Daha Sağlıklı ve Yeşil Bir Şehir için Gelecek Vizyonu
1 Kasım 2021 tarihinde Archi Design Timber Talks Serisi kapsamında Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nde düzenlenen toplantının ardından; etkinliğin konuğu Kevin P. Flanagan; Demet Sürücü ve Melek Elif Somer’in ahşap yapıların, kentlerin geleceğindeki yeri hakkındaki sorularını yanıtladı.
2021 Güz Yarıyılı’nda başlanan, organizasyonunu ve moderatörlüğünü Demet Sürücü’nün yaptığı Archi Design Timber Talks Serisi’nde, sürdürülebilir ve kaynağı yenilenebilir tek yapı malzemesi olan ahşabın dünyadaki çağdaş tasarım ve uygulama örnekleri paylaşılıyor. Etkinlik kapsamında dünyanın farklı coğrafyalarındaki çağdaş tasarımların proje ve uygulama süreçleri, ahşabın yapı malzemesi olarak ön plana çıkan üstünlükleri ve yaşanabilir şehirler kurmaktaki payı tartışılıyor.
Demet Sürücü: İklim krizi, karbon emisyonlarının küresel ölçekte artması, bu değişimlerin kentsel alanları etkilemesi, özellikle 2000'li yıllardan bu yana (Expo Hannover) yapılaşma anlamında da önem ve görünürlük kazanan bir konu ve bu durum devam ediyor. Bu konu hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?
Kevin P. Flanagan: İnsanlığın yarısının veya 2050 yılı için öngörürsek üçte ikisinin kentlerde yaşadığını düşündüğümüzde iklim değişikliğinin bir kriz değil yaşam tarzının iyileştirilmesi için bir fırsat olduğuna inanıyorum. Evrimin türümüze gösterdiği, "kum saati" olayları olarak da bilinen, neredeyse nesillerin yok olması ve çevresel çöküş deneyimlerinin her birinin ardından daha akıllandığımız, nihayetinde uyum sağladığımız, sonuçta beyin büyüklüğümüzün ve öğrenme kapasitemizin arttığıdır.
Yaklaşık yirmi yıldır insan eğilimlerinin en kötü tarafları hızlandı ve bu durumu kontrol edebilmek için milyarlar düzeyinde harcamalar gerçekleştiriliyor. Kilitlenme durumu, krizin tanımlarından birisidir. Ama gerçekte bu çözümsüzlük durumu; genellikle çok da iyi niyetli bazı aktörler tarafından köpürtülen, bazen de yanıltıcı verilere dayanan bir kuruntudur.
Şu anda dünyanın birçok kenti, ilk tedbir olarak şehirlerinin sular altında kalmasını engelleme hazırlıkları yapıyor fakat arada bu soruna sebep olanlar da nakdi yardımlar alıyorlar.
Kısa sürede mantığa dayalı bir çözüm yolu bulunmalı. Sir David King kararlı bir şekilde hareket etmek için sadece beş yılımız olduğunu, yoksa önümüzdeki 1000 yıl için geleceğimizin belirleneceğini ifade etmiştir.
Melek Elif Somer: Pandemi döneminde bu konular daha da önem kazandı. Bu fikre katılır mısınız ve neden? Bakış açınızı bize anlatabilir misiniz?
KPF: Nüfus artışı ve endüstriyelleşmenin doğal ormanlara yayılımının patojenlerin "doğal olmayan" bir karışımına yol açtığı ve bu patojenlerin insan nüfusuna aktarıldığı görüşünün geçerliliği vardır. İklim değişikliği gerçekten de, farklı patojenler içeren, yeni yaşam alanlarına yönelik toplu göçlere yol açıyor.
Yirmi beş yıl önce bir iklim bilimci ile yaptığım konuşmada; eşi benzeri görülmemiş bu kitlesel göçlerin iklim değişikliğinin en önemli etkisi olacağı konusunda net fikirleri vardı. Covid’in tanımlanmasında ve haritalanmasında gözlemlediğimiz küresel işbirliği, insanlığın evrensel birlikteliğinde yeni ve önemli kanallar açtı. Bu kanalları, daha da yıkıcı olan çevre sorunlarının çözümünü kolaylaştırmak için yaşatmak durumundayız.
Sıcaklıkların yükselmesi bazı şehirleri halihazırda yaşanılamaz hale getirdi. Kentlerde ve kent yakınlarında fosil yakıtların ve ulaşım araçlarının yarattığı kirlilik yeniden planlama ya da topyekün taşınma süreçlerini de gündeme taşıdı. Son yirmi yılın uygunsuz ve istenmeyen etkileri izlendiğinde insanlık olumsuz bir duruma sokulmuştur. Kesinlikle çocuklarımıza, torunlarımıza hediye etmek isteyeceğimiz bir gelecek değil bu.
