İletişim Biçimi
Kullanıcılarına sunduğu özelleşmiş, erişilebilir işlev ve mekanların yanı sıra açık alanlarıyla çevre sakinleri ile de iletişimi güçlendiren tasarım, hak temelli çalışmaların izinde şekillenmiş.
Programı, özellikle çocukların kullanımı için geliştirilmiş olan eğitim ve rehabilitasyon merkezi, imar planında belediye hizmet alanı ve park alanı olarak tanımlanmış iki parselde yer alıyor. Kuzey-güney aksındaki yeşil alan gelişimi göz önünde bulundurularak revize edilen imar planı sonrası yapının, arazinin batısını park alanına bırakarak doğu bölgesine yerleştirilmesine karar verilmiş. Alan bütünlüğünü sağlamak adına bir arada düşünülen bu iki işlev, yapının kullanıcılarının yanı sıra çevre sakinlerine de açık, içerici, izole edilmemiş bir mekan üretme amacıyla bütünleştirilmeye çalışılmış. Yapının birincil kullanıcıları olarak tanımlanan engelli çocukların rehabilitasyonunun bir adımı olarak “kendini farklı ya da eksik hissetmeme” ilkesinin düstur edinildiği proje bu ilkeyi mekana taşımaya çalışıyor. Parka mümkün olduğunca alan bırakmak da hem bu stratejinin hem de çevreyle kuvvetli ilişki kurma yaklaşımının bir parçası olarak görülüyor.
Bu doğrultuda proje, özellikle çocuk kullanıcıları için mekanla ilişki kurmayı kolaylaştıracak tek katlı, dış mekanda güvenli bir oyun alanı sunmak adına parkla iletişim kuran, avlulu, “U” formunda bir yapı olarak ortaya konmuş. Yapı tek katlı olmasına rağmen farklı işlev yüklenen mekanlara farklı yükseklikler verilerek elde edilen büyük hacimler aracılığıyla dinamik bir kimlik üretmek amaçlanmış. Bu müdahaleye kullanım olarak da açık olan çok amaçlı salon, yemekhane, spor salonu, kapalı oyun alanı ve iç bahçe gibi hacimler eğimli çatılarıyla ekleniyor. Giriş aksının kuzeyine bahçeyle ilişki kuran eğitim birimleri yerleşirken güney kanadında bahsedilen büyük hacimlerin yanı sıra yönetim ve görüşme odaları da bulunuyor.
Park ile yapıyı ayıran kanopi “kamusal” ve “yarı kamusal” alanlar arasına sınır koyma amacı taşırken iç avluyu saran güneş ışınlarından korunmak için yerleştirilmiş pergola da ara mekanlar üretiyor. Yapının tasarımında sürdürülebilirlik kavramı yeşil alanla kurulan ilişki, geri dönüştürülebilir malzeme ve doğal ışık kaygısı ile yorumlanıyor. Yapının tüm eğimli kütlelerinde, çatı ve cephe malzemesi olarak tercih edilmiş çinko, geri dönüşebilir özelliğiyle bu yaklaşımın bir parçası. Tasarım süresince, işitme engelliler ve duyma güçlüğü çekenler için engelsiz eğitim modelleri, mekanlarına yönelik hak temelli çalışmaların da yürütüldüğü Gallaudet Üniversitesi’nin mekana dair önerdiği ilkelerden (görsel iletişim için gerekli geniş alanlar, dolaşımda kesintiye yol açmamak adına akışkanlık, ışık ve renk kullanımı, yankı ve arka plan gürültüsünü azaltacak akustik kararlar, malzeme ve yapının yerden yükseltilmesi gibi yollarla titreşimi bir iletişim biçimine dönüştürebilmek, azami görsel iletişim, azami yüzey kullanımı gibi) yararlanılmış. Böylelikle proje, hem kentli hem de “özelleşmiş” kullanıcıları için bir mekan sunan, mekanı kullanıcı deneyiminin parçası ve yardımcısı haline getirmeyi hedefleyen bütüncül bir yaklaşımın ürünü olarak ortaya konmuş.