolonlar, The Cooper Union Restorasyonu, 1970’ler, mimar John Hejduk
Architectures in Love’da Hejduk’un notları ^24^
Fabio Calvo, Antiquae urbis Romae cum regionibus simulachrum, 1527 ^25^
izimİnşaları, Kavanoz üzerine tartışma @ [8x5] 2020 Güz Dönemi. Fotoğraf: Gizem Albayrak

Kavanoza yerleştirilen şeyler arasında kamera, duvar parçası, kaldırım taşı, yaprak, akbil, tulumba tatlısı, kavanoz, kahve cezvesi… yer alır. Bu konstelasyonun Çin Ansiklopedisi’nin26 ruhuna yakınlık gösterip göstermediğini tartışırız. Nesneler yavaş yavaş kavanozlara yerleşip, kavanozlar bir konstelasyon kurmaya başladıkça, bu firari nesnelerin kurduğu diyarı yavaşça hayal etmeye başlarız: Analojik yaklaşımlarla harekete geçen oyunsu, devingen karşılıklılık ve yansıma ilişkileri bu imgeler alemine hakimdir. Nesneler arasındaki hafıza peyzajı da bu görünmez karşılıklılıklar üzerinden kurulur, bozulur, yeniden kurulur. Bu görünmez peyzaj, şehrin bir zamanlar mirabilia üzerinden kurulan peyzajını27 bize hatırlatır, şehrin mirabilia üzerinden açımlanmasının (belki de arkeolojik olana karşıtlığıyla birlikte) olasılıklarını tartışırız. Kavanoza alınan öğe adeta şehrin firari bir buluntusuna veya harabesine, bir harikasına - mirabilis’ine -bürünür. Sürrealistlerin bit pazarına düşkünlükleri bu noktada anımsanacak ilk anlar arasında yerini alır. Kavanoz ve küre içerisine alınan parçaların kurduğu birlikteliğin böylesine türden bir peyzajla akrabalık kurduğunu düşünebiliriz.

Kavanoz nesneleri ve imgelem diyarını harekete geçiren bir “ön oda”, hafıza/inziva mekanı oluverir. Bu ön oda, şehri de yeniden düşünmemizi mümkün kılar. Sessizliğe dürter. Belki de başka türden bir Mutus Liber’in28 kurulabileceğini söyler. Şimdi bu imgelem aleminin uyandırdığı çizmek dürtülerine doğru hareket edeceğiz.

Çizmek Dürtüleri 2: Teşrih ve Anamorfik Giz Arasında
“... Tıpkı perspektifler gibi, doğru bakıldığında, keşmekeşten başka bir şey görünmez, - yamuk bakıldığında, form beliriverir!” 29

“… biçimleri görünür sınırlarına indirgemek yerine, onları kendilerinin dışına fırlatır, onları öyle bir biçimde tahrif eder ki, belli bir noktadan bakıldığında biçim tekrar normale döner. Bu sistem teknik bir meraktan yola çıkarak kurulmuş olmasına rağmen, aslında soyutlamanın şiirselliğine kucak açar, optik ilüzyon yaratımının ve sahte gerçeklik felsefesinin etkileyici bir mekanizmasına dönüşür.” 30

Firari nesnelerin imgelem diyarı, kavanoza bakış dolayımıyla, kavanozun silindirik cam yüzeyi ardından gerçekleşir. Nesne kavanozsuz düşünsenemez olur. Kavanoz yüzeyinin sebep olduğu ışık burulmaları, renk kırılmaları, oyunsu ilüzyonlar devre dışı bırakılamaz. Böylece anamorfik çizime doğru yönleniriz.

Anamorfik çizim, bir imgeyi bir resim içerisinde saklama ve gizleme dürtülerini barındırır; perspektifle yakından ilişkilenen bir tür sır oyunu olarak düşünülebilir. Perspektifin izdüşümsel, hesaplanmış geometrik kurallarıyla “çalışır”; ancak perspektifin “gerçekçi” yaklaşımıyla açık bir biçimde dertlidir. Sanat tarihçisi ve eleştirmeni Jurgis Baltrušaitis (1903-1988), anamorfik çizimi, perspektifin absürd kimliği olarak tanımlar; sahte gerçeklikle ve kuşkuyla31 ilişkilendirir. Bu absürd kimlik, belki de bizzat perspektifin izdüşümsel strüktürünün izin verdiği, gizlice kendi fantomlarını çağırdığı gizemli, öteki evrenidir.

Anamorfik çizimde saklanmış olan imge, “düz” bakılınca göze gelmez: Çizimde göze gelen ise burulmuş, oranları dağılmış; imgenin gizlenmesi uğruna tahrif edilmiş çizgiler ve izdüşümler peyzajıdır. Resim içerisinde saklanan imge, ancak “yamuk” bakıldığında görünür olur. Anamorfik çizimde bakışlar tepe taklak döndürülüverir: yamuk bakış şifreyi çözer, gizemi keşfeder; dolayısıyla “doğru” bir bakış oluverir! Düz bakış ise bizi tahrif edilmiş izdüşümler peyzajının gizemiyle baş başa bırakır. Ancak belki de anamorfik çizimde asıl düşündürtücü olan da resim içerisinde “yamuk” bakıldığında göze gelen, gizlenmiş resmin aslı değildir: “düz” bakıldığında doya doya izlenebilecek tahrif edilmiş çizgiler ve izdüşümler peyzajının harekete geçirdiği imgelem diyarıdır.

Conical Anamorphosis, (1642), Mario Bettini (1582-1657) ^32^
Cylindrical Anamorphosis: Erection of Cross (original by Rubens), 17.yy ikinsi yarısı, H. & S. Baderon Collection, Museum of Fine Arts, Rouen ^33^
Vexierbild^34^ (1535), Anamorphic Picture of Charles V, Ferdinand I, Pope Paul III and Francis I., Erhard Schön (1491 – 1542) ^35^
De Humani Corporis Fabrica (1543) Andreas Vesalius (1514-1564)

“Az önce kımıltısız olan bu baş kalıntısını yaşam yeniden canlandırıyor diyeceği gelirdi insanın.”36

Anamorfik çizgiler peyzajı adeta sıvılaşmış bir peyzajdır.37 Hatalı kurulmuş gibi görünen bu peyzajda imge canlanmış, farklı bakışlar içerisinden sürekli başkalaşım 38 geçirmektedir (Vexierbild). İmgenin anamorfik çizim dolayımıyla neredeyse bir otomata dönüştüğünü hayal ederiz.39

Şeylerin kavanozda gerçekleştirdiği sır oyunu, anamorfik çizimin fantomlar evreniyle örtüşür. Ancak kavanozun kurduğu oyun bizi anahtarlı değil, anahtarsız bir anamorfik çizimin peşine düşmeye yönlendirecektir. Çünkü böylesine bir sır oyunun kurucusu olan kavanoz, şifrenin çözülebilir olmasına karşıdır. Kavanoz, gerçekleştirilecek anamorfik çizimde, kavanozdaki şeyin, “göze geldiği gibi” tekrar bulunamamasını öğütler. Bu durumda anamorfik “şifre”nin halleri bile sorgulanmalıdır. Kavanozla birlikte açığa çıkan imgelem evreni şifresiz ve anahtarsız olmalıdır. Kavanozun silindirik yüzeyinin izdüşümsel bir şifre olarak ele alınması, kavanozun kurmayı arzuladığı giz oyununa o halde tam anlamıyla karşılık veremeyecektir. Tartışmanın bu noktasında, anamorfik çizimin şifresiz, anahtarsız halleri üzerine düşünülecektir…

“Biçimler içinde biçimler dahil edilmelidir. Gizlenmelidirler.”40

Kağıt, kavanozun üzerine yerleşeceği ve gerekirse hareket edeceği mekan olacaktır. Bu mekan, aynı zamanda, anamorfik evrenin kurulacağı peyzajın da mekanıdır. Işık, gölge ve yansımaların değişken izdüşümsel izleri kağıt üzerinde kayıt altına alınır. Anahtarsız anamorfik çizimin bir tür rüya kaydı olarak ele alınması düşünülür; otomatik çizimle ilintili diğer dürtüler de bu sır oyununa dahil edilir. Anamorfik çizimde merkezler çoğalır, izdüşümsel evren burulur. Anamorfik çizim edebi bir otomat olarak tekrar tahayyül edilir. İmgelemin izleriyle (vestigium) ve izdüşümsel çizgilerle kurulan, adeta bir sıvıya dönüşmüş çizgiler peyzajı kendiliğinden bozulur, bir başkalaşım alemi olarak belirir. Donakalmış, askıya alınmış imgeler de telaffuzu mümkün olmayan bir alfabe olarak bu diyarda yerlerini bulur.

Anamorfik çizimin ara ara donakaldığı sonra tekrar canlandığı, başkalaştığı, sonra belki de tekrar duraksadığı izlenir. Yoksa anamorfik çizim, kavanoz dolayımıyla uyandırılan firari imgeye özgü bir ritüel olabilir mi? Tartışırız. Böylece anamorfik çizimde, imgelem ritüelinin kumdan bir zemin üzerinde bıraktığı bir izle mi karşılaştığımızı sorarız kendimize. Öyleyse anamorfik çizim eş zamanlı olarak bir labirent tarifler. Bu labirent kavanozun kurduğu imgelemin gizemli girdaplarıyla doludur.

Anamorfik Giz Çalışmaları, Rasha A. H. Alassali, Duru Kalınoğlu, Samirah N. A. Koshak, Esraa H. S. A. M. Rehan, Abdal K. Rabi, Aea Bezzeh, Nisa Çavuşoğlu, Duru Kalınoğlu, Tolga Kaya, Rasha A. H. Alassali. Çizimİnşaları, Güz 2019

Anahtarsız bir anamorfik çizim niyetiyle gerçekleştirilen çizmek ritüelenin, hem şifreli bir metin anlayışını, hem de yazar-okur ilişkisini olumsuzladığını düşünürüz. Bu çizimlerde saklı olan, artık şeyin kendisi (orjinali) değildir. Anahtarsız anamorfik çizim, adeta temsilin olumsuzlanmasının ayini olur: kimsenin ve hiçbir şeyin (çizen/çizilen, bakan/bakılan, düşünen/düşünülen, dinleyen/dinlenilen,…) kendisine has hayal dünyasının devre dışı bırakılamadığı örtük bir imgelem oyunu oluverir.

Şimdi kavanozun tekil olarak kurduğu imgelem tiyatrosundan, kavanozların bir konstelasyon olarak beraber kurdukları imgelem tiyatrosuna doğru hareket edeceğiz. Bu noktada kuşkusuz imgelem tiyatrosunun yolu anatomik tiyatro ile kesişecektir. Bu kesişim noktası anamorfik çizim ve teşrih arasındaki gerilimli ilişkiyi doğuracaktır. Anamorfik çizimin temellendiği giz dürtüsü teşrihin açma dürtüsüyle nasıl ilişkilenecektir?

Ortografik Fantomlar, Esra Vanlı, Sena Kavaf, Rasha Ayman H. Alassali, Samirah Nabeel A. Koshak, Berkay Kadakal, Kuntay Seferoğlu, Rasha Ayman H. Alassali, Abdal Karim Rabi. Çizimİnşaları, Güz 2019

“Öte yandan, teşrih edilmiş bir kadavranın, insanın cansız bir kopyası olarak ele alınması zorunlu değildir; gizli bir hazine, gün ışığına çıkarılmamış bilgilerin saklı olduğu bir maden ocağıdır…”41

Kavanoz konstelasyonunun imgelem-anatomik tiyatrosu tepegözler aracılığıyla kurulacaktır: Kağıt, bu sefer, kavanozlar konstelasyonunun ortak peyzajı - yani şehrin imgelem peyzajının kurulduğu mekan - olacaktır. Bu niyetle, tepegözler dev kağıdı sarmalayacak şekilde zemine yerleştirilir. Böylelikle tepegözler anatomik tiyatroda seyirci rolünü de üstlenmiş olurlar. Kağıdın üzerine yansıttıkları imgeler adeta tepegözlerin bakışlarına bürünür. Kağıda anamorfik çizimleri ve ortografik fantomları olası karşılıklılıklar kurulabilecek şekilde yansıtacaktır. Kavanoz konstelasyonunun kurduğu imgelem peyzajı, bu yansımaların üst üste çakıştırıldığı bir komposizyondan öte bir konstrüksiyon mudur? Öyle olduğunun varsayımıyla hareket edilir.

Konstelasyonun kurduğu imgelem peyzajını, nesnelerin karşılıklılıklar evreni olarak tekrar tartışırız: Bu karşılıklılıklar nasıl ortaya çıkacaktır? Belki de kağıt üzerine düşürülen yansımaların üst üste çakışarak oluşturduğu çizimin “açılmasıyla” veya “kesilmesiyle” keşfedilebilecektir. Tarihçi Piero Camporesi’ye (1926-1997) göre, teşrih, bedeni bir “kopya” olarak değil, yaşamın gizil izlerini taşıyan bir maden ocağı olarak ele alır. Camporesi kadavrayı açma eyleminin, hiç de masumane olmayan başka türden okumalara izin verdiğine dikkat çeker: “Kıpırtısız kadavra”nin teşrihi, amansız anatomistler tarafından “parça parça, organ organ, kısım kısım, insana ait yozlaşmaları keşfetmek, insanın etik coğrafyasını eksiksizce çizmek, günahlarının en mükemmel haritasını çıkarmak ve insani hatanın patolojisine ışık tutmak üzere gerçekleştirir.42

Teşrih ve Anamorfik Giz Arasında, Ortak Çalışma. Çizimİnşaları, Güz 2019

Öyleyse teşrih bu gizli arşivi açığa çıkaracak güce sahip midir? Soru elbette ki cevapsız kalacaktır; ancak bu hiç de masumane olmayan eylemin gücüne eleştirel bir uzaklıkta durulur. Bununla birlikte, sürekliliklerin bozulması, kesintilerin ve yarılmaların olanakları üzerine düşünülür. Bu fikirlerden hareketle, karşılıklılıklar peyzajının kurulması niyetiyle, yansımaların komposizyonu kısım kısım kesilir, yarılır, açılır. Karşılıklılıkların spekülatif arşivleri üzerine tartışılır. Ancak her halükarda bu peyzaj hiç de kıpırtısız ve cansız değildir. Hesaba katılmayan birçok düşünce, his ve anı hortlayıverir. Belki de teşrihin asıl gücü, insanın, farkında olmadan, kendi hafızasında mütemadiyen gerçekleştirdiği bir eylemle el ele vermesinden ileri gelmektedir.

“Bu yüzden gözün egemenliğini sarsaracak türden bir bakışa –tersten perspektife- dayalı bir dünya görüşünü daha yolun başından yadsıyacak, onu kendi geçmişinde kalmış bir emekleme aşaması –çocukluk- olarak kabul edeceklerdir.”43

Çocukluk (yerde çizmenin de uyandırdığı bir anı olarak) bu ritüelin hortlattığı bir konu olacaktır. Ancak bu hiç de şaşırtıcı olmamalıdır. Bir tür konuşamama halini,44 sanat öncesi imgeyi – “Freud’un unheimlich dediği tekinsiz gölge”yi45 – hortlatan hafıza gibi düşünülebilir (Andre Breton, Nadja isimli eserinde “Ben kimim?” sorusunu “Kimi hortlatıyorum?” diye düzelterek tekrar yöneltir.). Tekrar tartışma açılır.

Hem bir imgelem hem bir anatomik tiyatro bedenine bürünen kağıt-tepegöz kurulumu, mimarlığın çizmek ile ilintili dürtülerinin açığa çıkarıldığı ritüelin ana mekanı oluverir.

Teşrih ve Anamorfik Giz Arasında, Ortak Çalışma. Çizimİnşaları, Güz 2019

Çizmek Dürtüleri 3: Edebi Otomat Sorusu ve Bitmeyecek Bir Düşünseme Makinesi Denemesi
Anamorfik çizimde kavanoz ve nesnenin ritüelini çoktan tartışmaya başlamıştık. Aldo Rossi’nin, hafızanın zaman-mekanında harekete geçtiğini öne sürdüğü nesnenin ritüelini, tutuk46 ve soğuk dilini, artefaktlarını, analojik şehrini, terkedilmiş mimarlıklarını konuşuruz. Italo Calvino’nun edebi otomatını47 ve bir edebi otomat olarak tarot kartlarını48 hatırlarız. Destedeki kartların tekillikleri ve birlikte kurdukları türlü çeşitli konstelasyonların bir tür düşünseme makinesine dönüşme olasılıklarını tartışırız. Mimarlık bir deste bedenine bürünebilir mi? Bu deste mimarlığın bir düşünseme makinesi şeklinde hayal edilebilir mi?49 Bu kuşkusuz “zor” belki de imkansız bir deste ya da düşünseme makinesidir.

Her bir kavanoz-nesnenin teşrih ile anamorfik giz arasında kurulan diyarının birer düşünseme makinesine dönüşmesi fikriyle harekete geçeriz. Peki bu düşünseme makinesi neye işaret edecektir? Bu makinenin araçsal bir makine olmadığı bütün bu tartışmalardan sonra hiç de şaşırtıcı olmamalıdır. O halde araçsal olmayan bu makinede nelerle karşılaşacağız? Bu, herhangi bir cevap ile sonlandırılamayacak bir tartışma… Ancak metin şimdilik bu makineden beklentilerle bitirilebilir: Bu makinenin, dilin temsili yapısını ihlal eden türden bir makine olabileceği umut edilir. Dilin ihlalinde karşılaşılan “kelimesiz imgeler”50 gibi bu ihlal makinesi de kuşkusuz “kelimesiz imgelere” karşılıklı mimarlıklar üretecektir.

Çizmek dürtülerinin suretleriyle çepeçevre sarmalandıkça, Sevmek Zamanı’ndaki (1965) kayık üzerine düşünürüz; akabinde dönem boyunca okuduğumuz Locus Solus’u (1914) ve Cantarel’in bahçesini tartışırız. Belki de bu düşünseme makineleri, mimarlığın mecaz mekanına doğru işaret edecektir: “Nitekim bu alan veya mekan dolu değildir, … aslında hiçbir biçimde işgal edilemeyecek olan gayri insani bir mekan veya alandır.”51 Şimdi de Walter Pichler’in Tragbarer Schrein’ını anımsarız. Belki de bu süreçte asıl yüzleştiğimiz nokta düşünseme makinelerine bürünen çizimleri - mimarlıkları zapturapt altına alamayacağımız, kullanamayacağımızdır.52

Walter Pichler, Taşınabilir Tapınak (Tragbarer Schrein), Werner Stupka ile 1970 ^53^
Makine Denemesi ve Final Tartışması. Çizimİnşaları, Güz 2019. Fotoğraflar: Gizem Albayrak & İpek Avanoğlu & Bahar Avanoğlu

Çizimİnşaları Katılımcıları (Güz 2019):
Abdal Karim Rabi, Aea Bezzeh, Arij Ismaiel, Begüm Gönan, Beliz Şaşmaz, Berfin Tan, Berkay Kadakal, Beyza Özmen, Beyza Nur Öncel, Çağla Şahin, Ceren Zeybek, Dilara Koca, Duru Kalınoğlu, Egemen Uslu, Elnur Veliev, Esra Eyüboğlu, Esra Vanlı, Esraa Hazem Shawki Atia Mahmoud Rehan, Fırat Balıkçı, Habiba Galal Alsayed Diab Deib, İrem Ersoy, İrem İlayda Çeçen, İrem Tuğba Taşdemir, Kaan Öründü, Kuntay Seferoğlu, Nisa Çavuşoğlu, Nurşen Nesil Güler, Petek Doğa Dayıoğlu, Rasha Ayman H. Alassali, Razan Abdulrahman Wajeeh Zainulabdeen, Samirah Nabeel A. Koshak, Seçil Soyyiğit, Sena Kavaf, Simge Artkıy, Sıla Bozdeveci, Tolga Kaya, Uğur Onat Bektaş, Zeynep Yılmaz, Zeynep Derin Balıkçı

Teşekkürler:
Değerli görüşleri için Prof. Dr. Ayşe Şentürer’e, final tartışması ve serginin [8x5]’te gerçekleştirilmesini mümkün kılan Gizem Albayrak’a çok teşekkür ederim (02.08.2019 & 04-05.01.2020).

Misafir Konuşmacı: Marc Leschelier, Automatic Methods @ Enerji Müzesi, 23.11.2019.
Misafir Konuşmacı: Bilge Bal, Ruin Lust @ Istanbul Archeology Museums, 04.12.2019.

Gizem Albayrak, İpek Avanoğlu, Bilge Bal, Furkan Balcı, Sıla Bozdeveci, Ece Duran, Burçin Güngen, Marc Leschelier, Elif Kendir, Hilal Menlioğlu, Tuna Öğüt, Burcu Ölez, Nizam O. Sönmez, Şebnem Yılmaz ve Şebnem Yalınay Çinici’ye ara ve final tartışmalarındaki değerli katkı ve görüşlerinden dolayı çok teşekkür ederim. Teknik destek konusunda yardımlarını esirgemeyen Rahman Çelebi’ye de ayrıca çok teşekkür ederim.

Notlar:
1 Bilgi Üniversitesi’nde 2017 Bahar Dönemi’nden itibaren yürüttüğüm Arch 321 kodlu seçmeli ders.
2 “Tarot Kartları Sorusu” üzerine üretilen çalışmalar 22 Haziran 2017 günü Studio-X’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen bir paralel okuma seansıyla paylaşıldı: “Mimarlık, anlatı ve dil arasındaki ilişkiyi incelerken mimarlığın hafıza ve retorik ile olan bağı üzerinden mimarlığın nadire kabineleri, Borges’in bahsettiği Çin Ansiklopedileri ve Wilkins’in evrensel bir dil arayışı ile kurduğu özel dünyasında Tarot kartlarıyla da bir karşılaşma yaşanır. Her biri ayrı bir konstrüksiyon olan tarot kartlarını Calvino, anlatı konstrüksiyonları kuran bir makine olarak tanımlar. Bu çalışmada sorulan soru, bir makinedir – ya da, mimarlıklar üreten bir makine bedeninde bir çizim konstrüksiyonları destesidir.” https://www.studio-xistanbul.org/en/events/drawing-constructions, https://pair-folio.com/Open-Cabinet-Days
3 “Otobiyografik Ars Combinatori” üzerine üretilen çalışmalar Kefeli Pasajı’nda düzenlenen final tartışmasıyla paylaşıldı. (Haziran 2018, Hakan Tüzün Şengün ve Seda Kurt Şengün’e teşekkürlerle) https://pair-folio.com/The-Autobiographical-Ars-Combinatoria
4 “Teşrih Çizimleri – Çizim Teşrihleri” üzerine üretilen çalışmalar bir önceki senelerde üretilen çalışmalardan oluşturulan bir seçkiyle beraber “eskiden Studio-X olarak anılan mekanda” “Rüya Manzaraları: Boşlukta Hiperkritik Teşrihler” isimli ortak bir sergide sergilendi (Temmuz 2019). https://pair-folio.com/DrawingDissections-arch321, https://pair-folio.com/dreamscapes
5 Çizmek Dürtüleri: Teşrih ve Anamorfik Giz Arasında Başka Canlandırmalar’ın final tartışması ve sergisi 4-5 Ocak 2020 günlerinde [8x5]’te gerçekleşti.
6 Baltrušaitis, J., Düşsel Ortaçağ: Gotik Sanatta Antik, İslami ve Uzak Doğu Etkileri, çev. Kılıçbay, M., İmge Kitabevi Yayınları, İstanbul, 2001, s.233.
7 Çevirisi yazara ait olan metnin orjinali şu şekildedir: “A picture has to be arrested before it can be mobilized.” Evans, R., The Projective Cast, The MIT Press, Cambridge, Massachusetts, 1995.
8 Çevirisi yazara ait olan metnin orjinali şu şekildedir: “For instance, a 14th century inscription at the Alhambra speaks of “that palace of glass, whoever saw it, thinks it is a body of water”…water and light were used to suggest a dissolution of solid materials into a fleeting vision of disembodied mobile architecture.” Bletter, R. H., “Global Earthworks”, Art Journal: Earthworks: Past and Present, Vol.42, No.3, 1982.
9 Yates, F., Hafıza Sanatları, Metis Yayınları, İstanbul, 2020.
10 İngilizce çevirisinde fugitive images olarak geçer. Synesius, On Dreams, İngilizce’ye çev. Myer, I., çevirmen tarafından yayınlanmıştır, Phildelphia, 1888.
11 Çevirisi yazara ait olan metnin İngilizce çevirisi şu şekildedir: “Wandering at random and detached from the objects in which they have taken existence, …” Synesius, a.g.y., s.28.
12 Çevirisi yazara ait olan metnin İngilizce çevirisi şu şekildedir: “All these fugitive images reflect themselves in the imagination as in a brilliant mirror.” Synesius, a.g.y., s.28.
13 https://publicdomainreview.org/collection/the-embalming-jars-of-frederik-ruysch
14 Baltrušaitis, J., Düşsel Ortaçağ: Gotik Sanatta Antik, İslami ve Uzak Doğu Etkileri, çev. Kılıçbay, M., İmge Kitabevi Yayınları, İstanbul, 2001, s.237.
15 Bletter, R. H., Global Earthworks, Art Journal: Earthworks: Past and Present, Vol.42, No.3, 1982.
16 Scamozzi Evrensel Mimarlığın Düşüncesi isimli yapıtında mimari eserin bir imgelem tiyatrosu olarak tahayyül edilebileceğini belirtir. Frascari, M., The Mirror Theatre of Vincenzo Scamozzi, Paper Palaces, The Rise of the Renaissance Architectural Treatise içinde, ed. Hart, V. & Hicks, P., Yale University Press, New Haven & London, 1998, s.253.
17 Bir sonraki başlık altında anahtarsızlık kavramı açılacaktır.
18 Çevirisi yazara ait olan metnin orjinali şu şekildedir: “A picture has to be arrested before it can be mobilized.” Evans, R., The Projective Cast, The MIT Press, Cambridge, Massachusetts, 1995.
19 Agamben, G., The Dream of Language: The End of Poem, Stanford University Press, Stanford, California, 1996.
20 Orjinalinde “pictorial rigidity” olarak geçer. Agamben, G., a.g.y.
21 Agamben, G., a.g.y.
22 Agamben’in Hypnerotomachia Poliphili (1499) isimli eserde görülebileceğini öne sürdüğü anlamların ertelenmesi hakkındaki tartışmaya şu metinden daha detaylı bilgiye ulaşılabilir: http://www.e-skop.com/skopdergi/neoplatonizm-ve-avangard/3924
23 http://archive.constantcontact.com/fs175/1104612157354/archive/1116591035522.html
24 Hejduk, J., Architecture’s in Love, New York: Rizzoli International Publications, 1995.
25 Aureli, P. V., The Possibility of an Absolute Architecture, The MIT Press, Cambridge, Massachussets, 2011, s.99. Aureli şöyle yazar: “The blank space in between monuments is more important than the monuments themselves. It alludes to the possibility of reimagining the totality of Rome starting with only the evidence of a few finite parts.”
26 Borges’in aktardığı meşhur Çin ansiklopedisindeki şu şekilde bir hayvanlar tasnifi ile karşılaşırız: “(a) imparatora ait olanlar, (b) mumyalanmışlar, (c) terbiye edilmişler, (d) meme emen domuzlar, (e) deniz kızları, (f) masal yaratıkları, (g) başı boş köpekler, (h) bu sınıflandırmaya girmeyenler, (i) deli gibi çırpınanlar, (j) sayılamayacak kadar çok olanlar, (k) deve kılından ince bir fırçayla resmedilenler (l) ötekiler, (m) biraz önce sürahiyi kıranlar, (n) uzaktan sinek gibi görünenler (...)” Borges, J. 1993. The Analytical Language of John Wilkins, University of Texas Press. Bu paragrafın Türkçe çevirisi: Artun, A., Müze ve Modernlik, İletişim Yayınları, 3.Baskı, 2014, İstanbul, s.46.
27 Aureli, P. V., The Possibility of an Absolute Architecture, The MIT Press, Cambridge, Massachussets, 2011.
28 Bu eser La Rochelle tarafından 1677 yılında kaleme alınmıştır. 15 levhadan oluşur.
29 Shakespeare, Richard II, aktaran: Baltrusaitis, J., Anamorphic Art, Harry N. Abrams, Inc. Publishers, New York, 1977, s.18.
30 Çevirisi yazara ait olan metnin İngilizce çevirisi şu şekildedir: “…instead of reducing forms to their visible limits, it projects them outside themselves and distorts them so that when viewed from a certain point they return to normal. The system was established as a technical curiosity, but it embraces a poetry of abstraction, an effective mechanism for producing optical illusion and a philosophy of false reality. It is an enigma, a wonder, a marvel.” Baltrušaitis, J., a.g.y., s.1.
31 Baltrušaitis, J., a.g.y., s.1.
32 Baltrušaitis, J., a.g.y.
33 Baltrušaitis, J., a.g.y.
34 Almanca’da değişen imge anlamına gelir.
35 Baltrušaitis, J., a.g.y.
36 Roussel, R. Locus Solus, çev. Yücel, T., YKY, 1994.
37 Baltrušaitis, J., a.g.y., s.25.
38 Baltrušaitis, J., a.g.y., s.19.
39 Baltrušaitis anamorfik çizimin kuşkuyla ve otomatlarla ilişkisine değinir. Baltrušaitis, J., a.g.y., s.61.
40 Çevirisi yazara ait olan metnin İngilizce çevirisi şu şekildedir: “Forms within forms must be included. They should be disguised.” Baltrušaitis, J., a.g.y., s.32.
41 Çevirisi yazara ait olan metnin İngilizce çevirisi şu şekildedir: “On the other hand, the dissected corpse could be perceived not as the lifeless copy of a man, but as an archive of hidden treasures, a mine of unpublished information and, …” Camporesi, P., a.g.y.
42 Çevirisi yazara ait olan metnin İngilizce çevirisi şu şekildedir: “But the most terrible and meticulous of autopsies were carried out by Christ the implacable anatomist, piece by piece, organ by organ, segment by segment over all the inanimate corpse to discover the degeneration, delineate completely the moral geography, trace the perfect map of sin and throw harsh light on the pathology of human error.” Camporesi, P., a.g.y.
43 Sayın, Z., Sunuş: Tersten Perspektif, İstanbul: Metis Yayınları, 2013.
44 Giorgio Agamben’in Çocukluk ve Tarih, Deneyimin Yıkımı Üzerine Bir Deneme (2010) isimli kitabından hareketle.
45 Sayın, Z., İmgenin Pornografisi, 4.Basım, İstanbul: Metis Yayınları, 2015.
46 İhsan Bilgin Aldo Rossi için “dili tutulmuş” ifadesini kullanır: “Dolayısıyla da ‘sessiz’ ya da ‘dilsiz’ değil, kendi deyimiyle ‘dili tutulmuş’tur.” Bilgin, İ., “Aldo Rossi'de Akıl Ve Hafıza”, Arkitera Diyalog 2002, https://v3.arkitera.com/v1/diyalog/ihsanbilgin/aldorossi1.htm (Erişim Tarihi: Mayıs 2020)
47 Calvino, I., Cybernatics and Ghosts, in The Uses of Literature, Harcourt Brace Jovanovich Publishers, USA, 1986.
48 Calvino tarot kartlarını bir edebi otomat olarak bahsi geçen eserde ele alır: Calvino, I., The Castle of Crossed Destinies, Great Britian: Vintage, 1997. Tarot kartlarının düşünseme ile ilişkisi hakkında şu metinden daha detaylı bilgiye ulaşılabilir: https://www.e-skop.com/skopbulten/oyuna-surulen-dunya-oyun-kartlari-1430-1540/5053
49 “Tarot Kartları Sorusu” konulu 2017 senesine ait çalışmalar şu linklerden incelenebilir. https://www.studio-xistanbul.org/en/events/drawing-constructions, https://pair-folio.com/Open-Cabinet-Days-1, https://pair-folio.com/the-question-of-tarot-decks-arch321, https://pair-folio.com/Open-Cabinet-Days
50 Foucault, M., Ölüm ve Labirent, çev.Kılıç, S., Koç Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2.Baskı, 2018, s.68.
51 Macherey, P., Sunarken: Foucault / Roussel / Foucault, Ölüm ve Labirent, Foucault, M., çev.Kılıç, S., Koç Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2.Baskı, 2018, s.14
52 Çizimİnşaları’nda ezoterik pratiklerle de ilişkili olarak, üzerine sıkça tartıştığımız diğer bir soru ise John Hejduk’un ağzından dinlediğimiz, kendisi ve “Dr.” (Peter) Eisenman arasında geçen diyalogtur. Bir “mimarlığın” içine girmek ne demektir? https://www.youtube.com/watch?v=mZyNkTSuE2g
53 https://www.instagram.com/p/BkkMWv7AB9g/,

Etiketler: