Seed Plaza | Jiaxing

EN

B.L.U.E. Architecture Studio tarafından tasarlanan Seed Plaza, Çin'in Jiaxing kentinin Nanhu Bölgesi'nde, kent ve doğal alan arasındaki sınırda konumlanıyor. Çevresinin yarısını çiftlik ve parkların, diğer yarısını ise konut ve ticari alanların sardığı yapı farklı yönlerde farklı manzaralara açılıyor. Plazanın etrafındaki yollar kesişerek insanları bir araya topluyor ve burayı tüm mahalle için dinamik bir merkez haline getiriyor.

Proje, gayrimenkul destek tesisi olarak tanımlanıyor ve şu anda bir sergi merkezi ve perakende satış alanı olarak kullanılıyor. Plaza, gelecekte bu bölgede yaşayanlar için bir toplum merkezi olarak hizmet verecek.

Pandemi sonrasında insanların doğayla daha fazla etkileşim kurduğunu ve açık alanları değerlendirdiğini gözlemleyen ofis, bu doğrultuda kentsel çevre ile doğal ekolojinin iç içe geçtiği, insanların şehirden çıkıp doğaya yönelmelerine yardımcı olacak, konforlu ve zengin açık hava etkinlik alanları yaratmayı amaçladı.

Projenin kilit unsurlarından biri, 7000 m2'lik mimari alanın içine yaklaşık 3500 m2 açık alanın dahil edilmesiydi. Gayrimenkul projelerinde genellikle, kapalı alan hacminin düşük tutulduğu tasarım yöntemleri gayrimenkul gelirinin mantığıyla çelişse de, bu projede işverenin doğa ve mimari mekanın bütünleştirilmesi konseptini desteklemesiyle, tamamen açık bir mimari form ortaya konabildi.

Aynı bölgede yaşayan insanların ilişki ve iletişim kurması amacıyla kurulan bu toplum merkezinde, mimari yapı içinde bir tür minyatür mahalle oluşturuldu ve mekanları birbirine bağlamak için "sokaklar ve ara sokaklar"dan faydalanıldı. Tüm yapıya serpiştirilen bitkiler sayesinde yeşil alan doğrudan yapının içine taşındı.

Binanın tamamı, çeşitli büyüklüklerde ve farklı şekillerde istiflenmiş 20 kutudan oluşuyor. İnsanların özgürce yürümesi ve keşfetmesi için kutuların arasında geniş açık alanlar yaratıldı. Düşey ve yatayda kesintisiz işleyen sirkülasyon hattı, insanların asansörlerin varlığını unutmasını, kendilerini binaya kaptırmalarını, günlük yaşamda rastlantısallığı ve benzersizliği deneyimleyerek dolaşmalarını sağlıyor. Kutuların birbirinden bağımsız mimari formları, binada gelecekte ihtiyaç duyulabilecek işlevsel değişiklikler için esneklik sunuyor.

Projenin yerleştiği alana ve müşterinin işlevsel gereksinimlerine dayanarak, mekansal organizasyon için dört kat oluşturuldu. Kat platformları adım adım geriye doğru çekilerek, cephede dağlık bir arazi izlenimi yaratıyor. Zemin döşemelerinde düz çizgilerin katılığından kaçınıldı ve mekansal bükülme yoluyla canlı ve dinamik bir görsel etki sağlandı.

Farklı açılarla yerleştirilen her bir kutu, farklı ölçek ve manzaralara sahip yarı açık alanlar oluşturuyor. Bu mekânlar birbirlerine bağlanarak hareket ve durağanlığı birleştiriyor, böylece sürekli ve canlı bir mekânsal alan yaratıyor. Kutuları ve sirkülasyon alanlarını birbirine bağlayan mekanlar yeşilliklerle çevrelendi. Mobilya ve oturma grupları sayesinde bu mekanlar, kent sokaklarında olduğu gibi ortak dinlenme alanlarına dönüştürüldü.

Üst üste yığılmış döşeme plakaları ve kademeli kutularla oluşturulan çatı boşluğuna dikilen ağaçlar, binaya dağılmış bir bitki örtüsü oluşturuyor. Atriyumun etrafında, zemin kattan çatıya kadar uzanan ve kesişen görüş hatlarındaki düzensiz şekilli açıklıklarda çeşitli türlerde çalılar ve yer örtücü bitkiler yetiştiriliyor. Bu açıklıkların kenarında durup katlara bakıldığında, katmanlı yeşillikle birlikte, güneşin hareketiyle oluşan ışık oyunlarında ve her esintide doğa yapının içinde canlanıyor. Böylece, merkezdeki bu açıklıklar mimarinin ana görsel odağı haline geliyor.

İnşaat aşamaları

Birinci kata çıkan basamaklar, kısmen toprağa gömülen zemin kat döşemesiyle meydanı birbirine bağlayarak yükseklik farkını ortadan kaldırıyor. Oturma, izleme ve aktivite alanına dönüşen mekan çeşitli kullanım olanakları sunuyor. Dördüncü kattaki büyük kutunun döşemesi, bakışları içeriye ve yukarıya yönlendirmek için bir tiyatro sahnesi formunda tasarlandı. Böylece yapıyı gezenler, yolun sonunda, bu özel sahnede gökyüzünü izleyerek dinlenebiliyorlar.

Malzeme Detayları
Bina cephesinde heykelsi bir bütünlük için gri ve beyaz tonları tercih edildi. Ancak 20 kutunun her birinde farklı cephe efektleri kullanılarak mahalle benzeri çeşitlilik desteklendi. Birinci ve dördüncü katlardaki kutularda, ticari veya sanatsal işlevlerine göre farklı parlaklık ve detaylara sahip metal paneller uygulandı. Merkezin çekirdek alanı olarak hizmet veren ikinci ve üçüncü katlarda ise, cephe malzemesi olarak, daha sıcak ve samimi bir etki için ahşap paneller ve taş kullanıldı.

Zemin kat döşemesi, meydanın peyzajıyla bağlantı kurmak üzere taş kaplandı. İkinci ve dördüncü katlarda brüt agrega beton kullanılırken, meydan ve üçüncü kat dış mekan döşemeleri lamine bambudan yapıldı. Ayrıca, her kutunun açık dinlenme alanlarında farklı malzeme ve dokular kullanıldı. Böylece, insanların katlar arasında hareket ederken, oluşturulan mahallenin zengin dokusunu deneyimlemeleri sağlandı.

Hızlı kentsel gelişim döneminde, toplum doymuş iç mekan kullanım alanlarının arayışındaydı. Ancak günümüzde dış mekânlar ve açık alanlar giderek daha önemli hale geliyor. 1/1 oranında iç ve dış mekana sahip Seed Plaza, insanlara mola verebilecekleri, doğayla bağlantı kurabilecekleri ve komşuluk ilişkileri geliştirip, yaşamlarının sınırlarını genişletebilecekleri bir alan sunuyor.

Etiketler: