Kriz Dönemlerinde Sosyal Tasarım
Tüm tasarımların içinde sosyal bir yön barındırdığı kabul edilse de, ağırlıklı olarak kar amacı güden ticari hedefler yerine kolektif ve sosyal amaçlara doğru değişim yaratmanın yeni yollarını araştırmaya ve üretmeye yönelik katılımcı faaliyetler1 sosyal tasarımın kapsamında anılır. Bu işbirlikçi ve yaratıcı uygulamaların, dünyada ekonomik ve toplumsal açıdan büyük etkilere yol açmış belirli olaylarla paralel olarak öne çıktığı söylenebilir. Tarihteki izlerinin ilkine, 19. yüzyılda İngiltere'de endüstriyelleşmenin yarattığı olumsuz koşullara karşı çıkarak zanaatkarların sosyal koşullarının rehabilitasyonuna ve daha geniş bir toplum bilincinin oluşmasına odaklanan Arts and Crafts Hareketi'nde2 rastlayabiliriz. 20. yüzyılda ise, 1940-1950'lerde savaş sonrası yeniden yapılanma döneminde yaşanan mali krize üretilen yanıtlara, 1960’ların radikal toplumsal hareketlerine, 1970'lerde yaşanan ekonomik durgunluğa karşılık gelen ve neoliberalizm politikalarının yarattığı etkilerle mücadele eden yaklaşımlara değinebiliriz.
Bu bağlamda detaylandırırsak 1960’ların İtalya’sının çalkantılı siyasi ve sosyal ikliminde, dönemin avangart düşünürlerini, tasarımcılarını ve üreticilerini bir araya getirip 70’lerin başına kadar etkili olan, Archizoom ve Superstudio gibi tasarım gruplarının öncülüğündeki Radikal Tasarım Hareketi’ni3 anabiliriz. Ya da, 1964'te, İngiliz grafik tasarımcı Ken Garland liderliğinde, onlarca tasarımcı, fotoğrafçı ve öğrencinin desteğiyle, tüketim kültürüne karşı grafik tasarımın hümanist boyutuna vurgu yapmak için yayınlanan, 2000 ve 2014 yıllarında farklı gruplar tarafından güncellenerek yeniden gündeme getirilen First Things First4 manifestolarına göz atabiliriz. Benzer şekilde, 1970’lerde tasarımcıları, mevcut sistemin dayattığı tüketim toplumu yaklaşımını beslemek yerine, daha sürdürülebilir bir dünya yaratarak herkes için tasarım yapmaya davet eden, sosyal sorumluluk sahibi tasarım yaklaşımına öncü olan Victor Papanek’in çağrısını5 da inceleyebiliriz. Bir dizi çalışmaya cesaret verip geniş bir etki yaratan bu çağrıyı geliştiren Ezio Manzini’nin savunucusu olduğu sosyal yenileşim ve sürdürülebilirlik için tasarım6 yaklaşımına da değinebiliriz. Bu yaklaşım, daha sistemli, katılımlı bir perspektif önererek özellikle Kuzey Avrupa’daki katılımcı çalışmaları beslemiş ve bu anlamda etkili bir yol gösterici olmuştu. Bunlara ek olarak, neoliberalizmin belirli bir şekilde hareket etmeyi empoze eden hegemonyasına karşı, tasarımın politik yönüne vurgu yapan tasarım aktivizmi de, çoğunlukla demokrasi temelli, deneysel ve eleştirel yollar izleyerek bireylerin farkındalığını artırmayı ve onları harekete geçirmeyi amaçlayan aktivist tasarım müdahaleleri yaratmasıyla anılmayı hak eder. Tüm bu akımları, yaklaşımları takip eden gruplar, içinde bulundukları dönemin yarattığı etkilere karşı eleştirilerini yayınladıkları manifestolar ve ürettikleri tasarım pratikleri üzerinden gösterirler.
2000’li yıllar yaşanan ekonomik krizler, iklim değişikliği ve göç gibi küresel boyutta etki yaratan sorunların belirginleşmesiyle bağlantılı olarak, sosyal tasarım temelli seslerin belirgin şekilde yükselişe geçtiği bir dönemin başlangıcı. Bir başka yazımda vurguladığım ve Türkiye’den bazı örneklerini verdiğim gibi, 2020 yılının ilk aylarından itibaren tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi ve yarattığı küresel kriz de bu anlamda etkili oldu ve farklı geçmişlerden, disiplinlerden gelen bireyleri, çevrimiçi ortamlarda ürettikleri kolektif çalışmalarla, ortaya çıkan sorunlara işbirliği ve dayanışma içinde çözüm bulmaya yöneltti.
Sosyal tasarım alanını Türkiye yerelinde değerlendirdiğimizde; çeşitli toplumsal meseleleri dert edinen ve bunlara yaratıcı yöntemlerle çözüm arayan girişimlerin özellikle son 10-15 yıl içinde arttığını görürüz. Dünya genelinde olduğu gibi, ülkemizde de, bu yaratıcı uygulamaların şekillenmesinde yerel sosyal, politik ve kültürel bağlamın payı olduğunu söyleyebiliriz.7 Örneğin; 1999 yılında Gölcük ve Düzce, 2011’de Van ve 2020’de Elazığ’da olduğu gibi can kaybı yüksek, büyük depremlerin, ülke genelinde gönüllülük ve dayanışma değerlerini canlandırarak, insanları harekete geçirdiği görülmekte. Bunun yanı sıra, 2005 yılında yoğun olarak başlayan kentsel dönüşüm faaliyetleri de yarattığı eşitsizlik, soylulaştırma, kentsel hafıza ve kültürel miras kaybı gibi etkilerinden dolayı ülke genelinde çokça eleştirilmekte ve birçok farklı grup tarafından başlatılan dayanışma mücadelesine konu olmakta. Bu bağlamda, Sulukule, Tophane, Şişhane, Tarlabaşı ve Uğur Tanyeli tarafından “dünya tarihinde mimarlık aracılığıyla itiraz eden ilk toplumsal hareket”8 olarak tanımlanan Gezi Parkı Direnişi’ni doğuran kentsel dönüşüm faaliyetleri, bu alandaki çalışmaların, mücadelelerin öznesi olmuş başlıca dönüşüm mekanlarından. Bu olaylar yapısal adaletsizliklere karşı mücadele hakkı, kent hakkı ve toplulukların yaşadıkları mekanlarla ilgili konularda kararlara katılma hakkı gibi toplumsal meselelerle ilgili farkındalık yaratmak için bireysel ve kurumsal gönüllüleri harekete geçirmekte.
Uygulamalar üzerinden örneklemek gerekirse; 1999 Düzce depremi sonrasında, evsiz kalan kiracı depremzedelerin konut sorununu çözmek için bir araya gelen farklı uğraşlarda bir grup gönüllü, Düzce Umut Atölyesi adı altında, yıllardır katılımcı çalışmalar yürütüyor. Sermaye-iktidar ilişkileri üzerine kolektif veri derleme ve haritalama çalışması olan Mülksüzleştirme Ağları, gönüllülerin katılımıyla, Soma maden felaketi, 3. Havalimanı inşası, Tarihi Emek Sineması ve Tarlabaşı kentsel dönüşümü gibi birçok sosyal olayın arka planını ve aktörlerini ortaya koyuyor. Özgür Kazova, üretim araçları üzerinden şekillenen geleneksel işçi sınıfı mücadelesiyle iç içe geçmiş ilginç bir tasarım müdahalesi örneği olarak karşımıza çıkıyor. Sokak Bizim, Şehrine Ses Ver gibi oluşumlar, kentsel kararlarda söz sahibi olmaları için insanlarda farkındalık yaratmaya ve onları harekete geçirmeye çalışan projeler yürütüyor. Oda Projesi, İlya’nın Kuzguncuk Kent Bostanı ve Tarihi Yedikule Kent Bostanları gibi girişimler mekansal ve kültürel etki bağlamında kentsel dönüşüme odaklanırken, Crafted in İstanbul ve Made in Şişhane gibi projeler bu dönüşüm kararlarından etkilenen zanaatkarları merkezine alıyor. Bu girişimlerin çoğu ya doğrudan soylulaştırmaya karşı bir tutum sergiliyor ya da yerel sosyal ve politik bağlama atıfta bulunarak olumsuz etkilerini azaltmaya çalışıyor. Özellikle son on yıldır gündemde olan Suriye göçmen krizi DUI, JOON ve KÜME (Kadınlar için Üretim Merkezi) projesi gibi girişimlerde olduğu gibi, yaratıcı disiplinlerden bireylerin ele aldığı konuların başında geliyor.
Sosyal tasarımın genellikle uzman olmayan uygulayıcıları, tasarım dışı alanlarla yakın ittifakları, politika bürokrasileriyle veya tersine, taban eylemleriyle bağıntılı olmayı içerdiği ve yerel düzeylerde gerçekleştirildiği göz önüne alındığında9, radarın altında kalan ancak sahaya önemli katkılarda bulunan bu saydıklarıma benzer başka birçok uygulama mevcut. Bu yaratıcı pratiklerin daha görünür olmaya, etkileşimin, işbirliğinin ve dayanışmanın artmasına ihtiyaçları var. Bu bağlamda, bu amaçlar doğrultusunda oluşturulmuş Sosyal Tasarım Platformu, bilgi ve deneyim paylaşımı ile toplumda farkındalık yaratarak alandaki pratiklerin yaygınlaşmasını sağlamayı ve kurabilecek yeni dayanışmalarla toplumsal sorunlara birlikte çözümler bulmanın yollarını keşfetmeyi hedefleyerek, alandaki örnekleri bir araya getiriyor. Türkiye’deki mevcut durumu ve çeşitliliği bütüncül bir bakış açısıyla görmeye imkan tanıyan bu Sosyal Tasarım Türkiye Ağı platformunda yer verilen çalışmalar ve niceleri, sosyal fayda odağında faaliyet göstermek isteyen herkese, neler yapıldığı ve yapılabileceği konusunda öngörü sağlayarak yol gösterici olabilir.
Notlar
1 Leah Armstrong, Jocelyn Bailey, Guy Julier, & Lucy Kimbell. (2014). Social Design Futures. the Arts and Humanities Research Council (AHRC) için hazırlanmış rapor. University of Brighton and Victoria and Albert Museum.
2 Victoria and Albert Museum. “Arts and Crafts: an Introduction.” https://www.vam.ac.uk/articles/arts-and-crafts-an-introduction
3 Zoya Gul Hasan. (2019). “Radical Design Movement: The Latest Architecture and News” https://www.archdaily.com/880253/9-of-the-most-bizarre-and-forward-thinking-radical-architecture-groups-of-the-60s-and-70s
4 The First Things First Manifesto. http://www.designishistory.com/1960/first-things-first/
5 Victor Papanek. (1985). Design for the Real World: Human Ecology and Social Change. https://designopendata.files.wordpress.com/2014/05/design-for-the-real-world-victor-papanek.pdf
6 DESIS Network: Design for Social Innovation and Sustainability. https://www.desisnetwork.org/
7 Selin Gürdere Akdur & Harun Kaygan. (2019). Social Design in Turkey through a Survey of Design Media: Projects, Objectives, Participation Approaches. The Design Journal, 22:1, 51-71, DOI: 10.1080/14606925.2018.1560592
8 Uğur Tanyeli. (2013). Dünya tarihinde mimarlık aracılığıyla itiraz eden ilk toplumsal hareket. http://www.mimarizm.com/makale/dunya-tarihinde-mimarlik-araciligiyla-itiraz-eden-ilk-toplumsal-hareket_115529
9 Leah Armstrong, Jocelyn Bailey, Guy Julier, & Lucy Kimbell. (2014). Social Design Futures. the Arts and Humanities Research Council (AHRC) için hazırlanmış rapor. University of Brighton and Victoria and Albert Museum.
İlgili İçerikler:
-
“Yaşama Tutunma Çabası”, Salgınlar ve Öngörülemeyen Mimarlık
Lerzan Aras, ortaya çıkışının üzerinden bir yılın geçtiği covid-19 salgınının mimarlığa uzun vadeli etkilerinin olup olmayacağını araştırıyor.
-
Mimarlık Eğitimi Müfredatlarının Akreditasyonlar Işığında Yönetilmesi
Stüdyodan Notlar'da bu ay Sedef Doğaner ve Şebnem Önal Hoşkara ABD Ulusal Mimarlık Akreditasyon Kurulu NAAB'nin yakın zamanda geçirdiği değişime ve mesleğin dönüşümüne paralel olarak mimarlık eğitiminin nasıl evrilebileceğini kaleme aldılar.
-
COVID-19, Politikleşen Kent ve Müşterekler
Kentin Muhalif Yüzü'nde bu ay Fırat Genç, COVID-19 salgını dahil içinde bulunduğumuz çoklu kriz ortamında şehirleri müşterek olarak görmenin potansiyellerini öne sürüyor.
-
Post-pandemik Dünyada Tasarım ve Kamusal Alan
Post-pandemik dünyada kamusal mekanın üretiminde kutsallıkların terk edildiği yeni bir anlayış geliştirmek mümkün mü?
-
Covid-19 Karantinası : Mimarın Araçlarına Paralaks Bir Bakış Ortamı
Aslı Yalçın Covid-19 pandemisiyle birlikte mimarın teknolojiyle ilişkisinde virtüel flanör ve dronör rollerini sorgulayarak transhümanist olasılıkları ortaya seriyor.
-
Müşterekler Olarak Yaşam
Stavros Stavrides, koronavirüs pandemi krizine çözüm olarak ortaya çıkan müşterekleşme pratiklerinin kolektivite, işbirliği ve dayanışma ile nasıl çözümler ürettiğini anlatıyor.
-
Pritzker Ödülleri, Venedik Bienali ve Mimarlığın Marka Değeri
Lerzan Aras, mimarlığın toplumla ilişkisinin dönüşümünü ve bu yaklaşımın kurumsallaşmasında bienal ve ödüllerin üstlendiği rolü kaleme alıyor.
-
Koronavirüs Pandemisinde Sosyal Tasarım
Sosyal tasarım içinde bulunduğumuz kriz ve ardından yeniden kurulacak toplumsal ilişkiler için neler öneriyor?