Çatıdaki Kır

Yerleştiği bölgenin geleneksel üretim biçimlerine bağlı, sürdürülebilir bir yaşam sunan proje, çatısında açtığı ekim dikim alanlarıyla alternatif bir tarım modeli öneriyor.

Kentleşme sürecinde mimarisi ve yaşam alanları köklü bir biçimde değişen yerleşimin ana ulaşım aksı üzerinde bulunan konut, bu kırsalda doğup büyümüş ve bugün 50’li yaşlarında olan bir çift için tasarlanmış. Doğa ile bağlantılı bir yaşam süren çiftin gündelik işleri arasında bahçecilik, çeltik kurutma gibi tarıma dayalı aktiviteler yer alıyor. Sebze bahçeleri ve çok amaçlı oyun alanları da bu yerleşimdeki eski evlerin özünü oluşturuyor.

Toplam 80 m2'lik küçük bir alanda çözülen yapının zemin katı, çiftin ihtiyaçları doğrultusunda birçok karmaşık işlevi barındırıyor. Bu nedenle yerleşimdeki diğer yapılardan farklı olarak projede strüktürün izin verdiği ölçüde, çeşitli yüksekliklere sahip çok sayıda iç avlu oluşturulmuş.

Yapının çatısı, iç mekanda oluşturulan asma kat avlusuna bitişik bir biçimde en üst kottan zemin katına bağlanan bir oyun alanı ve sebze bahçesi olarak işliyor. Bu bahçede üretilen sebze ve meyveler doğrudan ailenin günlük besini olarak kullanılıyor. Bu sayede çift hem geleneksel üretimlerini sürdürebiliyor, keyifli vakit geçiriyor hem de ürettiklerini komşularıyla paylaşıyorlar. Mimari, sosyal etkileşimlerin tetikleyicisi oluyor.

Çatı, aynı zamanda yapı için yalıtım da sağlıyor. Bölgede yaygın olarak kullanılan ondülin çelik çatı kaplamasına kıyasla iç mekan sıcaklığında önemli bir düşüş gözlenmiş.

Çatı eğiminin işlevsel basamaklarla kademelendirilmesi, cephe yüksekliğini azaltırken yapının kentsel doku içinde baskın bir biçimde yükselmesini de önlüyor; konforlu bir eğim yaratıyor. “Kızıl çatı”, bu anlamda hem formu hem de işlevselliğiyle kırsal yaşam tarzını sürdürme niyeti taşıyor.