Mimarın Laboratuvarı

Princeton Üniversitesi için tasarlanan proje mimarlar için bir deney ve araştırma ortamı sunarken, malzeme ve üretim yöntemleri konusundaki yeniliğe ve gelişime açık yaklaşımını kendi inşa süreciyle ortaya koyuyor.

The Living tarafından gerçekleştirilen proje robot teknolojileri gibi bilgisayar teknolojilerinin fiziksel olanla buluşarak gömülü sistemlere dönüştüğü her türlü konu üzerine disiplinlerarası araştırmaların yürütüldüğü bir laboratuvar. Bu noktada yapının kendisi de bir deney ve araştırma aracı olarak tasarlanmış. Biyologların mikroorganizmaları incelemek için mikroskop kullanması gibi mimarların da bu yapıyı binalar üzerinde çalışmak için kullanması planlanmış.

Bir açık kaynak olarak nitelenen yapının, değiştirilen ya da iyileştirilen sistemlerle zaman içinde evrilmesi öngörülmüş. Yeni şartlara uyum sağlarken herhangi bir yenileme ya da ek ihtiyacı duymayacak olmasıyla sürdürülebilir bir kimlik kazanan yapı aynı zamanda sıfır enerji tüketen radyan ısıtma ve pasif havalandırma gibi başka sürdürülebilir sistemlere de sahip. Laboratuvarda aynı zamanda ABD’de bir ilk olmak üzere çelik yerine ahşaptan üretilmiş beş tonluk bir portal vinç bulunuyor.

Yapının cephesi daha önce inşaatlarda yapı iskeleleri olarak kullanılan ahşabın toplanıp yeniden değerlendirilmesiyle inşa edilmiş. Ahşap keresteler önce tek tek fotoğraflanmış, daha sonra bu proje için özel olarak geliştirilen bir yazılım ile üzerlerindeki budak noktaları tespit edilmiş. Tespit edilen budakların hatlarını, mikro izleri ortaya çıkarmak için de basınçlı kum kullanan bir CNC makinesi üretilmiş. Toplam 900 parça ahşap, budak izleri ve renk tonlarına dikkat edilerek gruplanmış ve boyutları ayarlanmış. Ahşapların cepheye nasıl yerleşeceğine ise yapılan güneş analizlerine göre karar verilmiş. Düzensiz formlarıyla çok ve farklı gölgeler yaratan bu mikro izler sayesinde yapının arzulanan ısı yalıtımına sahip olması sağlanmış.

Ortaya çıkan cephe tasarımı aynı zamanda doğal çeşitliliği öne çıkararak malzemelere yeni bir açıdan bakma fırsatı sunuyor. Binaları malzemeler, enerji ve iş gücünün geçici formları olarak gören bir perspektif geliştiriyor. Her şeyin ötesinde proje, yüksek teknoloji-düşük teknoloji, aşina olunan ve yeni, işlevsellik ve estetik, dijital ve biyolojik gibi ikilikleri bir araya getiren melez bir tasarım yaklaşımı öneriyor.

Embodied Computation Lab: Facade with Shifting Tone and Shadows from The Living on Vimeo.

Etiketler: