ABD Büyükelçiliği’nin Yeni Binası Geleneksel Türk Mimarisinden İzler Taşıyor

New York merkezli ekip Ennead Architects tarafından tasarlanan Ankara'daki ABD Büyükelçiliği geçtiğimiz yıl hizmete açılmıştı. Ankara’nın yeni iş merkezi bölgesi olan Söğütözü'nde 3,6 hektarlık bir kampüste yer alan bina; kançılarya, güvenlik görevlisi lojmanı ve sosyal tesislerden oluşuyor.

Dezeen’e açıklamalarda bulunan Ennead Architects ortağı Richard Olcott Klasik Osmanlı Mimarisinin tasarımlarına büyük bir ilham kaynağı olduğunu ve tasarımlarının çıkış noktası olduğunu vurguladı. Özellikle Geleneksel Türk Mimarisinde yer alan “açıklık ve güvenlik dengesi” Ankara'daki ABD Büyükelçiliği’nin tasarımına önemli bir referans oluşturmuş.

Özellikle, Türkiye'nin en ikonik binalarının birçoğunu tasarlamaktan sorumlu olan ünlü 16. yüzyıl mimarı Mimar Sinan'ın çalışmalarına baktıklarını söyleyen Richard Olcott: “Sinan’ın görsel referans olarak kullandığımız binaları arasında İstanbul’daki sürekli avlular, kapılar ve eşikler dizisine sahip birçok binadan oluşan bir külliye olan Süleymaniye Camii de vardı. Bu tipoloji ve sıralama tarzı - kamudan daha özele geçiş - diplomatik kampüse yönelik tasarım yaklaşımımıza ilham verdi" dedi.

Üç adet iç avluyla bölünmüş olan yapı, Ennead Architects'in erişim ve mahremiyet seviyelerini yumuşatmak için kullandığı peyzajlı bahçelerle çevrili bir dizi doğrusal, taş kaplı form şeklini alıyor.

Caddenin gerisinde, büyükelçilik ile şehir arasındaki sınırı yumuşatmayı amaçlayan, ağaçlar ve bitkilerle dolu bir "varış meydanı" var. Bu meydanda, alanı ikiye bölen girişi kontrol etmek için dar bir köşk, ek bahçeler ve şansölyenin altın traverten kaplı çıkıntısının gölgelediği bir veranda yer alıyor.

Ennead Architects müdürü Felicia Berger ise yapıyı şu sözlerle tanımlıyor; ”Site planı, kampüste dolaşım için resmi bir organizasyon yapısı oluşturuyor ve sokaktan uzaklaştıkça kamudan özele doğru ilerliyor. Dar bina, tüm büyükelçilik ziyaretçileri için bir giriş pavyonu olarak hizmet ediyor. Kampüsün ön kapısının da yer aldığı bu giriş pavyonu ziyaretçileri, personeli ve ileri gelen devlet görevlilerini aynı şekilde karşılayan önemli bir temsili imaj sunuyor. Bu diplomatik tesis için yerel ve geleneksel malzemeleri kullanmak, iki kültürü maddi olarak bir araya getirmenin, Amerikan değerlerini temsil ederken Türkiye'nin zengin mimari geleneklerine atıfta bulunmanın bir yoluydu. Marmara mermeri, traverten, sıcak ahşaplar, seramik karolar ve turkuaz renklerden oluşan bir malzeme paleti Türkiye'de bulunan birçok zengin malzemeye referans veriyor”.

Büyükelçiliğin iç mekanları ise New York merkezli mimarlık stüdyosu Spacesmith ile işbirliği içinde tasarlanmış ve tıpkı dış cephede olduğu gibi, yerel ve geleneksel malzemelerin kullanımına odaklanılmış.

Etiketler: