Hatırlayan Beden

Rıhtım bölgesinde gerçekleştirilen proje, mekanı beden ve deneyimle bir araya getiren bir anlatı kurmayı deniyor.

Tasarımcılarının projede geliştirmeye çalıştıkları anlatı, modern toplum ve maddi dünyanın çevreyle kurduğu ilişkinin yanı sıra manevi değerler ve fiziksel deneyimin algısıyla da şekilleniyor. “Yer” ve bedenin hareketi üzerine bir deney olarak işleyen projenin esasını oluşturan ise; biyolojik evrimin bir parçası, kökleri milyonlarca yıla dayanan bir alışkanlık olduğu vurgulanan, çevreyle hareket üzerinden kurduğumuz ilişki.

Bu deneyimi kurmak üzere 18 metre ve 36 metre uzunluğunda iki beton duvar aracılığıyla, farklı iç genişliklere sahip bir tür yapay kanyon oluşturulmuş. Deneyimi beden ve algı eksenine çeken bir diğer unsur da kurgunun tamamlayıcısı olarak görülen sis. Duvarlardan içerideki “kanyon”a yollanan sis ile yürüme deneyimini bir bilinmezliğe, kaybolmaya; çıkış yolunu bulmayı da bir mücadeleye dönüştürmek istenmiş. Böylece, oldukça kısa bir zaman diliminde olsa da, dış etkenlerden arındırılmış ortamda, bedeni mekansal algının kuvvetli bir parçası, iletişimin tek yolu haline getirmek amaçlanmış.

Bu sis; ters ozmos yöntemiyle membran filtre kullanılarak temizlenmiş, paslanmaz çelikten bir mekanizma ile yüksek basınçla püskürtülen suyun toz tanelerine dönüşmesiyle oluşuyor. Yaklaşık 60 saniye içinde su sisi alana yayılıyor. Proje iki taraftan biri terazzo yüzeyli bir rampa, diğeri çimenlik iki küçük alanla çevrilmiş. Fikri altyapısına uygun olarak hiçbir işlev yüklenmemiş bu koridora, kişisel işlev ve anlamlar yüklenmesi istenmiş.

Etiketler:

İlgili İçerikler: