1973’te İtalya’da radikal mimarlık hareketi öncüleri tarafından geliştirilen çok disiplinli tasarım eğitim programı Global Tools ve sergisi üzerine, küratör Silvia Franceschini ve Valerio Borgonuovo ile sohbet ettik.

Global Tools 1973-1975: Bir Tasarım Ekolojisine Doğru sergisi, 11 – 23 Mart arasında SALT Beyoğlu’nda yer aldı. Global Tools’un ortamına dair olan serginin yanı sıra bir atölye ve tartışma programı da gerçekleşti.

Beste Sabır: Global Tools’un mimarlık ve tasarımla kurduğu ilişkiden bahsedebilir misiniz?
Silvia Franceschini: Global Tools; Radikal Mimarlık akımının üyeleri (Anrea Branzi, Ettore Sottsass vb.) tarafından kurulmuş bir okul ya da okul olmayan bir okul (non-school). İtalyan avangardı üyeleri, CasaBella gibi dergiler, Arte Povera ve kavramsal sanatçılardan Franco Vaccari, German Ocheland’ın da içinde bulunduğu bu geniş grup, manifestolarını birleştirip tüm anti-akademik fikirlerini ortaya koyarak bu eğitim sistemini geliştirdiler.

Temelde Global Tools, ülkedeki konservatif eğitim tipolojisine tepkisel olarak yeni bir sistem tasarlama çabası içindeydi. Politik ve mimari projelerin aslında birbirleri ile ilişki kurduğundan bahsediyorlardı. Geliştirdikleri anti-akademik sistem paralelinde; anti-söylemsel projelerden, çizim ve modelden öte doğaçlama ve üretim, zanaat, performans gibi konulardan bahsettiler. Bu paralelde mimari proje; tinsel, cisimsiz (immaterial) de olabilir, bir dergi, bir fikir, bir deneyim ya da bir durum olabilir. Beş konu başlığı altında topladıkları program; beden (bedenin limitlerini ve çevre ilişkilerini araştırmak), iletişim (deneysel bir şekilde mekanla iletişim kurmak), teori, inşaat ve hayatta kalma gibi bölümlerden oluşuyor. Bu dönemde yani 70’lerde İtalya’da ve dünya çapında ekolojik ve sosyo-politik bir kriz durumu mevcuttu, çok problemli bir dönemdi. Bu zor sosyal koşullara bir cevap olarak geliştirilen Global Tools metodolojisi, bir anlamda bölgesel olmayan (un-territorial) bir proje. Yaşamanın, hayatta kalmanın anlamını sorguluyor, binaları giydirmek üzerine düşünceler geliştiriyor.

BS: Gündelik hayatla tamamıyla ilişki içinde yani. Mimarlığı bir yapma halinden çıkarıp yaşamın odak noktasına konumlandırıyor anladığım kadarıyla. Araştırdığımda Global Tools’a dair çok da fazla kaynak bulamıyorum…
SF: Evet çünkü Global Tools şimdiye kadar hiç tarihselleştirilmedi. Üç yıllık bir süreçte okulu ve bahsettikleri programı kurgulamaya çalıştılar, seminerler, workshoplar yaptılar, beden, seyahat, iletişim üzerine araştırdılar. Ama okul hiç başlamadı, daha ilk öğrencileri almadan ekip dağıldı. Çünkü tüm bu grubun içinde farklı kişilikler ve fikirler bulunuyordu. Yani tüm bu süreci tarihselleştirmek bu bakımdan da zor bir çalışma. Bu sebeple şu an hala devam ettiğimiz araştırma ve deneyimleme sürecinde tüm ekip üyeleri ile ayrı ayrı görüşüyoruz, arşivlerine ulaşmaya çalışıyoruz.

sergi alanından genel görünümler; fotoğraflar: mustafa hazneci
global tools bulletin, no.1 (kapak), 1974, l'uomo e l'arte'nin (milano) izniyle
isimsiz, beden grubu performansı, franco raggi, (kasım 1974, floransa), a. natalini arşivi'nin izniyle
the body and the bonds, beden grubu performansı, franco raggi, (haziran 1975, milano), f. raggi arşivi'nin ve casabella'nın izniyle

BS: Serginin yanı sıra bir kitap çalışması içindesiniz. Bu süreç nasıl ilerliyor? Ne gibi zorluklar yaratıyor Global Tools’un şimdiye kadar tarihselleştirilmemiş olması?
SF: İki yıldır sürüyor çalışmamız. Naples, Floransa, Milano gibi kentlerde okula ait laboratuvarlar bulduk. Tarihi yeniden inşa etmeye ve o dönemde tam olarak neler olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Fakat aynı zamanda günümüze değen konularla da Global Tools’u ilişkilendirmek istiyoruz. SALT’ta gerçekleşen seminer ve workshoplar, tamamı ile bu konu üzerine odaklandı ve günümüz koşulları ile Global Tools’un bahsettiği zemin arasında ilişki kurmayı araştırdı. Biz aslında temel olarak Global Tools tarafından tariflenen tüm bu deneyimlerin günümüzdeki karşılığını sorgulamak istiyoruz. Bugün aynı şekilde yine bir politik, ekolojik kriz içindeyiz ve geçmişi kullanıp bugünü sorgulayarak çeşitli cevaplar bulabiliriz.

BS: 1960’ların sosyoekonomik, ekolojik ve politik koşulları paralelinde geliştirilen Global Tools belki de günümüz koşullarına dair soruların cevaplarının köklendiği bir alan olabilir. Günümüz tasarım ve mimarlık eğitimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Global Tools ile etkileşimi nasıl olabilir ve ne gibi kapılar açabilir? Sergi ve başlığı paralelinde, tasarım eğitimiyle nasıl bir ilişki kuruyorsunuz? Şimdiki eğitim sistemini nasıl yorumluyorsunuz?
SF: Günümüzdeki eğitim sistemi de bir kriz içinde. Binlerce mimarlık ve tasarım okulu var. Eğitim liberal piyasa ekonomisine girmiş durumda, öğrenciler bu paralelde sömürülüyor. Bu yüzden sistemi yeniden düşünmeye acil bir ihtiyaç duyuyoruz. Bu paralelde SALT’ta gerçekleşen workshoplarda genç mimarlık grupları ile bir araya gelip Global Tools metodolojisi paralelinde tartıştık, deneyimledik. Bu Global Tools hakkında yaptığımız ilk etkinlik. Ve fazlasıyla deneyimsel. Gezi Parkı ve tüm dünyada gerçekleşenler paralelinde bence kamu ve eğitim ilişkisini yeniden düşünmemiz gerekiyor. Mimarlığın yanı sıra güncel sanatta da birçok örneğin Global Tools ile olan bağlantısını gözlemliyoruz. Örneğin hayatta kalma, kentsel alanlardansa kırsala gitme, açık kaynaklı iletişim: Global Tools’un açık kaynaklı ekoloji ile güçlü bir bağı var.

Global Tools İtalya’da ekolojiye karşı hassas olan ilk akım ve grup.

Valerio Borgonuovo: Tasarım ekolojisi ve aklın / zihnin ekolojisi aslında çok paralel kavramlar. Global Tools sanayileşme paralelinde geliştirilmiş alternatif bir sistem ya da model değil, yaşamak / hayatta kalmak için farklı yöntemlerle iletişim kuran bir metot. Fransa’da “tasarım” kelimesini birçok şey için kullanırlar: Yemek için tasarım hatta yaşamın kendisini tasarım olarak ele alırlar.

BS: Global Tools birçok farklı perspektifle ve disiplinle ilişki kuruyor. Bana bu anlamda Bauhaus’u çağrıştırıyor.
SF: Evet birçok anlamda benzerlik olsa da aslında çok da farklılar. Bauhaus gerçekten bir deneydi, avangardların yarattıklarını işlevsel ve modernist yöntemlerle rasyonalize etmeyi amaçladılar, endüstriyel üretimin izini sürdüler. Global Tools ise üretimi sistematize etmekten kaçındı, çünkü sonuçta tasarımı yok eden bu modernist deneyimden korkuyorlardı. Onlara göre yaşamak; doğaçlama bir şekilde gündelik hayatın içinde, durumlarla (situations) gelişen / gerçekleşen bir şeydi. Bu paralelde rasyonel akademik metodoloji onlar için çok uzak kalıyordu.

BS: Kendi dönemi için erken bir deneysellik söz konusu.
SF: Evet zaten bu yüzden sistem işlemedi. Kapitalizmin hızla yükseldiği bir dönemdi ve herşey endüstriyel olarak üretiliyordu. Hayatta kalan tasarımcılar da buna uyum sağlayabilenler oldu. Yani okul aslında yanlış bir zamanlamada temellendi, ekibin fikirleri, deneysellik arayışları dönemin süregelen koşulları için erken adımlardı. Global Tools ekibinin ayrılmasının ardından gruptan bazıları izole bir şekilde sistemden uzakta, yapmak istedikleri doğrultuda çalışmalarını sürdürmeye çalıştı. Anrea Branzi, Ettore Sottsass gibi kişiler ise; 80’lerin ilk yaratıcı tasarım ofislerini kurdular. Ardından bu ajanslar fazlasıyla tanınır hale geldi. Devamında ise sanayi için akıllı tasarım üretimini savunan Domus Akademi kuruldu. Bazı fikirler paralel olsa da Domus Akademi’nin amacı çok farklı, Global Tools’un aksine bu özel bir okul ve sanayi ile yoğun ilişki içinde. Global Tools ise ütopik bir topluluk değil, eğitime odaklanan bir deneydi.

BS: Global Tools’tan geriye ne kaldı? Uygulanan bir çalışma oldu mu?
SF: Her şey durumsallığa temellendiği için hiçbir şey uygulanmadı aslında. Yaptıkları beden seminerleri somut üretime en açık olanıydı. Bedenin limitleri keşfediliyordu. Bu paralelde kullandıkları objelerle beden tamir edilmeye çalışılıyordu, örneğin gözleri ve burnu bir maske ile kapatarak sadece dudak açıkta kalarak konuşma deneyimleniyordu. Ya da ellere çeşitli eklemeler yapılıyordu. Yani beden, bina ve mekanla ilişki içinde ele alınıyordu. Bu seminerden geriye kalan bazı malzemeler var. Aslında birşey üretmeye değil daha çok yok etmeye odaklanıyorlardı ve deneyimlemek en önemli noktaydı. Tarihselleştirmek, üretmek değil; bir laboratuvar gibi araştırma yapmak odaklandıkları en önemli noktaydı.

BS: Paulo Soleri ve Arcosanti de benzer bir arayış içinde realize oldu diye düşünüyorum. Arizona’daki bu deneysel yerleşim hala devam ediyor bildiğim kadarıyla. Global Tools ile benzerlikleri ve farklılıkları neler?
SF: Evet Soleri de Global Tools ekibinin üyelerinden biriydi, kendi kendine yeten yerleşimler ve bu paralelde yemek, üretim gibi konular üzerine araştırıyordu. Bazı ortak noktalar var evet ama bence Arcosanti’de farklılaşan nokta; bu yerleşimin Arizona’da kentin dışında oluşu. İtalya’da hiçbir zaman kent dışında topluluk yaşamı olmadı, çünkü kent dışı kavramımız yok, kentler yayılarak genişledi ve bu paralelde yerleşim olmayan boş alanlar yok.

VB: Turin’de 1967’de gerçekleşen uluslararası konferansın konusu “Ütopya ya da Devrim”di. Soleri de dahil olmak üzere Global Tools’un birçok üyesi, devrim ve ütopya konusu üzerinde çeşitli tartışmalar yaptı. Soleri yoğunlukla politika üzerine odaklanıyordu.

SF: Amerika’da ütopyalar çoğunlukla kentlerden kaçıyordu. Ama İtalya’da bir kaçma hayali yoktu, tam aksine aktif bir şekilde tam merkezde olmak, var olan koşullara karşı pozisyon almak, tepki vermek amaçlanan durumdu.

BS: Hazırladığınız kitabın baskı sürecinden bahsedebilir misiniz? Kitap için gerçekleştirdiğiniz araştırma yöntemleriniz nasıl ilerliyor?
VB: Tarihsel bir çalışma – araştırma değil yaptığımız şey. Eleştirel bir metodolojiyi tarihsel sorunlar ile çakıştırmayı araştırıyoruz. Sergide de izleyeceğiniz gibi Global Tools cisimsiz, tinsel (immaterial) kalmayı tercih ediyor. Malzemenin işgücü için en büyük problem olduğunu düşünüyorlar.

Etiketler: