Zamanın Donduğu 54. Kat

ZEYNEP GÜNEY KİŞİ

Toronto Dominion Tower’ın (TD Kulesi) 54. katında bulunan yönetim bölümü, Mies van der Rohe tarafından tasarlanıp inşa edildiği günden bu yana, yarım asırdır özenle korunuyor.

Kanada’nın Ontario Eyaleti’ndeki Toronto şehrinin finans merkezinde yer alan Toronto-Dominion Centre (TD Merkezi); siyah çelik iskelet üzerine bronz renkli camla kaplı altı kule ile bağımsız tek katlı bir pavyondan oluşuyor. Toronto-Dominion Bank'ın genel merkezi olarak hizmet veren yapı grubu, aynı zamanda başka işletme ve firmalar için de ofis ve satış alanı sağlıyor.

TD Bank, merkez kulesinin 54. katını tüm iç mekan kurgusu ve mobilyalarıyla birlikte ilk günkü haliyle koruyor. Bu sayede Kanada’nın en iyi korunmuş modern ofis mekanlarından birine ev sahipliği yaparken, aynı zamanda bir finans merkezine dönüşen Toronto’nun tarihindeki çok önemli bir dönemi aydınlatıyor.

© TD Bank Group
© TD Bank Group
© TD Bank Group

Toronto’nun Silüetini Değiştiren Gökdelenler
Toronto-Dominion Bank ve CEMP Investments, 1962'de; o tarihte ülkedeki en yüksek bina olacak Toronto-Dominion Center'ı inşa ederek Toronto'nun silüetini değiştirmeyi planladıklarını duyurdu. John B. Parkin ve Bregman + Hamann'a, tasarım danışmanı olarak Ludwig Mies van der Rohe destek verdi. Mies'in orijinal TD Merkezi projesi, 55 katlı Toronto-Dominion Bank Tower ve 44 katlı Royal Trust Tower ile, King ve Bay Caddeleri'nin köşesindeki tek katlı bağımsız bir banka pavyonundan oluşuyordu. Kuleler Mayıs 1968’de resmen açıldı ve bu 1969 yılında vefat eden Ludwig Mies van der Rohe’nin son tasarımlarından biriydi.

"Tanrı ayrıntılarda gizlidir" sözüyle tanınan mimar, her projesinde olduğu gibi TD Merkezi’nde de bütün detaylara özenle yaklaştı; kulelerin arazideki yerleşimi ve kat planlarıyla birlikte, iç mekan için malzeme seçimine ve hatta mobilya tasarımına dahil oldu.

© TD Bank Group
© TD Bank Group
© TD Bank Group
© TD Bank Group
© TD Bank Group

Parsel sınırlarından içeriye doğru çekilerek, hem plazanın sanatsal faaliyetlerine ve özel etkinliklerine mekan sağlayan, hem de çevre binalardaki ziyaretçi ve çalışanların dinlenebilecekleri bir açık alan sunan TD Merkezi, 2003 yılında Ontario Miras Yasası'nın IV. Bölümü kapsamında "uluslararası mimari stilinin seçkin bir örneği" olarak belirlendi. Bunun üzerine banka, Mies'in birçok özgün tasarım kararını korudu. Özellikle günümüzde güneyi Canoe Restoranı, kuzeyi ise TD Bankası’nın toplantı odası olarak kullanılan 54. kat, binanın açıldığı 1968 yılındaki görünümünü büyük ölçüde koruyor.

Günümüzde Canoe Restoran tarafından kullanılan alan, gökdelen açıldığında Executive Yemek Odası ve Dinlenme Salonu olarak işlevlendirilmişti. © TD Bank Group

Merkez kule açıldığında İngiliz Milletler Topluluğu'ndaki en yüksek yapıydı ve gözlem galerisi Toronto'nun en iyi manzaralarını sunuyordu. Ziyaretçilerin 55. kattaki gözlem galerisinden yüksek kaliteli fotoğraflar çekebilmelerini sağlamak için, pencerelerde kullanılan bronz renkli camlar Kodak Şirketi’ne teste gönderildi ve camın çekilen fotoğrafların özelliğine katkıda bulunacak kalitede üretilmesi sağlandı.

© TD Bank Group
© TD Bank Group
© TD Bank Group

54. Katı Özel Kılan Ayrıntılar
Bu kata çıkan asansör alanından kuzeye dönüldüğünde ziyaretçileri, diğer gökdelenlerin inşaatından önce kesintisiz şekilde ufka kadar uzanan manzarasıyla resepsiyon alanı karşılıyor. Burada İspanya'nın Barselona şehrinde düzenlenen 1929 Uluslararası Fuarı'ndaki Alman Pavyonu için, Mies van der Rohe’yle birlikte Alman tasarımcı Lilly Reich tarafından tasarlanan ve günümüzde modern tasarımın klasiklerinden kabul edilen orjinal Barselona Sandalyeler yer alıyor.

Zemini İtalya'dan ithal edilen traverten mermerle kaplı. Tivoli’deki taş ocağından tek parça haline çıkarılan mermer plaka, Toronto’da parçalara bölünerek depolandıktan sonra, 54. kata döşenirken bir yapboz gibi tekrar birleştirildi. Böylece taştaki doğal kalsit damarı 45 m boyunca kesintiye uğramadan yerleştirildi.

© TD Bank Group
© TD Bank Group
© TD Bank Group

Resepsiyon aksının doğusunda toplantı odası ve kuzeydoğu ucunda o zamanki başkan Allen Lambert’ın ofisi bulunuyor. Batı yönünde ise diğer ofis ve çalışma alanları konumlanıyor.

Toplantı odasındaki, uçlara doğru hafifçe daralan, 11 m uzunluğunda dikdörtgen masa; İngiltere, Hampshire'daki Broadlands Malikanesi’nden temin edilen beş parça masif, kahverengi İngiliz meşesinden yapıldı. Ahşap parçalar büyüklükleri sebebiyle, dışarıdan 54. kata çekilerek, camlar takılmadan önce pencerelerden geçirildi.

Kat boyunca duvar panellerinde de aynı kahverengi İngiliz meşesi kullanıldı. Bu duvar panellerinin arkasında çok sayıda gizli dolap ve depolama alanı bulunuyor. Bazıları hareket ettirilebilen ahşap paneller sayesinde, gerektiğinde toplantı odası kapatılarak özel görüşmeler için izole bir alan sağlanıyor.

© TD Bank Group
© TD Bank Group
© TD Bank Group
© TD Bank Group

Toplantı masasının etrafı, yine Mies ve Reich tarafından tasarlanan Brno Sandalyelerle (32 adet) çevreleniyor. Brno Sandalyeler, günümüzde Çek Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan Brno şehrindeki, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Tugendhat Evi'nin yatak odası için tasarlanmıştı. Barselona Sandalyesi gibi, Brno da krom kaplı çelik çerçevelere ve deri minderlere sahip.

Katın kuzeydoğu köşesindeki Lambert Room, TD Başkanı Allen Lambert'in kişisel ofisi ve resepsiyon alanıydı. Ancak Lambert, TD Merkezi açıldıktan yaklaşık bir yıl sonra, asansör yolculuğunu çok uzun bulduğu için ofisini alt katlardan birine taşıdı. Yine de zaman zaman bazı toplantılarını, kesintisiz panoromik manzaraya sahip bu mekanda yapıyordu.

Tasarıma Eşlik Eden Sanat
Sanatı, tasarımının önemli bir bileşeni olarak gören Mies, TD Bank’ı Giacometti ve Joan Miro gibi sanatçıların önemli sanat eserlerinden oluşan uluslararası bir koleksiyon oluşturması için teşvik etti. Ancak, Başkan Allen Lambert, yalnızca Kanadalı sanatçıların eserlerini toplamaya yöneldi.

Jean-Paul Riopelle, Kompozisyon, 1952, Fotoğraf: Toni Hafkenscheid © TD Bank Group
Fotoğraf: Toni Hafkenscheid © TD Bank Group
Jack Bush, Rose, 1966, Fotoğraf: Toni Hafkenscheid © TD Bank Group
Pauta Saila, Bear, 1964, Fotoğraf: Toni Hafkenscheid © TD Bank Group

Ontario Sanat Galerisi'nin eski bir küratörü ve yöneticisi olan Dr. Martin Baldwin danışman olarak tutuldu ve tavsiyeleri, TD'nin günümüzdeki sanat koleksiyonunun dayanağı oldu. Koleksiyona ait eserlerden Jean-Paul Riopelle’ye ait Kompozisyon isimli tablo, 54. katın resepsiyonunda ziyaretçileri karşılıyor. Odanın karşısında ise, eşit derecede güçlü bir soyut resim olan Jack Bush'un Rose'u yer alıyor.

Nadiren halka açılan 54. katta, günümüzde TD Bank'ın sanat koleksiyonuna ait çağdaş sanat eserleri dönüşümlü olarak sergileniyor.

“Az Çoktur”
1886 yılında Almanya Aachen’da doğan ve sadelik konusunda etkili bir tarz oluşturan Mimar Ludwig Mies van der Rohe, modern tasarımın öncülerinden kabul edilir.

Gökdelenlere özel ilgi duyan mimar, çok katlı projelerinde kullandığı endüstriyel çelik ve cam plaka gibi malzemeleri modern detaylarla birleştirdi. Sade ve minimalist tarzında, işlevselliği formun önünde tuttu. Mies, zaman içerisinde fonksiyon ihtiyacının değişmesiyle form-işlev uyumunun bozulabileceğini, bu nedenle yapıların farklı işlevlere dönüştürülebilecek biçimlerde tasarlanması gerektiğini savundu. Gökdelen tasarımı hakkındaki düşüncelerini ise şöyle dile getirdi:


“Gökdelenler, inşaat sırasında cesur yapısal strüktürlerini ortaya koyuyorlar. Ancak o zaman devasa çelik ağ etkileyici görünüyor. Dış duvarlar yerine konduğunda, tüm sanatsal tasarımın temeli olan strüktürel sistem, anlamsız ve önemsiz formların kaosuyla gizleniyor. Bittiğinde, bu binalar sadece boyutları nedeniyle etkileyicidir; yine de kesinlikle teknik becerilerimizin basit örneklerinden daha fazlası olabilirler. Yeni problemleri eski formlarla çözmeye çalışmak yerine yeni formlar geliştirmeliyiz. Yeni yapı ilkelerini, en net olarak, dış duvarlar yerine cam kullandığımızda görebiliriz ki bu, yapı iskeletini hafiflettiği için de avantajlıdır. Cam kullanımı yeni çözümler getirir.“


Günümüzde gökdelen projelerinde, halen Mies’in tasarım disiplininin temelini oluşturan yapısal ızgara sistemiyle, temel planlama kurgusunun sürdürüldüğünü söylemek mümkün.

Kaynaklar:

Etiketler: