Duvarlar Üzerinden Atlamak

Rio Sanat Müzesi’nde geçici bir yerleştirme olarak hayata geçirilen TransBorda, müzeyi etrafındaki kamusal alandan ayıran cam duvarların üzerinden atlayan strüktürlerle oyuncu bir ortam yaratıyor.

Ya hiç duvar olmasaydı? Evimizin kapıları her zaman açık olsaydı? Kentimiz sadece art arda dizili, sınır konulmamış, birbirine bağlı açık mekanlardan oluşuyor olsaydı? Birlikte yaşamak için duvarların arkasına hapsedilme fikrini kabul etmezsek ve içinde yaşadığımızı düşündüğümüz tehlikeden, ötekine dair korkutucu tehditten kaçınmayı reddedersek?

Gündelik şiddet kentteki yaşamın en ağır kısmı. Kendimizi korumak için Brezilyalı mimar Angelo Bucci’nin deyişiyle “en derin korkularımızı” kristalleştiren duvarlar talep ediyoruz. Bu kolektif korku inşası tüm yerleri ele geçiriyor ve en uçucu olandan en katıya, en kristalden en opağa kadar çeşitli formlar alıyor.

Müzenin kamusal alanla ayrıştığı cam duvara takılı platformlar
Platformların farklı kullanımları
TransBorda ile oluşan kullanım çeşitliliğinin olanak verdiği kamusallıklar
Platformların farklı kullanımları
TransBorda ile oluşan kullanım çeşitliliğinin olanak verdiği kamusallıklar
Platformların farklı kullanımları
Platformların farklı kullanımları
TransBorda ile oluşan kullanım çeşitliliğinin olanak verdiği kamusallıklar
TransBorda ile oluşan kullanım çeşitliliğinin olanak verdiği kamusallıklar
TransBorda ile oluşan kullanım çeşitliliğinin olanak verdiği kamusallıklar
Platformların farklı kullanımları

Rio Sanat Müzesi (MAR) tarafından Sanat, Demokrasi ve Ütopya sergisi boyunca kamusal programa, oturumlara ve performanslara olanak sağlayacak bir alan yaratmak üzere davet edilince müzenin kamusal mekanla sınırını oldukça esnetmeye çalıştık. Eskiden açık ve üzeri örtülü bir meydan olan müzenin girişi, şimdilerde insanların müzeye dahil olmaları konusunda çok az davetkar olan cam bir duvarla çevrili. Müzenin pilotilerini işgal eden bir dizi açık tribün ve platform hayal ettik ki duvarları aşmak ve kamusal mekanı etkinleştirmek mümkün olsun.

Portekizcede “dışarı taşma” anlamına gelen TransBorda gerçekliği kışkırtmak ve hayalgücüne çağrı yapmak için şiirsel bir gerece dönüşüyor. Rio Sanat Müzesi’nin pilotilerinin cam duvarları arasında ayakları ve elleri üzerinde farklı biçimlerde ve farklı yaşlardaki bedenler bir araya geliyor. Yeni çelik strüktürler, insanları cam duvarların üzerinden atlamaya, tırmanma duvarı ya da kaydırak gibi çocuk oyun alanlarındakine benzeyen strüktürlerle duvarlara meydan okumaya çağırıyor. Bu proje esasında insanları bir yandan eğlenirken ve bu çitlenmiş alanları kamusal olarak işgal ederken bilindik sınırları ihlal etmeye davet ediyor.

Plan
Detay kesit

TransBorda bir eylem çağrısı. Köprüler üretiyor, bariyerleri ortadan kaldırıyor ve bir anlığına bile olsa cam duvarları kabullenmeyi öğretiyor. Yerleştirme Eylül 2018 ile Mayıs 2019 arasında yer aldı ve mahalledeki çocuklardan ve ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Müzenin yeni yönetimle birlikte çevresindeki topluluk ve kent içinde stratejik olarak yeniden konumlandırılmasında önemli bir girişimdi ve kamusallığın artışında önemli bir rol üstlendi. Yerleştirmenin kışkırtıcı geçiciliği, kamusal mekana sanatsal bir jestle dikkat çekiyor ve mimari biçimle insanların birbirleriyle karşılaşmalarına öncülük ediyor, mimari araştırma alanını kendi genelgeçer sınırlarının ötesine doğru genişletiyor.