Peyzajın Görünmeyeninin Temsili

ZEYNEP ŞAHİN ERCAN

Temsil, tasarım dünyası içinde yer alan ve çokça tartışılan uçsuz bucaksız bir konu olarak devamlı gündemde kalmakta. Mimarlık eğitimi sırasında sanat tarihçileri, mimarlık tarihçileri tarafından verilen temsile dair çokça derse ve seminere katılmış biri olarak bu yazıda, temsilin büyük kapsamı içinde yalnızca küçük bir aralığa değineceğim.

Mimarlık disiplinlerinde fikirlerin somutlaştırılmasını, tasarlayanın zihni dışındaki ortamlarda deneyimlenebilmesini ve diğer kişilerle paylaşılmasını sağlayan araçların tümü temsil olarak tanımlanabilir. Bu araçlar sayesinde mimarlar zihinde kurgulanan fikirlerini dışsallaştırır. Aynı zamanda aktarılabilir ve tartışılabilir somut ortamlara döker.

Temsilin doğasında, tasarımcı ile etkileşim halinde bulunduğu canlı bir iletişim ağı vardır. Düşünce imgelerle ortaya çıkar;1 onu somutlaştırma için kullanılan her yöntemde, kendine özgü yeni bir etki alanını oluşturarak tasarlayan ile yeniden iletişime girer. Tasarımcı ve temsil arasındaki bu etkileşim içinde, tasarım tekrardan evrim geçirerek olgunlaşır. Bu yanıyla temsil, mimarların düşüncelerini dışsallaştırdıkları edilgen bir araç olmaktansa, onu şekillendiren aktif bir araca dönüşür. Temsilin bu paradigmatik yapısı tasarım sürecinin kendisini bir tasarım nesnesi haline getirerek tasarım ve mimarlığın etki ve araştırma alanını genişletmiştir.

Söz konusu peyzaj mimarlığının temsili olduğunda ise diğer tasarım ve mimarlık disiplinlerine özgü temsil araçlarından farklı yöntemlerin arayışı gündemdedir. Bu arayışın temelini peyzajın temas içinde olduğu konulara değinerek açmak gerekir.

Andre Citroen Parkı, Garden in Motion (hareket halindeki bahçe); fotoğraflar: www.gillesclement.com

Peyzaj mimarlığının tasarım ölçeği, sorumluluk alanları çok çeşitli olsa da konusu doğanın parçası olan veya bir şekilde doğasından kopmuş olsa da yeniden doğayla bütünleştirilecek yerle ilişkilidir. Tasarlanan son üründe aranan yaşayan, değişen doğa içine canlı bir organizma olarak dahil olmasıdır. Bu özelliğiyle tasarlanan peyzaj bir anlamda doğanın bir parçası olarak, doğayla eş hareket halindedir.

Diğer mimarlık disiplinlerinden farklı olarak peyzajın temsilinde, peyzajın kendisinin zamana meydan okumuyor, bilakis zaman içinde değişiyor olmasının önemli bir etkisi vardır. Bu anlamda peyzaja, tasarlanan bir nesne değil tasarlanan bir süreç olarak bakmak daha iyi olur. Peyzaj mimarlarının tasarladığı parklar, bahçeler, meydanlar zaman içinde kullanıcıların, bitkilerin, hayvanların etkisiyle; bazen de suyun, güneşin, rüzgarın ve toprağın değişkenliğiyle, ani veya durağan hareketliliği içinde evrilir. Ani ya da zamana yayılan bu değişimlerin tümü ile zamanın peyzaj üzerindeki bu ilk bakışta beklenmeyen etkisi, onun canlılığının ispatı gibidir.

Peyzaj her zaman hareket halindedir, yeniden ve yeniden şekil değiştirir. Peyzajın hiçbir zaman tam olarak başlamamış veya bitmemiş, bu sürekli var olma hali onun zaman içinde birçok halinden bahsettirebilir; ama tam olarak son halinden bahsetmek mümkün değildir. Borges’in büyülü Kum Kitabı öyküsündeki gibi; her kim kitabı açarsa, sayfa numaraları büyümeye başlar, kitabın ne başı ne sonu vardır, görülmüş bir sayfa bir daha görülemez.

Tüm canlılarda olduğu gibi bu dönüşümün evreleri içinde peyzaj da farklı yaşam dönemlerine ilişkin farklı deneyimler sunar. Bu durum, peyzajın düşünce aşamasından fikrin sahibinden bağımsızlaştığı temsil aşamasına kadar önemlidir. Peyzajın değişimini ve anlarını kaydetmek, peyzajın bu deneyimini temsil etmek ve dönüşüm sürecini belirlemek için olanak tanır. Peyzaj mevsimlerden, doğa ve kullanıcı etkisinden ve de en önemlisi kullanım ömrü boyunca geçireceği sürenin etkisinden ayrıştırılamaz. Peyzaj mimarı, nispeten tahmin edilebilir bir zaman aralığı için tasarlanmış anların bütünü için bir fikir geliştirmeye çalışır. Bir fikrin zihinde oluşumundan somutlaştırıldığı temsil aşamasına kadar devam eden süreçlerde “zaman” peyzajın görünmeyen ama etkili bir paradigmasıdır.

Peyzaj tasarımında öneriler mevcutun yerine geçme, mevcutla birleşme, beraber değişme ve sonra beraber dönüşme halindedir. Bu "hareket halindeki bahçe"2 akışın bazı anlarını yakalayan ağır çekim fotoğraf serisiyle temsil edilebilir. Bu temsiller yaşam süresi içinde tasarımın farklı hallerini anlatabileceği gibi peyzajın tahmin edilebilir mevsimsel veya yıllık dönüşümlerinin öngörülerinin de somutlaştırılması olabilir.

20.yüzyıldan sonra mimari kolajlar da bu öngörülerin ortamını temsil etmek için kritik bir araç oldular. Bilgisayar teknolojisinin ilerleyişiyle kolaj yöntemi; birlikte ilişkilendirme, etraflıca düşünme aracı olarak kullanılmayı sürdürdü. Günümüzde bu teknolojik yenilikler birbirinden farklı malzemeleri, imajları, fikirleri bir düzlemle çakıştırmak ve birbiri ile ilişkili kullanmak için pratik bir alan yaratıyor.

Chistophe Girot ve Fred Truniger’in Landscape, Vision, Motion adlı eseri bu anlamda peyzajı görme, düşünme ve yansıtma biçimlerimize yön vermesi açısından çeşitli temsil yöntemleriyle ilgili derlemelerden oluşur.3 Girot, haritalama ve plan üzerinden anlatmanın kendi başarı üst limitine ulaştığını, ağır çekim fotograf serileriyle, "ardışık fotoğraflamayla animasyon" olarak isimlendirdiği video tekniğinin peyzajı temsil etmekte yeni bir form olduğunu belirtir. Peyzajın farklı zamanlarına dair değişimlerini animasyona dayalı ardışık fotoğraflamayla açığa çıkarmak, bu dönüşüm süreçlerinin ve farklı etkilerinin temsilini mümkün kılar. Sanatçı ve animasyoncu Jashua Mosley’in ardışık fotoğraflamayla temsil ettiği animasyon işlerinde bu anlamda peyzaj ve ardışık zaman ilişkisi görülebilir.

Mimar Mitchell’in yirmi yıl önce City of Bits4 kitabında tasvir ettiği, yeni mimarinin bitlerden oluşturulduğu şehirde görsel ağ ile sarmalanmış olmak, anlık veri ve imaj akışının çokluğu peyzaja ait dijital imaj üretimlerini de etkilemiş durumda. Önceleri farklı medya araçlarının ulaşılabilirliğinin arttığından bahsederken, günümüzde bu araçların programlanabilirliği mimarlık disiplininde düşünce üretme kaynaklarının ve bunun etkisiyle düşünme biçimlerinin çoğalmasına vesile oluyor. Maket ve kağıt ile yapılan iki ve üç boyutlu aktarımlara sayısal ortamda dördüncü boyutta temsilin de eklenmesi, peyzajın zaman ile ilişkisinin temsil ve aktarım sürecinde daha başarılı bir şekilde sunulmasını sağlıyor.

Peyzaj mimarlığının temsilindeki sonsuz arayışlar, peyzaja bakışın ve bu arayışla birlikte şekillenen sayısal yöntemlerin gelişmesiyle, tasarımcıları fikirlerinin somutlaştırılması bağlamında özgürleştiriyor. Şüphesiz ki bu özgürleşmeyle, yeni yöntem ve deneyimleme araçları gelecek peyzaj mimarlığı ortamına ilham verecektir.

NOTLAR
1 Giordano Bruno, “To think is to speculate with images.”
2 Gilles Clement’in "garden in motion" deyimi yerine kullanılmıştır.
3 Christophe Girot, Fred Truniger, Landscape Vision Motion
4 William J. Mitchell, 1995. City of Bits: Space, Place and the Infobahn

Etiketler: