Bu ay mimarlık, kent ve doğa arayüzünde farklı ölçek ve biçimde üretimlerden örnekler var. X-Architects tasarımı Wasit Tabiat Koruma Alanı Ziyaretçi Merkezi, SLA Architects tasarımı Yeşil Ayak İzi Parkı, Burcu Serdar Köknar kaleminden Berlin Peyzajları ve Georges Batzios tasarımı To Tsai Çayevi bunlardan. Ayrıca Ersen Gürsel tefrikamızın dördüncü bölümünde Akdeniz peyzajıyla bütünleşen Aktur Tatil Siteleri’nin sürecini de okuyabilirsiniz. Bunların yanı sıra Şanal Architects tasarımı Ersa Ideas House, CM Mimarlık projesi Hep İstanbul ve ID-İstanbul tasarımı Garage Kuaför de bu sayıda. Şebnem Şoher’in Lizbon’daki Mimarlıkta İnovasyon Nedir sergisine dair izlenimlerini ve Levent Şentürk editörlüğündeki kitap eleştirileri bölümünde Deniz Balık'ın kaleminden “Adolf Loos: Mimarlık Üzerine” yazılarını da bu sayıda okuyabilirsiniz.
“Her şey daha önce oldu ve her şey yeniden olacak.” Bizim aşina olduğumuz ifadesiyle “Tarih tekerrürden ibarettir.” olarak karşılayabileceğimiz bu kehanetvari cümle, İskoç yazar James Matthew Barrie’nin 20. yüzyıl başında yarattığı roman karakteri Peter Pan ve onun hayal dünyasının ana fikriydi.
Slayt, diapozitif filmin kullanıldığı yaygın bir görüntü saklama mecrasıydı yakın geçmişe kadar. Slayt filmi, dolaysız sonuçlara ulaşmayı mümkün kıldığı, yani banyo edildiğinde karta baskı gerektirmediği için ucuzdu.
Tarihinde sık sık odağı olduğu erk sahibinin mekansal etkisini ve yıkımını deneyimlemiş Berlin, metropol niteliğine rağmen peyzajını koruyor ve kent yaşamının her anına dahil ediyor. Burcu Serdar Köknar, Berlin’in güncel kent örüntüsünü ve yaşamını yazdı.
Şebnem Şoher, Lizbon Doğa Ve Bilim Tarihi Ulusal Müzesi’nde 4 Mart - 30 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen “Mimarlıkta İnovasyon Nedir?” sorulu sergiye dair izlenimlerini yazdı.
İstanbul'da değerli-değersiz, sağlam-çürük her türlü yapının bir anda çöpe dönüştüğü dönemlerde kıyı dolgularının da artması bir tesadüf değil.
Ersen Gürsel, mimari pratiğinin mihenk taşlarından olan Aktur Bodrum ve Datça tatil sitelerinin ortaya çıkışını anlatıyor.
Yüzyılı aşkın bir süredir, Avusturyalı ve Çekoslovak mimar ve kuramcı Adolf Loos’un (1870-1933) sosyal, kültürel, sanatsal ve ekonomik yönden okunmaya elverişli yazıları ve konuşmaları, mimarlık literatüründe çok geniş perspektifte ele alınıp yorumlanmaktadır.
Eray Çaylı’nın Zincirleme Reaksiyonlar’a katkısı, bizleri dijital devrim çağında mimarlık pratiğinin yeni yollarını düşünmeye davet etti.
Bugün de sıradan bir gün. Çürüksu Yalısı’nın sakini az evvel oturma odasına girdi.
Tasarım kullanıcılarla paydaşları etkileşime sokan katılımcı süreçlerle ne kadar fazla hemhal olursa, tasarımcı da o kadar bu operasyonların kolaylaştırıcısı (facilitator) ya da yöneticisi haline geliyor gibi görünüyor.