MES: Bir mimarın sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik sorumlulukları hakkında neler düşünüyorsunuz?
KPF: Küresel CO2 emisyonlarının yaklaşık %50'si, doğrudan sorumlu olmasalar da, mimarların dahil olduğu endüstrilerden geliyor. Yapı branşında CO2 düzeyini azaltmaya yönelik araştırma ve girişim eksiklikleri var. Bu araştırma ve girişimler ayrıca yapay zeka ve robotiğin benimsenmesi yolu ile konut fiyatlarının yarı yarıya azaltılmasında fayda sağlayabilirler. Üst düzey rehberlik ve açıkça belirlenen faydalar olmadan, yeni malzemeler ve bu malzemelerin pazar güçleri çok sınırlı ilerleyecektir. Beton yapı ve çelik endüstrileri halihazırda doğaları gereği birbirine bağlı enerji tedarikçileridir. Eylemleri mantıksız bir hareketsizliğe ve yavaşça kaynayan su dolu bir tenceredeki yakın tehlike karşısında kayıtsız kalan kurbağa analojisine dönebilir. Bence çoğu insan çok önemli bir şeyler olduğunun farkında, ancak küresel ölçeğin boyutu bu zorluğun görünürlüğünü alt ediyor. Elbette mantığa ters ve kavraması zor olan bilimi anlamayan ve şüphe ile yaklaşan küçük bir kesim de var.
Mutlulukla ifade etmeliyim ki, İskandinavya’da, sektördeki değişimi ifade eden “Yeşillenen Filizler”, daha etik yaşam tarzlarını benimseyen bir pazar gücü olarak Y kuşağında kendini ortaya koyuyor. Davamız yeni olduğu için, güncel ihtiyaçlar doğrultusunda kendimizi kurtarmak için, yeniden düşünerek hareket etmeliyiz; gözlemlemeli, düşünmeli ve davranmalıyız.
MES: Bir mimar olarak, sürdürülebilirlik faktörünü tasarıma entegre etmenin yolları nelerdir?
KPF: Amsterdam’da tamamlanan ve dünyanın en sürdürülebilir binası olarak kabul edilen ödüllü bir proje olan Edge; aynı zamanda her bireyin tercihine göre şekillenebilen gelişmiş teknolojik alt yapıya sahip bir bina yönetimini içeriyor. "Dinleyen" ve yapıdaki kişinin isteklerine göre çevresini değiştirebilen, konsantrasyonlarını yükseltirken, sosyalleşme becerilerini ve üretkenliklerini arttıran ve yapıda kalma sürelerini uzatarak onları "mutlu eden" interaktif bir tasarım. Bu tasarım, aynı zamanda doğaya ve güneşe bağlandı; güneş enerjisini depolayarak ve yağmur suyunun geri dönüşümünü sağlayarak iç mekanda ve dışarıda yer alan bahçelerde kullanıyor. Herkese fayda sağlayan, özgürlük nosyonuna dayalı erdemli bir döngü oluşturuldu.
DS: Var olan kentler için neler yapabiliriz?
KPF: İnanıyorum ki artık hepimiz, sağlıklı yaşamın birer parçası olan kent parklarında yürümenin, sosyalleşmenin, temiz hava almanın, ağaçlıklı ve yeşil bir alanda oturmanın bir esenlik olduğunu anladık. Büyük mavi gökyüzü hayalleri kurabilmek için, gevşeme ve daha geniş düşünebilme imkanı sunan daha fazla yeşil alana ihtiyacımız var.
MES: Geleceğin şehirleri için ne yapabiliriz?
KPF: Covid, neyin mümkün ve istenir olduğuna dair zamanı tekrar sıfırladı. Bir zamanlar hava kirliliğinin had safhaya ulaştığı Barcelona’nın yaptığı gibi; otomobil kullanımını azaltın, yürümeyi, bisiklete binmeyi, toplu taşıma araçlarının daha verimli kullanımını destekleyin, merkez dışı yerleşimler ve "15 dakikalık" şehirler fikrini teşvik edin. Yeşilin bir şehrin kalbini temizleyen akciğerler olduğunu ve yeni hibrit çalışma modellerinin daha mutlu ve üretken çalışanlar, vatandaşlar yarattığını anlamak gerekir. Daha fazla yurttaşlık bilincine sahip vatandaşlar yerel ihtiyaçları iyileştirmeye ve desteklemeye odaklanırlar. Daha sağlıklı, şehirlerin havasının daha temiz kalmasını sağlayan, şehrin genç sahipleri ve onların çocukları tarafından benimsenen mutluluk verici boşluklar ve alanlar oluşturmaya olanak sağlayan, endüstriyel masif ahşap gibi daha temiz ve sağlıklı malzemelerin kullanımını teşvik edebiliriz.
DS: Sizce çevre dostu malzeme nedir?
KPF: Benim doğal malzemelerin standart olması gerektiği inancına eğilimim var, bununla birlikte uygun durumlarda yapı ve yerlerin yaratıcı bir şekilde yeniden kullanımına...
Günümüzde kullanılan yapı malzemelerinin yaratmış olduğu etkiler gözden geçirilmeli ve kullanımları kontrol altına alınmalıdır. Geniş anlamda, uzun süreli faydaları sebebiyle yeni ve temiz endüstrilerin teşvik edilmesi gerekiyor.
DS: Sizce, çevre dostu yapı malzemeleri kullanmak daha sürdürülebilir bir geleceğin oluşturulmasında etkili bir yol mudur?
KPF: Ben, amacın kollektif sağlığımızın iyileştirilmesi ve bağışıklık sistemimizi negatif etkileyen kentsel stresten kaçınılması gereken Covid sonrasındaki dünyada bu soruyu anlamıyorum. Bu açıdan bakıldığında başka bir seçenek var mı? Artan kentsel nüfusa cevap ve sağlığımızı iyileştirme ve stresi azaltmaya yönelik gereklilik olarak, doğayı yeniden şehirlerimize davet etmek durumundayız.
Şu anda önümüzde tümü ile farklı iki gelecek perspektifi duruyor ve bunlardan biri insanlık için hayal edilmeyecek kadar kaotik ve dezavantajlı; açlık, balıkçılığın çöküşü, tatlı su rezervlerinin azalması, gıda kıtlığı, zararlı maddelerin artışı, endüstrilerin yan çıktısı mikro-nano plastiklerin daha fazla yayılması... Yutulan bu plastikler insan sistemlerini taklit ederek üremeyi olumsuz etkiliyor. Azalmayan, varlığı daimi kirlilik zihinlerimizi ve fiziksel sağlığımızı etkiliyor. Kentlerde hava kirliliği yaratan etkenler birçok ölümün başlıca sebebidir.
DS: Ahşap; çevreye dost tek yapı malzemesi midir?
KPF: Endüstriyel masif ahşap sektöre fayda sağlayacak çok olumlu niteliklere sahiptir. Tedariğindeki avantajların yanı sıra, yapay zeka ve robotik teknolojilerle üretilebilen, daha ucuz ve kısa sürede inşa edilebilir, daha sağlıklı bir malzeme vaat eder. Bu vaat ve kanıtlanmış sağlığa yönelik avantajları özellikle de Covid sonrası çok ciddi araştırılmalıdır.
MES: Avrupa Birliği İklim Eylem Planı’nda artan emisyonların bir nedeni olarak ormanların azalmasının gösterilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? "… Ağaçlar atmosferden CO2 absorbe ederek, iklimi dengelemeye yardımcı oluyor, ağaçları kestiğinizde ise bu faydayı sonlandırıyorsunuz hatta ahşapta depolanan karbon atmosphere salınıp, sera gazı etkisi yaratıyor…"
KPF: Avrupa’da bildiğim kadarı ile böceklerin keresteleri yiyerek sebep oldukları tahribat insanların kullanımla yarattıklarından daha fazla. Odun yiyen bu böcekler bir gaz salgılar ve saldıkları bu gaz endişelerimizi arttırıyor. Bu doğal zenginliği sadece işletilen orman olarak tanımlamak yeterince değerlendirmemektir. Amazon ormanlarının korunmasına yönelik istekler teşvik edilmelidir. Bu ormanlar kesinlikle korunmalıdır.
İşletilen ormanlar, nesiller boyu yapı endüstrisi ve daha önceleri de şu anda can çekişen bir endüstri olan kağıt üretimi için kağıt hamuru hammaddesi olarak kullanıldı. Şu anda çok az kullanılan, ham madde statüsündeki bu ormanlar CO2 sorunumuzu CO2'yi doğal bir biçimde depolayan bir endüstri ile çözüme ulaştırmak için değerlendirilmelidir.
DS: Doğal bir malzeme olarak ahşapla nasıl ve niçin çalışmaya karar verdiniz?
KPF: Cambridge Üniversitesi tarafından bir araştırma / hibe projesi kapsamında çalışmaya davet edildim.
DS: Ahşabın doğasından kaynaklanan bazı strüktürel dezavantajları, bir avantaja nasıl dönüştürebiliriz?
KPF: Çapraz laminasyon işlemi müthiş yapısal özelliklere sahip yeni bir yapı malzemesi ortaya çıkarıyor. Bu yapısal özellikler Kanada'da olduğu gibi devlet destekli tasarım ve yapım yarışmaları eşliğinde daha detaylı incelemelere tabi tutulmalıdır.
MES: Ahşapla planlama, tasarım ve inşada dikkat etmemiz gereken kesin bir sınırımız var mı?
KPF: Her malzemede olduğu gibi faydaları veya dezavantajları olabilir. Bunlar tam anlamıyla araştırılmalıdır ve aynı branşta olan bizler, şu an için tüm zorlukları göğüslemekle yükümlüyüz.
DS: Ahşap yapılar için çelik ve betonarme yapılardan farklı inşaat teknolojilerine ihtiyacımız var mı?
KPF: Yüksek yapılar için mevcut yapı inşa ölçüleri sadece betonarme ve çeliğe dayalı. Araştırmalar ortaya koyuyor ki, eğer endüstriyel ahşap elemanlarla çok katlı yapılar inşa etmek istiyorsak bu tabloları revize etmeliyiz. Hücresel yapısı ve oluşumu çok yönlü olan bu malzemenin büyük yükleri dağınık bir biçimde çözümlediğine inanıyorum. Bunun dışında malzemenin düşey yüklere ve burulmaya dayanımı da beklentileri aşıyor. Malzemeye özel kullanım optimizasyonunu ve sunabileceği tasarrufları anlamaya çalıştığımız için, bu yeni malzemenin gerçekliğini en iyi şekilde yansıtan, üretim endüstrisine yönelik bir rehber oluşturmak zorunlu görünüyor. Beton ve çelik teknolojilerinin kılavuzluğunu kullanmanın bir dezavantaj olduğunu ve eski yöntemleri pekiştirmeye hizmet ettiğini düşünüyorum.
DS: Ahşapla inşa etmek diğer yapı malzemeleri ile inşa etmekten daha mı pahalı?
KPF: Bazı örnekler; %15 - %20 arasında değişen tasarruf potansiyeline işaret ediyor. Aslında malzemenin hafifliği ve dayanımı inşaat sahasında daha az hareket ve el değiştirmeye dayalı zaman tasarrufu anlamına geliyor. Bu da hızı, güvenliği arttırıyor ve %40 oranında daha az atık yaratıyor. Bu sırada da karbon ayak izi görünür derecede azalırken, elli yıl içinde sökülüp, yeniden kullanılabilecek bir yapı elemanı yaratılmış oluyor.
MES: Ahşap yapıların yangın durumunda dezavantajlı olduğuna dair görüş hakkında siz ne söylersiniz? Ahşap bir yapı betonarme, çelik ya da kârgir yapıdan daha mı tehlikelidir? Yangından korunmak için özel yapısal önlemlere ihtiyaç var mı?
KPF: Beton yangında ağır ufalanır, betonarme içindeki çelik donatılar yangının etkisi ile genleşir, dışarı fırlar ve düşer, betonarme düzlem destabilize olur, bu çökmeye kadar gidebilir.
Çelik ateş kaynağından çok iyi korunmalıdır çünkü çelik aslında soğutulmuş sıvıdır ve sıvı haline geri dönmek ister. Bu sebeple yangın sırasında, özellikle de bir patlama, yangına dayanıklı koruyucu tabakanın etkisini ortadan kaldırmışsa, çelik dramatik bir biçimde başarısız olur ve işaret vermeden çöker. Çelik yapıların bu gibi durumlarda itfaiye erleri tarafından tehlikeli ve davranışı öngörülemez olarak kabul edilmesini anlıyorum.
Tuğla yapılar ise genellikle tuğla giydirilmiş çelik yapılardır (Not: Bu her coğrafya için geçerli olmayabilir). Ne tuğlanın, ne betonun, ne de çeliğin karbon ayak izi ahşap gibi minimum değildir.
İncelenen yüksek bina önerilerinde, yapı eleman boyutları o kadar önem arz ediyor ki, yangın endişeleri çok daha arka planda kalır. Her durumda, iyi bir konut örneğinde muhakkak iki merdiven ve bir yangın söndürme sistemi (sprinkler) bulunmalıdır.
DS: Ahşabın ve ahşap yapıların dayanımı hakkında ne düşünüyorsunuz?
KPF: Keops Piramiti ile beraber 4000 yıl öncesinin Lübnan Sedirleri’nin (Cedrus libani spp., ya da Toros Sediri) bugüne ulaştığını biliyoruz, hatta aynı yaşta yaşayan ağaçlar var. Ahşap uygun şekilde korunduğunda, bugün için kabul edilen 50 yıllık yapı ömrünün çok üstünde bir hizmet ömrü sağlayacaktır.
MES: Ahşap yapılar, bakım ve işletme maliyeleri de gözetilirse daha mı pahalı?
KPF: Ahşap daha ucuz ve bakımı daha kolay. Petrol, gaz ve/veya kömür şeklinde muazzam miktarda enerji tükettikleri için beton ve çeliğe çok büyük ölçüde sübvansiyon verildiğini anlamak gerekir. Bu yakıtlar, doğrudan ve dolaylı olarak birçok hükümet tarafından büyük ölçüde sübvanse edilmektedir ve endüstriyel ölçekte bir kullanıcı beton ve çelik için uygun tarifeler almaktadır. Eğer bu devlet destekleri adım adım kaldırılırsa ahşap, çelik ve betonarme ile karşılaştırılabilir.
İnşaatta kullanılan yapı malzemeleri, piyasanın isteklerine göre de fiyatlanır. Özellikle beton çok sıkı kontrol edilir ve bu kontrol bazen kartel olarak adlandırılır. Tüm yapı sektöründe olduğu gibi birçok görünüş ve uygulama tartışmalıdır.
MES: Ahşap yapılarda ısı izolasyonu, ses izolasyonu, hava geçirmezliği, buhar dengeleyicileri gibi yapı fiziğine dair konularda özel bilgi ve deneyime ihtiyaç duyulur mu?
KPF: Malzemeler, binalarda kullanılması amaçlanan herhangi başka bir malzeme gibi, kullanım amacına uygun olup olmadığını ve bariz olan dezavantajları azaltmak için kurgulanabilirliğini belirlemek için laboratuvarlarda test edilmelidir.
DS: Ahşabın dış mekânda kullanımı ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Korumaya yönelik önlemler karmaşık mı? Bakımını yapmak zor mu?
KPF: Amerika Birleşik Devletleri’nin doğu sahilleri boyunca dış cephe kaplamalarının %95’i ahşaptır. Dış etkenlere maruz ise kullanım ömrünü / işlevini uzatmak için koruma yöntemleri uygulanabilir.
DS: Bilinen bir yapı olan Edge'nin diğer ahşap yapılardan farkı nedir? Projenin özellikleri hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
KPF: Edge her şeyden önce, daha çok düşük maliyetli bir otoparka benzeyen, geniş açıklıklı ön üretimli bir yapı. Yenilikçi, harici taşıyıcı prekast beton paneller uygulandı. Bu paneller çok hızlı, zaman kazandıran ve maliyet tasarrufu sağlayan bir inşaat metodolojisi ile kat be kat harç ile dolduruldu. Ahşap ise iç tasarımda kullanıldı.
MES: Oakwood Timber Tower multidisipliner bir grup ile mi tasarlandı? Geleceğin yapılarını ve şehirlerini inşa etmede takım çalışmasının önemi sizce ne olacak?
KPF: Çalışma birliği değil (kooperasyon) ama beraber çalışma kesinlikle gelecekteki başarıların anahtarıdır, çünkü yeni ve gelişen, insanların daha keyifli yaşadıkları ve çalıştıkları, hep daha ileri ve karbon-nötr tasarımlara entegre, teknolojileri yönlendirmeye çabalamaktayız.
DS: Oakwood Timber Tower’ın tasarım süreci, Birleşik Krallık’ta pek çok görüşü değiştirdi mi? Ahşap yapı yönetmelikleri, yapı izinleri, hesap yöntemlerinde bir değişikliğe gidildi mi?
KPF: Elbette, ama daha çok küresel bir etki yarattı. Gezegenimizi ve bizleri kurtarabilecek yeni bir malzeme ve inşaat metodolojisi kullanmanın potansiyel faydalarını vurgulayan bir vitrin projesi olduğu için yeni normların ve standartların benimsenmesine çok önemli bir katkı yaptı.
İlgili İçerikler:
-
İskele Evi
-
CLT Evi
-
Direkler Ormanı
-
Mantar ve Ahşap Ev
-
Taş Kalıntıya Müdahale: Ahşap Tasarım ve İnşaat Atölyesi
-
"Ankara'nın Dünya Mirası: UNESCO Dünya Miras Alanları" Kitabı Yayımlandı
-
Dünyanın En Yüksek Ahşap Binası Perth'te İnşa Edilecek
-
Arch for M.E.: Akdeniz Ekolojisinde Mimarlık ve Sürdürülebilirlik