Ortak Geleceğimizi Düşlemek, Atatürk Kitaplığı
Alexis Şanal ve Ali Taptık, Ortak Geleceğimizi Düşlemek adlı manifestolarında gelişen teknolojilerden sonra kütüphanelerin tekrar nasıl işlevselleştirilebileceğini araştıran bir süreç sunmuşlar. Kitle iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle bilgiye ulaşma süreci çok daha basite indirgendi. Oturduğunuz yerden hem kolayca bilgiye ulaşabilir hem de bilginizi ağ üzerindeki bütün herkesle paylaşabilirsiniz. Açıkçası bilginin böyle kolay erişilebilir olması kütüphanelerin kamusal anlamda çok önemli bir yere sahip olduğunu düşündüğümden beni hep korkutmuştur. “İyi güzel de, kütüphanelere şimdi ne olacak?”, “Kütüphaneler kitapların depolanacağı alanlar mı olacak?” gibi sorular aklıma takılıyordu. Bir bakıma manifesto da bu sorulara cevap arıyor. Atatürk Kitaplığı’nı araştırmanın habitatı olarak kullanan manifestoda Şanal ve Taptık, geleneksel yöntemleri yeni koşullara uydurarak yüz yüze bilgi aktarımını sağlayan buluşmalarla araştırmalarını derinleştiriyorlar.
Hem İstanbul’un en önemli kütüphanelerinden biri olması hem de AKM, İTÜ Taşkışla ve Gümüşsuyu kampüsleri gibi bilgiyi işleyen ve farklı şekilde üreten kurumların arasında kalması nedeniyle önemli bir yere sahip olan Atatürk Kütüphanesi’nde kültürle kamunun diyaloğa girmesini amaçlayan manifesto, bienal sırasında ve sonrasında da bu süreci devam ettirecek. Kamusal alanda gerçekleşmesi nedeniyle oldukça şeffaf bulduğum proje, kentsel planlamacıdan kütüphane görevlisine kadar birçok kişiyi kütüphanenin geleceğini kurgulamak amacıyla bir araya getiriyor. Gerçekleştirilen politikalar nedeniyle kültür ve kamunun birbirlerinden kopmasına dur demek amacıyla kütüphaneyi, özellikle unutulmaya yüz tutmuş Atatürk Kitaplığı’nı, kültürel bir merkez olarak alması manifestonun en çarpıcı noktalarından biri.
İlgili İçerikler:
-
GEMSS’23 Sergisi 20 Aralık’ta Kapılarını Açıyor
-
GEMSS’23 Başvuruları Başladı
-
Pera Müzesi’nden Yeni Sergi: “Zamane İstanbulları”
-
Commons & Communities İstanbul’da Ortak Yaşam Kültürüne Dair Deneyimler Paylaşıldı
-
Commons & Communities İstanbul, 6 Ekim’deki Seminer ile Salt Galata'da Başlıyor
-
Yeni bir Bienalin Eşiğinde: “Aura ve Sergilenebilirlik”*
Bienaller mevsimine girdiğimiz bu aylarda, sanat deneyimine ve bununla ilgili olarak bienallerin tarihine farklı bir açıdan bakmak mümkün mü? Damla Göre, bu soruyu, Walter Benjamin ve sanat eserinin giderek değişen alımlanışı aracılığıyla ele aldı.
-
Acaba Size “Antroposen” Yerine “Antreposen” Diyebilir Miyim?
Eğer mimari kararların da ekosisteminden söz ediyorsak, aradaki farkı ortaya koyan bir mimari eylemsellik, süreci bütünüyle bambaşka bir modele sıçratacak bir kurgulama potansiyeline sahip.
-
Bir Halk Sağlığı Sorunu Olarak Bienaller
16. İstanbul Bienali’nin, doğrudan veya dolaylı yoldan ilişkili olduğu halk sağlığı problemlerini bertaraf etmesi için, asbestli mekanları terk-i diyar eylemesi tek başına yeterli olmayabilir.