Geçici İstif

Yerleştiği alana geçici işlev yüklemek üzere tasarlanan restoran yapısı, benimsediği döngüsellik ilkesini sökülüp takılabilir strüktürüne ve mekanın dilini kuran serasıyla mutfağının işleyiş biçimine yansıtıyor.

Ulaşım, inşaat ve yiyecek-içecek hizmeti veren üç firmanın girişimi olan projenin “döngüsel” temalı mekan tasarımını gerçekleştiren Cepezed ekibinin döngüsel pavyon adını da verdikleri yapı, toplantı merkezi ve restoranıyla bir toplanma alanı olarak işliyor.

Proje, Utrecht kent merkezinde bulunan ve önceleri Hollanda’nın kara kuvvetlerinin genel merkezi olarak çalışan Knoop askeri üssünün yanında yer alıyor. Üssün çağdaş, geçici çalışma alanlarının da bulunduğu bir devlet dairesine dönüştürme projesini de 2014’te aynı ekip yürütmüştü. Bu projenin ardından ekipten, üs ile Rabobank genel merkez binası arasında kalan arsa için de nihai kullanımı kesinleşinceye dek alana geçici bir işlev yükleyecek bir çözüm üretmeleri istenmiş. Bu isteğin üzerine hem mimari hem de işlevsel esasını döngüsellikten alan bir tasarım geliştirilmiş. Yapı, bir restorana ev sahipliği yapmasının yanı sıra toplantılar için mekan sunuyor. Ziyaretçiler, öğrenciler ya da işletmeler için bir araya gelebilecekleri, taze yiyecek tüketebilecekleri, birlikte çalışıp birbirlerinden öğrenebilecekleri bir merkez gibi işliyor. Tasarımın esası olarak kabul ettikleri döngüsellik ilkelerine uygun olarak yapı, temeldeki prefabrik beton bloklar da dahil olmak üzere, tamamıyla sökülüp takılabilir şekilde tasarlanmış. Yeni işlevinin yaklaşık 15 yıl içinde belirleneceği öngörülen yapı, bu süre zarfında mevcut yerinden çıkarılıp başka bir konumda yeniden inşa edilebilir. Mümkün olduğunca geri kazanım (reclamation) ve yeniden kullanım (reuse) sonucu elde edilmiş malzemelerle inşa etmek ise projenin amaçları arasında yer alıyor.

İç mekanda geniş yeşil duvar ve farklı oturma düzen ve elemanları
Yapının yerleştiği geçici alan ve eğim ilişkisi
Sera
Sera ile görsel ilişki kuran zemin kat restoran alanı
Sera
Sera ile görsel ilişki kuran zemin kat restoran alanı

İki katlı yapı, galvaniz profilli hareket ettirilebilir çelik çerçeveden bir inşaat seti olarak tasarlanmış. Ölçeğini Knoop kışlasının önceki cam cephe panellerinden devşiriyor; bu paneller pavyonun serasında ve ikinci cephesinde yeniden kullanılmış. Tasarımcılar, döngüselliğin doğru yerde doğru zemin tercihine de yansıdığını belirtiyor. Zemin kat için Tiel’deki eski rıhtımın alttan ısıtmalı sıkıştırılmış kum yataklarına konulan klinkerleri, konvansiyonel beton dökme işlemi yerine tercih edilmiş. İlk kat ise prefabrike ahşap öğelerden oluşuyor; uygun akustiği sağlamak için yalıtım malzemesi de eklenmiş ve yeniden kullanım sonucu elde edilmiş çatı suntaları da kimi odalara monte edilmiş. Çatıda hafif perfore çelik levha da ses yalıtım malzemeleriyle desteklenmiş. Cam perde duvar sayesinde pavyonun kaidesi şeffaf kılınmış, üst kat cephesinde ise prefabrike ahşap paneller kullanılmış. Malzemeler tamamen geri dönüştürülebilir ve kloroflorokarbon içermiyor.

The Green House, yiyeceklerin yenilenebilir yakıtlarla çalışan enerji tasarruflu fırınlarda piştiği mutfağıyla alternatif akımın kullanılmadığı bir restoran olma özelliği de taşıyor. Çatısı güneş panelleriyle kaplı yapının iç mekanı "kentsel madencilik" aracılığıyla yeniden kullanım sonucu elde edilmiş mobilyalarla döşenirken tamamen yeni olan mobilyalar ise geri dönüştürülmüş malzemelerle üretilmiş.

Vaziyet planı
Zemin kat planı
1. kat planı - Çatı katı plan
Sistem kesiti
Projeyle geçici işlev yüklenmiş alan ve yakın çevresi

İlk kattaki toplantı odalarının yanında, dikeyde istiflenmiş katmanlarıyla bir kentte gıda üretme pratiği olan dikey tarım yapabilmek için 80 metrekarelik bir sera alanı bulunuyor. Biyoçeşitliliği korumak, atık yönetimi ve üretim, ulaşım ve gıdanın dağıtımında kullanılan enerjinin azaltılması dikey tarımın temel çevresel faydaları. Bu serada da, 60’dan fazla bitki ve sebze restoran mutfağında kullanılmak üzere yetiştiriliyor. Dolayısıyla mahsul, paketleme ve soğutma süreçlerinden arındırılmış olarak yerinde hasat ediliyor ve birkaç adım uzaklıktaki mutfağa getiriliyor. Kamuya açık ve alt kattaki restorandan da görülebilen sera, mekan deneyiminin de kurucu unsuru olarak görülüyor.

Benzer şekilde geniş yeşil duvar da sadece biçimsel nitelikleriyle değil aynı zamanda iç mekan iklimine ve kullanıcıların esenliğine fayda sağlayacak şekilde işleyerek bu deneyime katılıyor. Buradaki bitkiler, zararlı gazları emerek tesirlerini azaltmalarıyla hava temizleme vasıflarına sahipler; ayrıca ortama oksijen sağlıyor, nem ve ısı dengesine katkıda bulunuyorlar. Yeşil duvarın uygulaması, ayırıcı duvar ve cephelerde patentli dikey bahçe sistemi üzerine çalışan firmalarla işbirliğiyle gerçekleştirilmiş. Sistem, korozyona dayanıklı yüksek kaliteli magnelis-çinko çatkı üzerine kurulu. Tamamen özerk çalışan bu çatkı, yeterli sulama ve beslemeyi sağlayacak sisteme bağlanmış taşyünü levhalar ile donatılmış. Duvarlar 65 metrekare alan kaplıyor ve %60’a yakını yeşil, %40’a yakını çok renkli olan 3.400 civarında bitki taşıyor.

Etiketler: