XXI’in Aralık-Ocak sayısında Teğet Mimarlık tasarımı Yapı Kredi Kültür Sanat Binası, A2 Tasarım’ın Kayseri Ticaret Odası Hizmet Binası, Frazzi Arquitectos tasarımı Geçit Yürüyüşü: Arkeolojik Yol, Müze ve Dinlence Evleri, Estudio Ramos tasarımı Figueras Ahırı, Levitt Bernstein tasarımı Wormholt Parkı ve Natura Futura Arquitectura tasarımı La Pesca Kent Restoranı projeleri var. Bunların yanı sıra kentsel politikalar ve sosyal konut olanaklarını konuştuğumuz Peter Barber söyleşisini ve Bart Decroos kaleminden, Aslı Çiçek’in BOZAR’da devam eden Atalar ve Ritüeller sergisi için yaptığı tasarımı da bu sayıda okuyabilirsiniz.
“Architecture must blaze” manifestosunun üzerinden neredeyse 40 yıl geçti ve Wolf D. Prix mimarlıkta kesin gözüyle bakılan her şeye meydan okumaktan hala heyecan duyuyor.
Casa Batllo’nun tavan pencerelerinden merdiven kovasına vuran bu ışığın ağaç yapraklarından süzülen ışıkla bir alakası var.
Eleştiri bir “sökme” tekniği ve mesleki alanın düşünsel, bilişsel alanının bir özelliği olarak görülebilir.
"AKM binasının tescil kararının kaldırılması ve özellikle de (bu kadar çalışan, yazan, çizen, konuşan, sunan, kurullarda yer alan uzmanın mesleki ortamlarda varlıkları hissedilirken) sessiz sedasız kaldırılabilmiş olması, AKM’nin yıkılmasından daha spekülatif ve bir o kadar da dehşet verici bir haberdir."
Moda krizde ve şu anki tüketimcilik tarzımızın sürdürülebilir olmayan etkileri bunun sadece ufak bir parçası.
Bu yazının gövde metninde bana ait olan tek kısım bu sekiz kelimelik başlık.
Peter Barber ile neoliberal kentsel politikalar altında şekillenen sosyal konutları ve katılımcı mimarlık olanaklarını konuştuk.
İdeal bir şehir yaratabiliriz, ama şehrin asıl başarısı tarih boyunca ideal olma özeliğini koruyabilmesidir.