Koç Okulu Yeni Lise Binası

EN

Koç Okulu'nun yeni lise binasının iç mekan projesi PAB Mimarlık tarafından tasarlandı. PAB Mimarlık kurucu ortağı Pınar Gökbayrak, Koç Okulu dergisi Voice için hazırladığı yazısında projeyi şöyle anlatıyor:

Geleceğe Uzanan Zamansız Bir Yapının Peşinde…
Koç Okulu’nun yeni lise binası, alanında uzman ekiplerin dahil olduğu, çok paydaşlı ve ciddi bir işbirliği ile yürütülen zorlu ve verimli bir sürecin sonucu olarak kapılarını açtı. Mimari projesini DB Mimarlık’ın üstlendiği, eğitim ve mekan stratejisini Thisis180 ekibi ve Trung Le’nin kurduğu, iç mimari projesini ise PAB Mimarlık olarak ekibimizin üstlendiği bu sürece başlarken, Thisis180’nin liderliğinde okul paydaşlarıyla uzun dinleme atölyeleri düzenlendi ve tüm paydaşların üzerinde uzlaştığı müşterekleri bulmak üzere hareket edildi. Bu dinleme atölyelerinin ışığında, okulun gelecekten beklentisi, eğitimin geleceğine dair öngörüler, öğrencinin yenilikçi eğitim paradigması içindeki yeri, teknolojinin eğitimdeki etkisi, kullanıcı deneyimi ve kampüs deneyimi gibi çok katmanlı ve çok disiplinli bir bakış açısıyla mekan stratejisi kuruldu.

Öğrenciyi merkeze alan bu mekan stratejisinin okulda farklı yansımaları olduğunu görebiliriz. Geleceğin okullarında, eğitimin deneyime dayalı, öğrencinin etkin olduğu interaktif bir süreç olacağı öngörüsüyle, “öğrenme stüdyoları” sınıfların yerini alırken, “yönsüz stüdyolar” tasarlandı. Sınıf içi hiyerarşiyi kırmak üzere sınıfın önü-arkası gibi konvansiyonel bir kurgu yerine daha esnek ve çoklu kullanıma uygun, hareketli mobilyalarla kolayca kullanım biçimleri çeşitlenebilecek, iki tahtalı sınıf duvarlarıyla alternatif kullanımlara imkan tanındı. Tahtanın önündeki standart öğretmen masasının da iptal edildiği ve öğretmenin de öğrenci gibi stüdyonun bir bileşeni olduğu bu mekan diziliminde, öğreten-öğrenen, etken-edilgen roller daha yenilikçi eğitim pratikleri için yeniden ele alındı. Stüdyoların koridora bakan cephelerinin cam oluşu ise, stüdyo içindeki etkinliğin koridora taşmasına, katılımcılığı ve şeffaflığı artırmaya yönelik bir karardı.

Eğitim alanlarının stüdyolarla kısıtlı kalmaması, tüm fiziksel çevrenin eğitim için bir kolaylaştırıcı, bir öğrenme alanı oluşturabilmesi için pek çok ortak alan oluşturuldu. Writing Hub veya Deep Questions Institute gibi ortak alanların kimi, daha odaklı ve konsantre çalışma ve üretim alanları olurken; koridorlarda planlanan farklı ölçekte buluşma noktalarıyla öğrencilerin ders saatleri dışında da bir araya gelmesine, sosyalleşmesine, birbirinden öğrenmesine imkan tanıyacak enformal öğrenme alanları oluşturuldu.

Her katın belirli departmanlara ayrılması ve o departmanın ihtiyacına göre şekillenmesi, öğretmenlere de bir araya gelip ortak projeler üretebilecekleri enformal alanların oluşturulması, eğitim ekosisteminin tüm paydaşlarını gözetmek adına önemli bir karardı. Öğretmen ofislerinde de benzer cam iç duvarlarla şeffaflığın okul genelindeki etkisi artırıldı.

İç mekanlarda cam kullanılmasının en önemli nedenlerinden biri, dışarıdan gelen günışığının yapının her noktasına ulaştırılabilmesiydi. Mimari tasarımın sonucunda binanın merkezinde yer alan ve tüm öğrenciler için bir buluşma alanı olan amfi merdivenli agoranın tam üzerinde yer alan geniş çatı ışıklığı ile tüm katlara yayılan günışığı, stüdyolardan ve ofislerden koridorlara sızan günışığı ile birleşiyor. İç ve dış mekan bütünlüğünü sağlayan geniş cam yüzeyler, yapının içindeyken bile dış hava koşullarını gözlemlenebilmesini, yapının ışıkla dolup taşmasını sağlıyor.

Yapıyı lisenin diğer binalarına bağlayan “alley” ise doğal ışıkla yıkanan, dış mekandaki peyzajın birebir içerde de hissedildiği, adeta bir iç sokak niteliğindedir. Öğrencileri karşılayacak ana mekan olarak geniş, ferah ve boş ışıklı, pek çok buluşmaya imkan tanıyacak kadar da esnektir.

Yapının hangi katında olunursa olunsun, dış dünya ile doğrudan görsel ilişki kurulurken, alt zemin katta sınıfların doğrudan bahçeye açılmasına, avlularda açık eğitim alanları oluşturulmasına ve sosyal alanların bahçeyle doğrudan ilişki kurmasına imkan tanındı. Yapının dışı, avluları ve bahçesi de artık eğitim alanlarının uzantılarıdır…

Yapının bir başka önemli özelliği ise, zamansızlık hissini sağlayan doğal malzemelerin seçimidir. Yapının dış kabuğunu saran tuğla, natürel dokusu ve pastel rengi ile hep orada olmuş ve hep orada olacak bir yapı etkisini oluşturuyor. Cephedeki büyük cam boşluklardan içeriye sızan tuğla cepheler, iç mekanda başka bir doğal malzeme olan ahşap ile buluşuyor. Zamanın patinesini üzerinde hissettirecek ahşap duvar kaplamaları, yumuşak ve sıcak dokusu ile insan odaklı bir çevre oluşturmaya katkı sağlıyor.

Geçmişin bilgi birikimini, kampüsün yaşanmışlığını, doğal peyzajın güçlü etkisini yanımıza alarak öte yandan geleceğin imkanlarını sağlamaya ve ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanarak çok paydaşlı tasarladığımız bu yapının, çok yakında yeni projelere, inovatif fikirlere, özgürlükçü zihinlere ve geleceğe yön verecek isimlere mekan olması dileğiyle…

Etiketler: