Merhaba, ben Zeynep. TOBB ETÜ'de 4. sınıf öğrencisi olarak-aynı zamanda bahsettiğiniz jüriye katılmış biri- olarak yazıyorum. Kaynaklarınız ya da sizin düşüncelerinizi ayrı tutarak, yazdığınız yazıdaki bir yanlış aktarım hakkında bir dipnot düşmek isterim. Bahsettiğiniz stüdyonun konusu kesinlikle işkenceler hakkında olmamakla birlikte, 'hane' kavramının mimari programlarının tekrar değerlendirilmesi üzerinedir. Stüdyo kapsamında "hapishane, ibadethane, yetimhane, rasathane" gibi çok sayıda program çalışılmıştır. Stüdyo sürecinde öğrenciler hane ekinin mimarideki yansımalarını kendi hür iradeleriyle seçebilmiştir, sonuçta eğitimin yöntemlerinden biri bu olmalıdır herhalde. Ayrıca mimarlık eğitimi almış hatta bir alanında tez yazmış bir yazar olarak, mimarlık öğrencilerinin eğitimlerini, projelerini, emeklerini kaynağı kesin olmayan bilgilerle bu şekilde gölgelemeniz üzücü. Keşke size bu şekilde aktarım yapan kişiler öğrencilere de aynı şekilde aktarım yapsalardı, öğrencilere emeklerini gerliştirmelerinde doğru yolla yardımcı olsalardı. Bir yanlış paylaşım var ve bu kişiler keşke o anda düşüncelerini dile getirselerdi, hiç kimse bu şekilde karalanmazdı. Bahsettiğiniz eğitimcinin verdiği eğitimi sorgulamak yerine, yorum yapan eğitmenlerin o anda düşüncelerini esirgemelerini sorgulamanızı tüm arkadaşlarım adına isteyebilirdim.
ok
OGUZHAN TANER KARTAL
4 YIL ÖNCE
Hiç şaşırmadım! Ne yazık ki XXI dergisi eleştiri kisvesi takınan her yazıyı, bilginin kaynağını ve gerçekliğini sorgulamadan yayınlamayı adet haline getirmiş durumda. Maksat mimar dostlar bu mecrada acayip mimarlık eleştirisi yapılıyor "-muş" desin! Körlerle sağırlar birbirini ağırlasın...
us
USERNAME_ SİZ
3 YIL ÖNCE
Senem Hanım sizin mantığınıza göre Orwell'ın da 1984'ü hiç yazmaması gerekiyordu galiba?
us
USERNAME_ SİZ
3 YIL ÖNCE
Maalesef bu yazı sadece -mış ve -miş'lere dayanan bir magazin yazısı olmuş. Herhangi bir atölye yürütücüsüne yahut öğrenciye ulaşmayı deneseydiniz sizinle seve seve projelerini de, mevcutsa jüri kayıtlarını da paylaşacaklarına eminim. İşte belki o zaman bir görüş yazısı yazma şansınız olurdu ve kim bilir verimli bir tartışma da doğabilirdi. Ama bu haliyle sadece anlamsız ve kaynağı belirsiz bir dedikodular bütünü.